Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

MARAŞ BİZE MEZAR OLMADAN,

 " MARAŞ BİZE MEZAR OLMADAN, DÜŞMANA GÜLZAR OLAMAZ!"

K.Maraş'ın; 101 nci kurtuluş yıl dönümünü kutluyoruz.. Millî Mücadelenin ilk kurşununu sıkan, fitilini ateşleyen Sütçü İmam merhumu saygı ile, hürmetle anar, makamının cennet olmasını niyaz ederim. 

     Sahi, K. Maraş denilince neyi, neleri anlamalı, bilmeli ve yorumlamalıyız?.. Her şeyden önce, K. Maraş ismi geçince, insanlarının  mert, cesur, doğru, dürüst, eğilmeyen, bükülmeyen bir yapıya sahip olduklarını anlamalıyız!..

     Çünkü, K. Maraş'ın insanları, dürüstttür, dürüstlüğü severler, doğruluktan, İslam yolundan, vatan sevgisinden, yurt savunmasından asla ve kat'a taviz vermeyen insanlardır. 

     Bu sebepledir ki, K. Maraş'ta yetişmiş edipler, edebiyatçılar, şairler, ozanlar, dünyaca meşhur olmuş ve olmaya da devam eden yiğitlerdir. 

      Kim diyebilir ki, üstad Necip Fazıl Kısakürek, sıradan, bölgesel, kendi çapında bir şairdir veya üstaddır? Hayır hayır!.. Bunu ileri sürmemiz, bunu iddia etmemiz bir kere üstadın ruhaniyatini küçültmek olacak, onun beşeri büyüklüğüne zarar vermiş olacaktır. 

       Afşin İlçesi'nin, medarı iftiharı Hayati Vasfi Taşyürek, aşık Mahzuni Şerif, Cela içme kazasından Karakoç üstadlar, yani A. Rahim Karakoç ve kardeşi Bahaattin Karakoç merhumların şiirlerii, sözleri, kitapları günümüzde, halen elden ele, dilden dile dolaşmaktadır. 

     Yani, K. Maraş; Afşin, Elbistan, Göksun ve diğer İlçeleri ile birlikte, anılmaya, hatırda tutulmaaya layık bir yerleşim birimidir. 

     Onun içindir ki, K. Maraş'ın bir diğer güzelliği ve özelliği daha bulunmaktadır ki, Din, Diyanet, Alim, ilim adamı denilince hemen öne çıkması, yüzlerce Müftü, Vaiz, İmam-Hatip, Öğretmen yetiştirerek, vatan ve millete hizmeti takdire şayan bir İl'imizdir.

      Bundan kırk, elli yıl önceki İmam-Hatip Okulunun ne tür hizmetler sunduğunu bilenler bilir!.. Okulun Müdürü ile, Necmettin Gevri, Ali Haydar Kireççi, Sait Kırmaçı, Hüseyin Bahar ve benzeri yüzlerce ilim erbabını, unutmak, anmamak mümkün değildir. 

     K. Maraş İl'imiz, sıradan, yeni bir  şehir olmuş, kimlik kazanmış bir İl değildir. Asr-ı saadet dönemine giitmemiz, Ukkaşe Hazretlerini burada anmamız dini bir zorunluluktur. Emeviyye'nin, liderlerinin, Afşin'i Afşin yapan Ashab-ı Kehf makamını ziyaret etmek, hal ve ahvallerini müşahede etmek için Afşin'a gelmeleri, Ashab-ı Kehf mekan ve makamını ziyaret etmeleri tarihi bir vakıadır. 

     K. Maraş Ulu Camii, baştan başa bir tarih kokmaktadır. Minberi ile, mihrabı ile bizleri alıp merhum Rıdvan hocamıza götürmekte, onunla buluşturmakta, K. Maraş Kalesine, bayrak için, millet özgürlüğü için yürüyen, Fransız bayrağını direkten indirerek yerlere fırlatan binlerce cemaatı anımsatmaktadır. Ruhları şad olsun!.. Dolayısıyla;

     K. Maraş İl'ine her yolu düşen insanımızın mutlaka, kaleye çıkması, o eski anıyı yeniden yaşamaları, K. Maraş'ın, dondurmasını tatmaları, tarhanasından yemeleri tavsiye edilecek güzel bir gezinti olacak, oradan da Sütçü imam merhuma dua etmek, onun ruhuna bir Fatiha okumak ziyaretçisini  manen mesrur edecektir. 

     Netice ve sonuç olarak;

     K. Maraş'a doyulması, geldim, gördüm, gezdim, yeter artık! denilmesi mümkün değildir. Usanılmayacak, bıkkınlık gelmeyecek, günlerce gezilse, dolaşılsa, tanınmaya çalışılsa bile, K. Maraş'ın tanınması eksik kalacaktır.

       Hangi mahalline gidecek olursanız olunuz, orada K. Maraş'a ait bir anı, bir destansı vak'a, bir güzellik göze çarpacak, zevkle, hoşça vakit geçirilecek, pehlivanlarının, yani, Bekir Böke'lerin, Topal Ali'lerin, Birecikli Çapar Eşe'nin Durdu vesair yiğitlerin anılarını dinleyip mest olunacak bir yiğitler diyarıdır. 

     Diğer taraftan, ilim adamlarımızın, alimlerimizin sözleri, halleri, vermiş oldukları fetvalar, sizleri alıp Çakıroğlu Durdu Efendiye, Menzioğlu Ahmet Efendiye ve Nasrullah efendiye götürecek, onların o günün şartlarında nasıl dini fikirler ileri sürdüklerini " Zühr-i ahir" namazının kılınıp kılınmayacağını nasıl tartıştıklarını tıpkı onların çağında yaşıyor gibi yaşayacaksınız. 

     Merhum Nasrullah hoca efendiyi, 1984 yılında, Ankara Küçükesat'taki evinde ziyaret etmiş oldum, İleri yaşına rağmen, bir iki saat sohbetinde bulundum. Bana ilk sözü " Afşin'da, hâlâ zühr-i ahir namazı kılınıyor mu?" sorusu bu gün bile halen belleğimde, zihin dünyamda dip diri durmaktadır. Ruhu şad olsun!.. 

     Son sözler olarak, K. Maraş'ın 101' nci kurtuluş yıl dönümünü kutlar, bundan sonraki çağlarda da, küfre, düşmana, İslam'ın hasımlarına geçit verilmemesini niyaz ederim. Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir
 

Facebook Yorum

Yorum Yazın