MEVLÜDE SAYGI hakkında, çok ilginç bir olay
Çok değil, 150 sene kadar önce İslâm ülkelerinde, tam İslâm kıyafetine bürünüp, uzun yıllar İngiliz casusluğu yapan T.Edvard Lavrence gibi; bugün bile ülkemizde, YÜZLERCE İngiliz casusları bulunmaktadır.
Bunlar aldıkları emir ve talimat gereği, İslâmı TAHRİF ETMEK için programlanmışlardır.
Bir kısmı kendilerini Kur’ân hizmetinde gösterip, “KUR’ÂN BİZE YETER, HADÎSLERE HİÇ GEREK YOK” saçmalığını yaymağa çalışıyorlar.
Oysa Kur’ân’da tam 11 Âyet-i Kerîme,Hz. Muhammed’e (SAV) tâbî olunmasını, O (SAV), neyi emrettiyse uyulmasını, neyi yasakladıysa da itaat edilmesini emreden âyetler var.
Bunlar eğer “Kur’ân bize yeter” saçmalıklarına gerçekten inanıyorlarsa, Hadîs-i Şeriflere tam uymanın, Kur’ânın ve Yüce Rabbimizin kesin emri olduğuna, acaba niçin KÖR ve SAĞIR davranıyorlar?..
Bir kısmı da “TÜRKİYE’DE CUMA NAMAZI KILMAK CÂİZ DEĞİL” diye, Yüce Dînimizi böyle tahrif etmeye çalışıyorlar. Oysa Cuma hakkında müstakil Sûre olduğu gibi, 9., 10., 11. Âyetler de Cuma namazı emredilmektedir. Asrımızın en önemli Din Mücedditlerinden Bediüzzaman Hz., Şâfî oldukları halde, Cuma’nın ulvî Rahmet, Feyiz ve Bereketlerinden istifade için, Hanefî Mezhebine iktidâen Cumalara devam ediyordu…
Bir kısmı da “MEVLÜT OKUMAK BİD’ADDIR ve CÂİZ DEĞİLDİR” diye saçmalamaktadırlar.
ŞİMDİ LÜTFEN DİKKAT:
Medineli Şeyh Muhammed Sadaka (k.s.), Nakşibendî büyüklerinden bir zâttır.
Sultan II. Abdülhamid devrinde yaşamıştır.
Oğlu Şeyh Abdülaziz (r.anh), bizzat yaşadığı olayı, şöyle anlatmıştır:
“Ben Suriye’de talebe idim. O bölgenin zenginlerinden birisi, Hz. Muhammed (SAV) Efendimiz için mevlit okutuyordu. Mevlide biz de katıldık. Mevlitte Hz. Muhammed’in (SAV) doğum anını anlatan bölüm okunurken, tüm cemaat ayağa kalktı. O sırada ünlü bir hoca ayağa kalkmadı. Mevlit bitti. Dağıldık.
Ben, medreseden mezun oldum. O bölgenin bir köyünde imamlık görevi aldım.
Aradan on beş sene geçmişti:
Yine bölgenin zenginlerinden birisi mevlit okutuyordu. Beni de çağırdılar, gittim.
Mevlit okunmaya başlayınca cemaatin içinden birisi hemen ayağa kalktı, ellerini bağladı, boynunu büküp, okunan mevlidi öylece dinlemeye başladı.
Ben, dikkatle bakınca, onu tanıdım.
Bu adam, on beş sene önceki mevlitte ayağa kalkmayan hoca idi.
Hayret ettim, sabırsızlıkla mevlidin bitmesini bekledim.
Mevlitten sonra, hocanın yanına gittim. Kendimi tanıttım, o ilk karşılaştığımız mevlidi hatırlattım. Sonra edeple, “Hocam, o gün öyle yaptınız, bu gün de böyle yaptınız. Lütfen bunun sebebini açıklar mısınız?” diye sordum.
Hoca, anlatayım dedi ve şunları anlattı:
“Ben, Hz. Muhammed’in (SAV) doğum anını anlatan bölümü dinlerken ayağa kalmadığım o gece, çok etkili bir rüya gördüm.
Bir grup insanla bir odada oturuyorduk. Birden herkes ayağa kalktı. Hz. Muhammed’in (SAV) geldiğini söylediler. Ben de kalkmaya davrandım, Hz. Muhammed (SAV) bana, “Sen kalkma, öyle kal!” dedi. O anda rüyadan uyandım, kendimi oturur vaziyette buldum, yerimden kalkamıyordum. Tamamen felç olmuştum.
Felçli hâlim tam 7 sene devam etti. Kendi ihtiyaçlarımı göremez oldum.
Her hizmetimi hanımım yapıyordu. Namazlarımı yatakta, oturduğum yerde kılıyordum.
Bir gün hanımım beni yıkadı, gusül abdesti aldırdı. Oturduğum yerde iki rekât hâcet namazı kıldım. Ellerimi açıp yüce Allah’a yalvardım, yakardım. Hz. Muhammed’e (SAV) yöneldim, beni affedip şefaat etmesi için ağladım, sızladım. Saatlerce böyle devam ettim.
Artık dua edecek ve ağlayacak takatim kalmamıştı.
Bu yorgunluk içinde olduğum yerde uyuyakaldım.
Yine etkili bir rüya gördüm.
Rüyamda bir odada bulunuyordum. Etrafımda bir grup insanlar vardı. Herkes birden ayağa kalktı. Baktım ki Hz. Muhammed (SAV) odaya teşrif buyurdu.
Âlemlere rahmet Efendimiz (SAV) bana doğru baktı ve tebessüm ederek, “Sen de Ayağa kalkabilirsin” buyurdu.
Birden rüyadan uyandım. Baktım ki ayaktayım. İyi olmuştum.
Ben de, ‘Bundan sonra ne zaman Hz. Resûlullah’ın (SAV) mevlidi okunursa, başından sonuna kadar ayakta dinleyeceğim diye Allah’a söz verdim, yemin ettim. Onun için böyle yapıyorum.”
Bu olayı dinleyen ve mevlit sırasında ayağa kalkmanın dindeki delilini soran 20 kadar âlim, "Bu delil bize yeter." dediler.
Allahu Teâlâ, Efendimize (SAV) layık bir sevgi, saygı, hürmet ve tazimle tâbî olmayı, O’nun ahlâkı ile ahlaklanmayı, O’nun yolunu izini takip etmeyi, Livâ-ul hamd sancağı altında buluşmayı, şefaatine nâil olmayı cümlemize ihsan eylesin.
Âmin…
Facebook Yorum
Yorum Yazın