Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

KÜRESEL GÜNAHLAR !..


     " Daha sonra, bu kesin taahhütlerini bozdukları için onları rahmetimizden dışladık ve kalplerini katılaştırdık; ( şimdi onlar) kelimeleri bağlamlarından kopararak çarpıtıyorlar; üstelik kendilerine hatırlatılan hakikatlerden bir kısmını da unutmuş durumdalar. Çok azı dışında hep onların ihanetine uğrayacaksın. Onları bağışla ve hoş gör! İyi bil ki Allah güzel davrananları sever." ( Mâide sûresi, âyet  13 ) 

     Yüce Allah'a hamd, Resulü Hz. Muhammed (sav)'e selat ve selam ile mevzuma başlamak istiyorum: Şairin dediği gibi;

     " Benden önce esirge , Muhammed ümmetini,
        Esen gitsin her  kervan, en sola ula beni!
        Kâinat  bir mozaik, her şeye sahip Allah!
        Ey gizli ve aşikâr, her derde tabip Allah!"  ( B. Karakoç) 

     Malum olduğu üzere, iki aya yakın bir zamandır,  insanlık, bir keşmekeşin, bir ızdırabın içerisinde çırpınıp durmaktadır.  Ülkelere ve milletlere göre, binlerce insan, bu musibet karşısında biçare, aciz, eli ayağı bağlı, iradesi tutulmuş bir vaziyette baka kalmıştır. 

      Bu musibet için aşı, çare, şifa buldum diyenler anında derhal imha edilmekte, sanki gizli bir el, görünmez bir hilekâr bu mikrobik hastalığın devamından yana gibi görünmektedir. 

     Örneğin, İngiltere gibi süper bir devletin Başbakanı  Jonhson bile, " aşıyı hiç bir zaman bulamayız" diye bir itirafta  bulunmuş olursa, bu konuda mes'elenin altında bir bit yeniği aramakta haksız mıyız? 

     İnanç bankacılığı...

     Asırlar öncesi, Hz. İsa'ya karşı Pavlus'u öne sürenler, Martin Luther'i öne çıkararak, Hristiyanlığın kolunu kanadığını kıranlar acaba yine sahneyemi çıktılar, yine inançlarda bir dizayne mi gitmektedirler? 

     Çünkü,  İsrail denilen siyonist ülkenin ve milletin " Coronavirüs" gibi bir derdi, problemi bulunmamaktadır. Dünya,insanlık cayır cayır yanıp kül olsa bile, onlar rahat, huzurlu bir şekilde yaşayıp gitmekte ve böylesi bir keşmekeşliği uzaktan seyretmektedirler. 

     ABD. ile Çin emperyal güçleri ha bre birbirleriyle  kapışıp dursunlar, dünya masonluğunun, beynelmilelciliğinin, farmasonlarının bir endişesi bulunmamaktadır. Çünkü, onlar, taşların yerinden oynatılıp, Semavi inançların dibini oyarak, yeniden bir veçhe, tap taze bir şekil verme arzusundadırlar. Örneğin ülkemizde, 

     Feto inancı (!) ve batınîlik gelişsin, Adnan Oktar Kedicikleriyle insanlığa dini alanda güzel bir örnek oluştursun, İskender Evrenosoğlu peygamber olduğunu ilan ederek, Hz. Muhammed'e kafa tutmuş olsun..

     Diğer taraftan, gerek ABD'nin ve gerekese Çin'in, Pompei, Sodom ve Gomorra gibi bir dertleri bulunmamaktadır. Ateizm yaygınlaşmış, Deizm denilen safsata almış başını gitmektedir, Tapınak şovalyeleri yeryüzünde her alanda cirit atmaktadırlar. ABD'nin ve Çin'in bu tür rezaletlerle meşgul olmaları, çare ve çözüm yolunda adımlar atmaları mümkün değildir. 

     Bir diğer hususta, insanlık nüfusunun artması, yaşlıların böylesi devlet ve ülkelere yük olması endişesi dikkat çekmektedir. Çünkü, tarihte belirli aralıklarla böylesi yok oluşlar, kavgalar, kıtaller zaman zaman nüksetmiş, kimi ülkeleri çökertmiş, ekmeğe muhtaç duruma düşürmüştür. 

    Çanakkale ölüm-kalım savaşının amacı neydi ki, beş yüz bin insan, bir hiç uğruna, körü körüne öldürülmüştür?. Alman'ın deli Hitler'i, ikinci cihan savaşını hortlatarak milyonlarca canın telef olmasına sebep olmuştur. 

      Birinci dünya harbi de öyledir. Sadece maksat, Avusturya'da bir kişinin öldürülmesi değildir. Osmanlı'nın köküne kibrit suyu dökmek, Türk milletinin nüfuzunu bir çeyreğe düşürmek, var olan, isim yapmış devletleri tarihe gömmekti. 

      Dünyada ölü seviciler, zaman zaman ortaya fırlayıp, olmadık virüslerle insanları korkutmuşlar, dehşet salmaya da devam etmektedirler. Hani, bir dönem,  Domuz gribi korku salıyordu, Aids mikrobu, Kuş gribi dünyayı velveleye veriyordu, onlara şimdi ne oldu? 

      İnanç alanında öyledir. Mes'ele, İslam üzerine yoğunlaşıp, İslam'ın en nezih, en temiz ruhunu sömürerek, onun yerine Mehdicilik, Mesihcilik, Feto'culuk ve benzeri uydurmaları empoze etmektir. 

     Sonuç olarak;

      Dünya masonluğu, Farmasonluğu, Siyonist fikir babaları,  boş durmamaktadır. Bunlar, kendi ayaklarına takoz olacak, varoluşları devre dışı bırakmak için her türlü hileyi, desiseyi, kurnazlığı mubah görmektedirler. 

     Yoksa, koca koca ülkeler, devletler, elleri, kolları bağlı olarak, imkansızlığı yaşamaları mümkün değildir. Tıbbın, tababetin zirve yaptığı bir ortamda, nasıl aşı bulunmaz, nasıl bu işin üstesinden gelinemez?

      Coronavirüs'ün dünya ülkelerini tehdit etemeye başladığından bu yana, ülkeler, devlet ve millerler ne kadar maddi alanda kayıp vermiş, ne kadar insan işsiz ve ekmeksiz kalmıştır? 

       Tüm bunların hesabının yapılarak, başta kendi ülkemiz ve sair ülkeler acilen tedbir almalı, çözüm yolu bulmalı ve hemen bu şekil sokakların ıp ıssız kalmasına fırsat verilmemelidir. Şu ayeti kerime meali ile, gündemi tamamlayalım:

     " Doğrusu biz, görünen görünmeyen iradeli varlıklar içinden akleden kalpleri olup da kavramayan, gözleri olup da görmeyen, kulakları olup da işitmeyen bir çoklarını cehennem için ortaya çıkarmışızdır. Hayvan gibidir onlar, belki daha da şaşkın! Onlar gaflete gömülmüş olan zavallılardır." ( A'raf sûresi, âyet 179)

     " Hayvan gibi" olmak malum: davranışlarında ahlâk ve değer kaygısı taşımamak, yani " mükerrem" varlık olan insanı organizmaya indirgemek.. Peki, ya " hayvandan daha aşağı " olmak ne demek? Bu da canlı bir " organizmayı", fıtratını bozarak yapay bir " mekanizmaya" indirgemek. 

      Maalesef modern çağımızda gen teknolojisinin insan, hayvan ve bitkilere yaptığı genetik müdahale, buna dehşet ve tiksindirici verici bir örnektir.  Rabbimiz, insanoğluna akıl, izan ve Kur'anî basiret nasip eylesin.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın