Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

İSA (AS) VE MEHDİ GELMEYECEKTİR !..

    " Meryem oğlu Mesih sadece bir peygamberdir. Ondan önce de bir çok peygamber gelip geçmiştir. Annesi de çok doğru bir kadındı. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak biz onlara ayetlerimizi nasıl açıklıyoruz! Sonra da onlar nasıl yüz çeviriyorlar." ( Mâide sûresi, âyet 75 ) 

     " Allah, Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara " Allah'tan başka beni ve annemi iki İlah edinin" diye sen mi söyledin? demişti de İsa " haşa hak olmayan sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer söylemiş olsaydım şüphesiz sen bunu bilirsin, sen benim içimde olanı bilirsin, ben senin içinde olanı bilmem. Şüphesiz ki görülmeyeni bilen ancak sensin sen" demişti." ( Mâide sûresi, âyet 116 ) 

       Böylesi bir mevzuyu iki yönlü incelemek istiyorum. Birincisi: Hristiyan alemine göre, İsa (as) Peygamber değil, yaratıcı Tanrıdır. Yaratıcı tanrı olması hasebiyle, şu anda da el'an hayattadır. Dünyanın sonu geldiği vakit, yeniden dünyaya gelecek, tüm insanlığı Hristiyanlığa davet edecektir. 

     İkinci husus ise, İslam toplumlarına göre, Hazreti İsa (as) bir peygamberdir, hem de ulu'l-azm yani büyük bir peygamberdir. Tıpkı, Hristiylan aleminin Hz. İsa'ya tanrı olarak inandığı ve geri dünyaya dönüş yapacağı gibi, İslam alemi de, onu bir peygamber olarak tanımada, tıpkı Hristiyan alemi gibi, ahir zamanda, dünyaya dönüş yapacak, Şam şehrinde beyaz minareye teşrif ederek, Hz. Muhammed (sav)'e inanmış biri olarak İslam'a hizmet edecektir. 

     " Onlara senin emrettiğinden başkasını söylemedim. Benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin dedim. Aralarında bulunduğum sürece onların üzerinde gözcüydüm. Sen beni öldürdükten sonra ise onları gözetleyici sadece sen oldun. Sen her şeye şahitsin." ( Mâide sûresi, âyet 117) 

     " Eğer sen onlara azap edersen, doğrusu onlar senin kullarındır. Onları bağışlarsan, güçlü ve hikmet sahibi olan ancak sensin, sen!" ( Mâide sûresi, âyet 118) 

     " Allah buyuruyor ki! Bu doğrulara doğruluklarının fayda vereceği gündür..." ( Mâide  sûresi, âyet 119 )  Dolayısıyla, ve kesin olarak Hz. İsa peygamberin Kur'ani emirlere göre durumu budur. Şu alıntıyı birlikte okuyalım:

     " Elçi olarak diğer elçilerden farkının olmadığını (05/75) yaradılışta Adem'in durumu gibi olduğunu, Adem'i topraktan anasız ve babasız yaratan Allah, İsa (as)'ı da babasız yarattığını ( 03/60), sonra onu yaşatıp öldürdüğünü beyan eden ayetleri insanlığın akledip anlaması için açık açık ortaya koymasına rağmen nasıl olur da İsa (as)'ın tekrar geleceğini kapalı tutar?

     Allah kelamını " anlaşılması için açık bir dille indirdiğini " (12/02) bildiriyor. Allah'ın bildirdiklerinden anladıklarımıza göre, İsa ve Mehdi gibi zatların geri gelmeyeceğidir. 

     Diğer insanlar gibi yaratılmış, yaşatılmış ve görevlerini ömürleri süresince yapmaya çalışmış Allah'ın kullarıdır. Ömürleri son bulunca da vefat ettirilerek Rablerine kavuşmuşlardır. 

      Onlar yaşadıkları sürece kul olmanın bilincinde olmuşlar ve Allah'ın lütfuna mazhâr olmuşlardır. Bugün bize düşen de Allah'tan korkulması gerektiği gibi korkarak Allah'ı razı etmenin yolunu tutmaktır. 

     İsa da, Musa da, Muhammed (as)'da gelse, hepsi birbirine yardımcı olsalar bile, biz hidayeti istemedikçe onlar bizi hidayette kılamazlar. Biz hidayeti isteyince ise İsa'nın ve Musa'nın ve de Muhammed (as)'in yeniden gelmesine gerek yoktur. 

     Çünkü Allah'ın kullarına gönderdiği hidayet kaynağı Kur'an elimizin altında duruyor. Geçmiş ümmetlerin ve peygamberlerin başına gelenler uzun uzun anlatılıyor ve sonunda şu ifadeye yer veriliyor; " İman ettik demekle kolayca cennete gireceğinizi mi sanıyorsunuz?" ( 29/2-3)

     Geçmiş ümmetlerin başına gelenler sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sanıyor sunuz?" ( 2/214) Cennete girmek için imanla birlikte gayretlerin tümünü ifade eden Salih amel sahibi olmak, elden gelen gayretin tümünü göstermek gerekmektedir. Bu yoksa İsa (as) da Musa (as)'da bizi kurtaramaz." ( İktibas, Mayıs 2009, sayfa 65-66)

     Sonuç olarak;

      Müslümanlar olarak, ümmet olarak yeniden bir peygamberin geleceğini ümid etmek, beklemek, bunun yanı sıra Mesih inancına inanmak, saf dillikten başka bir şey değildir.

     Çünkü, son Resule inzal buyrulan aziz Kur'an'ın tüm ayetlerinde böylesi şeylere işaret etmekte olan bir ayeti kerimeye rast gelmek, tesadüf edilmesi mümkün değildir. 

     Bu tür şeyler, yukarı satırlarda izah edlldiği, Hristiyan milletlere göre Tanrı İsa'nın yeniden dünyaya zuhuru, İslam milletlerine göre de " Tanrı değil de", peygamber İsa'nın yeniden dünyaya teşrifi ve İslam'a hizmet edeceği yönündedir. 

       Böyle bir var sayımın oluşumu Kur'an'a ters  zıt bir düşünce olmakla beraber, Mesih'in de ahir zamanda İslam ümmetine hizmet içini teşrif edeceği düşüncesi, sufilerin, müridanın, mistiklerin ve bilhassa, 15 Temmuz soytarısının dillendirdiği ve kendisine de Mesih olarak hizmet ettiği yalanıdır. 

     Son sözler olarak, ümmeti Muhammed'in akli ve Kur'anî hareket etmesi gerekir. Aksi halde, bu tür uydurma şeylerin ne önü alınabilinecek, ne de arkası..

      Bu uyduruk şeylerden kimler nemalanacak, müstefit olacaktır? Tabii ki, şeyhler, kutuplar, Feto ve insanları kandıran müridan kesimlerdir.. Rabbim!.. Ümmete basiret lütfetsin!.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir 

Facebook Yorum

Yorum Yazın