İslam hakimiyeti

İSLAM'IN HAKİMİYET DEVLET TALEBİ HEP OLMUŞ VE OLACAKTIR!.. 

     Hamdü sena olsun ki, Müslümanların; Kur'an diye muazzez ve mukaddes bir kitapları, Hz. Muhammed (sav)  gibi bir peygamberleri vardır. 

     Aziz Kur'an  ve Hz. Peygamber'in dünyadaki görevleri,  oluş ve geliş gayeleri, daima yeryüzünde İslam'ı hakim kılmak; ezilen, zulüm gören, tutsak edilen, özgürlüğü elinden alınan insanlığı, her türlü şer güçlerin ellerinden kurtarmak, rahat rahat, enine boyuna dinlerini yaşamak için " İslam'ın hakimiyet devlet anlayışını" emir buyurmuş, bu uğurda tüm Müslümanların korkmadan, ürkmeden çalışmalarını emretmiştir. 

     Bir kere, kendini tanımayan, kendisinin farkında olmayan insan,  başkasının farkında olur, o toplumları idare edebilir mi? Çünkü, kendini bilen, nefsini bilir,  Rabbini bilir, tanır. Rabbini bildikten sonra O'nun emirlerine, hükümlerine teslim olur, boyun eğer! 

      Başkasını tanımaz, her türlü Allah düşüncesi dışında olan hegemonyaları elinin tersi ile iter ve " tanımıyorum!" der. Aksi halde, İslam dışı her türlü " izmi", tanımış olursa ne olur? Kula kulluk, Allah'sızlık, inançsızlık, şehvete tapma, mala, mülke ubudiyet, her türlü kapitalist ve sosyalist sistemin içerisinde var olan şeytani unsurlara kul köle olur. 

     Onun içindir ki, Resulullah (sav)'in, 13 yıllık Mekke hayatına nazar ettiğimiz an görmüş, müşahade etmiş oluruz ki, daima putları, putçuluğu, senliği, benliği, ırk hegemonyasını, şirki, puta tapıcılığı reddetme düşüncesi hakim olmuş. bir Allah'a iman, Resulüne tabi olma, aziz Kur'anın emirlerini bihakkın tanıma, inanma emri yatmaktadır. 

     Bilhassa, 21 nci çağın insanlarının yapacakları, inanacakları tek şey şu olmalıdır: Monoteist, ateist, deist, kapitalist, sosyalist, ırkı sapıklıkları reddetmek, elinin tersiyle itmek en büyük amacı, Allah'ın rızası,  gayesi ve ideali olmalıdır. 

      Şu hususa dikkat çekmek isterim ki, Resulullah (sav)'in, Medine'ye  hicret ettikten sonra ilk işi, ameli, cehdi, gayreti hemencecik " İslam Devleti"ni inşa etmek olmuş, bütün beşeri, insani var sayımları Medine topraklarından kovmuş ve çevresini de halas etmek için  derhal acil, süratli  bir şekilde girişimlerde bulunmuştur. 

      Bedir cenginin  altında yatan etken budur. Yani, İslam'ı devlet yapmak, insanı, puttan, putçuluktan, her türlü eğri, büğrü düşünce yapılarından arındırmak ve kurtarmak içindir. Onun içindir ki;

     İslam'ın hakimiyet, devlet olma ideali;  insanın insana hakimiyeti, diktatörlüğü, baskısı, cebriliği değil, Allah'ın emirlerinin hükümranlığı ve insanın Allah'a kulluğudur. 

       Ne yazık ki, dört halifeden sonra, İslamî idare, krallığa, sultanlığa dönüşmüş, Resulullah (sav)'in halifelerinin yerini, "Allah'ın halifesi" yanlış düşüncesi almış ve ortama hakim olmuştur.

     Yani, kral Muaviye'den sonra, halifeliğin yerini, krallık, sultanlık, despotizm düşüncesi almış, o tarihten bu yana da, İslam alemi, bir türlü halife-i mürşide zamanını bulamamış, o gündür, bu gündür, Muaviye'lerin, Yezid'lerin, Mervan'ların, kral Selman'ların, Sisi'lerin, Beşşar Esed'lerin otoritesi hakim olmuştur. 

      Sonuç yerine;

     Dün ve bu gündür, Müslümanlar, İslam alemi, hep bir arayış içerisinde olmuş ve olmaktadır. Bundan sonraki yaşam süresinde de bu arzu, iştiyak, çalışma. arayış devam edecektir. 

     Zaten, Müslümanlar, hem Müslümanca yaşayıp, hemde put, putçuluk, ateizm, deist, masonluk  fikirlerini göz yumarsa, " böyle gelmiş, böyle gider" derse, böyle bir durum " neme lazımcılık" olur, Müslümanın yaşantısı da, keşmekeşlikten kurtulamaz. 

     21 nci çağda, Esad'ların, Sisi'lerin, Saddam'ların  ve benzeri diktatörlerin kökü kurumayacak, üredikçe üreyecekler, çoğaldıkça çoğalacaklardır. 

     Böylesi diktatörler, her yerde, her ülkede zuhur edecek, kimisinin etbaı diyecek ki, " ezana karşıyız, gusül abdesti istemiyoruz, sevişiriz de, nikahsız yaşarız da" rezilce düşünceleri İstanbul sokaklarını, çın çın çınlatacaktır. 

     Yüce Rabbimiz!.. Böylesi eğri-büğrü sapıkça düşüncelere, köhnemiş fikirlere, Firavunca yaşam tarzına fırsat vermesin!.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir