Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

İNSAN ÖLÜNCE KIYAMETİ KOPAR!..

  " Onların, meleklerin kendilerine ( ölüm) getirmesinden ya da Rabbinin ( azabının) gelmesinden, veya Rabbinin ( haber verdiği) kimi ( helâk) işaretlerinin gelmesinden başka neyi beklemeye hakları var? Rabbinin kimi işaretlerinin geldiğini haber vereceği o gün, daha önce inanmamış, yahut inandığı halde imanının hayrını görmemiş olan kimseye imanı hiç bir yarar sağlamaz. De ki: " Bekleyin ( o kaçınılmaz günü)! Ama asla unutmayın; Biz de bekliyoruz!" ( En'âm sûresi, âyet 158 )

     Bu ayeti celile de; imanıyla, eylemleriyle bir iyilik ortaya koymamış, amele dönüşmemiş, sahibinin yüreğine yük olan iktidarsız bir imanın ne önemi bulunmaktadır ki? 

     " Dinlerini param parça edip fırkalara taraftar olanlara gelince : Senin onlar için yapabileceğin bir şey yok. Zira onların işi yalnız Allah'a kalmıştır: Sonunda Allah onlara yaptıklarının hesabını soracaktır." ( En'âm sûresi, âyet 159) 

     Ne kötü bir yaklaşım, eylem, amel, düşünce, fikir, ideoloji, inanç bölücülük!.. Maalesef, alemi İslam; ayette zikredildiği gibi, bu tür yanlışları yaşamaktadır!..

      Mezheplerin din haline getirilmesi, ekollerin üstünlüğünün tartışılması, kıyamet üzerine sunulan senaryolar, ileri sürülen asılsız, içi boş iddialar, tamamen Kur'an dışı inançlardır. 

     Kimileri " tevbe kapısı " ihdas ederek, misafirlerine bir kase çorba sunarak  saf , masum ve okumamış insanları kandırır iken, kimileri, Mesihlik, Mehdilik, Kutupluk, Gavs'lık yönüyle vurgun vurmakta, tertemiz insanlarımızı söğüşlemektedirler. 

     Zaten, insanları kandırabilmek, beyin ve dimağlarını alt üst ederek, " kıyamet koptu, kopacak" senaryoları üzerine yorumlar, sözler üreterek film çevirmekte, zavallı insanımızın cebini boşaltmaktadırlar. 

     Bu gün; ülkemizde, binlerce genç insan, bir hiç uğruna, daha doğrusu doğrudan cennete gitme namına, bir soytarının peşine düşmüş, onun saç tellerine bile rabıta ederek, kıçındaki pis çamaşırını bile koklayarak, o mel'undan istimdat bekler duruma düşmüştür!.. 

      Kimileri " ağabey", kimileri " abla" rolüne soyunmuşlar, ölse gitseler, hapishanelerde ömür çürütseler değil, "cehenneme zümera" olsalar bile, yine de bağlı bulundukları soytarının, artistin izinden gitmeye, onsuz, onun adını anmadan ibadet bile etmeye tenezzül etmemektedirler!..

     Oysa, aziz Kur'an'ın emirlerini dinlediğimiz zaman, sahabe-i kiramın nezih yaşantılarına baktığımız an, ne göreceğiz? Sağlam bir iman,  amel, Resul'e bağlılık ve Allah'a teslimiyettir!.. 

     Hz. Ebubekir', Hz. Ömer gibi dehaların hayatlarında sağlam bir iman, aracısız bir İslam bulunmaktadır. Ne pir, ne Fetö, ne Gavs, ne Kutup, ne sahte Peygamber etkin ve faal olmamıştır.  

     Sonuç yerine;

     21 nci çağın Müslümanlarının  üzerlerine düşen önemli bir görev bulunmaktadır. Ne dünyanın sonu yaklaştı, kıyamet: kopmak üzere diyenlerin, nede aziz İslam'ı parça parça gruplara ayıranlara fırsat vermemektir. 

     Müslümanlara düşen önemli görev: ölçü olarak aziz Kur'an'ı okumak, anlamak ve emirlerini yaşayarak, sevgili Peygamberin izinden gitmektir. 

      İslam ve Müslümanları parça para bölerek, bir yere varılamayacağı artık anlaşılmış, birlik, beraberlik, tesanüd yolu apaçık Müslümanların gözleri önüne serili durmaktadır. 

      Kıyamet senaryoları yazanlara dikkat etmeliyiz!.. Tabii ki, kıyamet kopacaktır!.. Ama ne zaman, bunun saatini, gününü, ansızın geleceğini yüce Allah'tan başka kimse bilemez, bilse de yapmış olduğu iddialar, yorumlar boşlukta kalacaktır.. 

     Allah'ım!.. Bu aziz millete, birlik, beraberlik, dayanışma lütfetsin!.. Her türlü eğri-büğrü yollardan, sapmalardan uzak eylesin!... Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın