Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

İFFET

İFFET; KADINA YAKIŞTIĞI GİBİ ERKEĞE DE YAKIŞMAKTADIR !.. 

  " Doğrusu kadın onu gözüne kestirmişti. Eğer Rabbinin bürhanını müşahede etmemiş olsaydı, o da kadını gözüne kestirip gitmişti. İşte bunun nedeni, her türlü kötülük ve tutkuya bağlı taşkınlığı ondan uzaklaştırmak istediğimiz içindi; çünkü o bizim seçkin kullarımızdan biriydi. " ( Yusuf sûresi, âyet 24 ) 

     Aziz Kur'an'ın; 12 nci suresi olan Yusuf sûresi, tarihte yaşanmış bir vak'ayı, bir yaşanmışlığı anlatmaktadır. Yani, Hz. Yusuf (as) ile Züleyha annenin başından geçen bir olayı. Hem de ne olay?

     21 nci çağın insanlığının, kadın ve erkek herkesin okuması, ibret alması. değerlendirmesi gereken  önemli, ciddi bir husus. Maalesef, geleneğimizde, kadın hata yaptığı zaman kınanır, tedip edilir, toplum tarafından tu-kaka edillr iken, dışlanır, itilir, kakılır iken; erkek; hata yaptığı, iffetini ayak altı ettiği zaman " Kahraman" olarak, " Erkektir canım, ne yapsa yeridir" şeklinde lanse edilmektedir. 

     Onun içindir ki, ar damarı çatlamış, hayayı, utanmayı, hicabı bir taraf etmiş nice erkek bilmekteyiz ki, bu mevzularda "kahraman", "yiğit adam", "er kişi" olarak toplumda hürmet ve saygı görmektedir. 

     Oysa, çarşıda, pazarda, caddede, meydanda, sokakta vurulan, öldürülen, dövülen, darp edilen hanımın hatası, erkeğin hatası karşısında solda sıfır kalır iken, yemiş olduğu dayak, sopa, darp, bıçaklanma, vurulma ve öldürülme almış başını gitmektedir. 

     " Burada Hz. Yusuf'a ait olan " çünkü O benim Efendim" ifadesinde " efendim" sözcüğünün aslı olan rabbi, Hz. Yusuf'un da konuştuğu  Sami dil ailesinde " hizmetçinin sahibi, kölenin efendisi, kulun Rabbi" anlamlarına kullanılan çok çağrışımlı bir ifadedir. 

     Dolayısıyla bununla kastedildiği ancak hatibin kastı, iç ve dış bağlam göz önüne alınarak bilinebilir. Hz. Yusuf ile yöneticinin karısı arasındaki bu diyalogda bu sözcük kasten tevriyeli kullanılmış gibidir. 

     Çünkü bu kıssanın ana temalarından biri de Allah'ın rububiyetine dikkat çekmektir. " Uyar: " Ey kavmim! Siz kendinize yakışanı yapınız. Şunu iyi biliniz ki ben de ( ben de kendime yakışanı) yapmaktayım. Unutmayın ki zamanı gelince onlar bilecekler." ( Zümer sûresi, âyet 39 ) 

     " Doğrusu onlardan öncekiler de böyle demiştiler; fakat kazana geldikleri şeyler kendilerine hiç bir yarar sağlamamıştır." ( Zümer sûresi, âyet 50)

     Bu gerçek dikkate alındığında Hz. Yusuf'un rububiyet konusunda ne kadar titiz olduğu görülecektir. Bu durumda Hz. Yusuf , " o benim Rabbim'dir" derken gerçek Rabbi olan Alllah'ı kastetmiş, fakat içerisinde bulunduğu konum gereği , bunu terviyeli olarak ifade etmiştir.

     Bu durumda muhatabın bu sözü kendi tasavvuruna göre anlaması doğaldır. Böylelikle Hz. Yusuf, evin hanımına, kendi aleyhine kullanacağı bir koz da vermemiştir." ( K. Meali, M. İslamoğlu, sayfa 435)

     Günümüz dünyasında, kadınların  kul olarak hakkı verilmelidir. Mescidler; taa ardına kadar açılmalı, cuma namazlarına gitmeliler, bayram namazlarını kılmalılar ve ölen yakınlarının cenaze namazlarında bulunmalılar. Ondan sonra da;

     Hanımlarımızın, eğitimi, öğretimi bakımıından ötürü, ilmi alanlarda, çocuk, aile birey hakları hususunda düzenlenen panel, sempozyum,. konferans gibi toplantılara katılmaları sağlanmalı ki, toplum içerisinde, bir kesim, yani erkekler istifade ederken, hanımlar, orada, burada " el alımak", " el verdim" kaosundan kurtarılmalıdır. 

     Çünkü, bilinç sahibi kadın; hata yapar iken, edebini, kimliğini, kişiliğini bir düşünecek, bir daha düşünecektir. Ondan sonra, yapacağı hatanın arkasından gelecek pişmanlığı hesap edecektir.

     Netice olarak;

    Yüce Allah'ın kadın ve erkek kulları, kendilerine bahşedilen tüm hakları, kulluk bilincini ve değerlerini yeterli şekilde kullanmalı, kimse kimseyi " ikinci varlık", " eye kemiğinden halkolmuş" düşüncesine itmemelidir.

     Bir kere, beyin olarak, yapı olarak, fizyonomi olarak bir ve beraber olan iki insan, nasıl olur da " Eksik" " Nakıs" olarak nitelenebilir? 

     Kadın ve erkek olarak hiç bir kimse kimsenin, Allah rızası için, cennet ve cehenneme girmesi için veya girmemesi için birbirinin rızasına, gönül hoşnudluğuna bağlı değildir. 

     Kadın günah işlerle ise, cezasını çekecek, erkek hata yaparsa kendisi bunun neticesini görecektir. Demek ki, iffet mefhumu, kadına lüzumlu ve gerekli olduğu gibi, hanım efendilere de lüzumlu ve elzemdir. İffet ziyneti, hem kadını süslemekte, hem de erkeği güzelleştirmektedir.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın