Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

İSLÂM BOYASI VURULMUŞ "MİSTİK" ANLAYIŞLAR!..

" Allah katında din İslâm'dır. Daha önce kendilerine mesaj gönderilenler, başka değil, yalnızca kıskançlıktan dolayı, kendilerine gerçeğin işareti geldiği hâlde farklı görüşlere saptılar. Kimi Allah'ın mesajlarını inkâr ederse, iyi bilsin ki Allah hesabı en seri biçimde görendir. " ( Âl-i İmran sûresi, âyet 19)

Hamdü sena olsun ki, yüce Allah, biz Müslümanlara " İslâm" adıyla yep yeni, dip diri, bir daha yeryüzünde insanlığa gelmeyecek olan bir din göndermiştir.

Bu yüce dinin temsilcisi aziz Peygamberimizde son peygamberdir. İslam adına kim çıkarda " sende var" diye bir iddiada bulunursa, bulunmuşsa hezimete uğramış ve uğramaya mahkumdur.

Daha önceleri ortaya çıkmış bulunan Müseylimetül Kezzap gibi şarlatanlar hezimete uğramış, bundan sonra da uğramaya mahkum olacaktır. Şu ayeti kerimeye dikkat çekmek istiyorum:

" Her kim kendisine Allah'a kayıtsız ve şartsız teslimiyet yolundan başka bir din ararsa, bu kendisinden asla kabul edilmeyecektir; üstelik o âhirette de kaybedenlerden olacaktır."( "Al-i İmran sûresi, âyet 85)

Gerçek zulüm, hakikatin apaçık delilleri geldikten sonra sapmaktır.

Asr-ı Saadet Müslümanları, Kur'an yolunun dışında başka bir yöne sapmamışlar, Rasullullah'dan başka bir rehber aramamışlardır.

Maalesef, böylesi kutlu yol devam ederken, İslam'dan sonra tam tamamına üç asır sonra " mistik" rehberler, arayışlar, bir kısım insanların etrafında kümelenmeler başlamış, böylesi bir anlayış da gün geçtikçe dozajını artırarak günümüz dünyasına kadar gelinmiştir.

" Siz ey iman edenler! Sadece ( Allah'ın huzurunda) eğilin! O'nun sizin için koyduğu yasaya tabi olun ve yalnızca Rabbinize kulluk edin! Bir de hayırlı işler yapın ki ebedi kurtuluşa nail olasınız!" ( Hac sûresi, âyet77)

Ne yazık ki, Asr-ı Saadet devrinden üç asır sonra başlayan "mistik" anlayışlar, bidayetinde fakirliği, yoksulluuğu yaşarken, gittikçe dünya zenginliği, paraya , mala, mülke tapma işlemi had safhaya ulaşmış durumdadır.

Karun misali yaşantılar, lüks cipler içerisinde , uçaklar bünyesinde seyahatlar, yem yiyecekler, giysiler, " mistik" düşünceyi aşmış, Neuzubillah! Karun'u bile solda sıfır edecek hayat şartlarına bürünmüşler!..

Tabii ki, insanları kandırmak, bu saltanatın devam etmesi için çeşitli senaryoların peydah edilmesi lazımdı. Gavslık, Kutupluk, Kutbul aktaplık müessesesini icad etmek ve hayata geçirerek insanları hem dünyada, hemde ahirette kurtarma eylemleri!.. Halbu ki,

" Kimsenin kimseye hiç bir fayda sağlamayacağı, kimseden kurtuluş bedeli kabul edilmeyeceği, şefaatin hiç bir yarar vermeyeceği ve hiç kimsenin yardım görmeyeceği günün bilincinde olun!" ( Bakara sûresi, âyet 123)

Ayeti kerime bunu emrederken, bildirirken, günümüz dünyasında her köşe başını tutmuş " mistik"lerin durumu, pozisyonları ne olacaktır? Yani,

İnsanlar, aziz Kur'an'ın emirlerini öğrenmiş olursa, emirlerinin farkına varırlarsa bu çömezler, ne yiyecek, nereden beslenecek, nasıl kanat takıp uçaklardır?

İktidar ve güç ne kadar büyük olursa olsun Allah'ın mutlak iktidarı karşısında bir gün yok olacaktır. Burada Hz. Peygamber inşa edilmektedir. Dolayısıyla, Ey Peygamber senin ellerinle kurulacak bir yapı da bu genel ilâhi yasanın dışında değildir.

Emek, zahmet inşa ettiğin sınırları ve günah setlerini yıkmaya kalkanlar çıkacaktır.

" Mistik" yapılar haddi aşan günah birikimleridir. Yeryüzünde, nerede olurlarsa olsun insanları kandırmacadan başka bir eylemleri olmayacaktır. Sadece saltanatları kendi düzenlerini kurmak. varlık üstüne varlık yığmaktır. Zenginliğin ölçüsü olmadığına göre, kof yığınlar bir iki kişinin kulu ve kölesi yapılmaktadır.

Netice olarak;

21 nci asrın Müslümanlarına bu hususta büyük görevler düşmektedir. Hakkı batıldan ayırıcı mes'eleleri bilmek, tanımak ve ona göre yaşamlarını dizayn etmeleri gerekir.

Bilhassa, aziz İslam bir " mistik" yapıya müsaade etmemektedir. İslam, çalışmayı, ilerlemeyi,kalkınmayı emrederken, gericiliği, geri kalmayı, ilkelliği kabul etmemektedir.

Daha doığrusu, " İslam, " bir lokma, bir hırkayı" kabul etmemektedir. Çalışmayı, ilerlemeyi, kalkınmayı emretmektedir.

Çünkü, İslam, kalkınmayı, ileri gitmeyi, emreder, pısırıklığı, tembelliği reddetmektedir. Çalışmak; ileri gitmek, kalkınmak, göklere, fezaya, uzaya yol bulmak olmalıdır Müslümanın işi Selam ve dua ile...

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın