Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

MÜSLÜMAN ERKEK VE KADIN KİMLERLE EVLENEMEZ?..

     " Müşrik kadınlarla onlar imana ulaşıncaya kadar evlenmeyiniz! Çünkü ( Allah'a) bağlanmış hür olmayan mü'min bir kadın, müşrik bir kadından - ondan hoşlanıyor da olsanız- daha hayırlıdır. Yine müşrik erkeklerle , onlar iman edinceye kadar kadınlarınızı nikahlamayınız! Zira ( Allah'a ) kulluk yapan mü'min bir erkek, müşrik bir erkekten - bu sizi hoşnut etse bile- daha hayırlıdır. Onlar sizi ateşe çağırıyor, oysa ki Allah sizi kendi rızasıyla cennet ve mağfirete çağırıyor; dahası, mesajlarını insanlığa açıklıyor ki ibret alsınlar." ( Bakara sûresi, âyet 221) 

     Allah'a şirk koşan kadınlarla evlenmek, ayeti kerimeye göre haram kılınmış, evlenmeleri, nikahlanmaları kat'iyyen yasaklanmıştır. 

      Şirk koşma olayı, geniş şekilde, enine boyuna düşünülmelidir. Lat, Hübel, Menat ve uzza nasıl müşrikliği meydana getiren unsurlar ise, dün ve bu gündür, yüce Allah'ı devre dışı bırakarak, bir kısım ilahlar, yardımcılar edinmek ve onlardan şefaat, tevessül, kurtarıcılık beklemekte aynısıdır. 

      Yani, bin yıllık millet hayatımızda veya mistisizmin çıkış tarihinden bu yana meydana gelen Allah'a ulaşmak, kabir azabından emin olmak, cennete hak kazanmak için birilerini de devreye sokarak, onların ellerine, ayaklarına kapanarak " kurtar beni efendim" nidasıyla bir kurtarıcı ile evlenmek, nikah kıydırmak Kur'an'a göre doğru bir davranış değildir. Şu ayeti kerimeyi irdeleyelim:

     " Bu gün, temiz ve güzel olan her şey size helâl kılınmıştır. Üstelik, kendilerine daha önce vahiy gönderilmiş olanların yiyecekleri de size helâldir. Ve ( son vahye) inanan iffetli kadınlar ile sizden önce kendilerine vahiy verilenlerin iffetli kadınları - kendilerine mali güvence vermeniz, onları meşru olmayan yolla ya da gizli dost tutma yöntemiyle değil de meşru bir akitle- nikahlamanız ( size helâldir). Kim imanı inkâr ederse işte onun ameli boşa gitmiştir; üstelik ahirette zarara uğrayanlar arasında yer alacaktır." ( Mâide sûresi, âyet 5) 

     Ayeti kerime de, kitap ehline ilişkin iki husustan söz edilmektedir. Birincisi yiyecekler, ikincisi hanımlar. Ancak bu ikisi arasında fark vardır. Yiyeceklerde karşılıklı helâl kılınma açıkça ifade edilirken, nikahlama konusunda sadece onların kadınları'nın helal kılındığı söylenmiştir.

     Müslüman erkeğin kitap ehli hanımla nikahlanmasının cevazını ifade eden ibaredeki tek yönlülük dikkat çekicidir. Netice itibariyle, âyet bir müslüman ile kitap ehlinin yiyeceklerini karşılıklı olarak serbest kılarken, bir müslüman erkeğin ehli kitap bir kadın almasını serbest kılmış, tersi bir duruma dair bir şey söylememiştir.

     Atâ, ehl-i kitabın kadınlarıyla evlenmeye izin veren ayetin ruhsat olduğunu, zira o zaman müslüman hanımların az olduğunu, kendi zamanında ise buna ihtiyaç kalmadığını söyler ve " ruhsat zail olmuştur" der (Razi). 

     Nihai hükmü elbette İmam Atâ'nın vardığı sonuç değil âyet koymuştur. Fakat Atâ'nın bu yaklaşımını, vahyi maksat ve ruhunu gözeterek okuma konusunda ilk nesillerin yaklaşımına ışık tutucudur ve önemlidir." ( Kur'an Meali) 

      Tüm bu ifadelerden, ayet yorumlarından anlıyoruz ki, bir Müslümanın Ehl-i kitap bir bayanla evlenmesi dinen meşrudur, caizdir, bir sakınca bulunmamaktadır. Şu ayeti keriimeyi güzelce inceleyelim:

     " Allah küfre saplanmış olanlara Nûh'un karısı ile Lût'un karısını örnek getirdi. Bu ikisi iki iyi kulumuzun nikahı altındaydılar; fakat kocalarının misyonların'a ihanet etmişlerdi. ( Bu iki kadına) " Ateşe girenlerle birlikte siz de girin!" denildiği (gün), iki ( kocanın) varlığı da, onları Allah'ın cezasına uğramaktan asla koruyamayacak." ( Tahrîm sûresi, âyet 110) 

     Hz. Nûh ve Hz. Lût'un ailelerinin ihaneti, aile ismetine değil, inanca ve misyona yapılan ihanettir. Onun içindir ki, Allah Rasulü (sav), yakınlarını şöyle uyardı:

     " Ey Muhammed'in kızı Fatıma! Kendini ateşten koru! Nefsini Allah'ın elinden satın al! Vallahi Allah'tan gelebilecek bir şeyin önüne geçip seni ben bile koruyamam" ( Buhari, Müslim) 

     Bu nebevi hassasiyet, bu gibi âyetlerin Allah Rasulü'nün hayatındaki yansıması olarak görülmelidir. Ayrıca bu tür haberler, " hadis ilmi" çerçevesinde  Kur'an'ın desteklediği rivayetler olarak tasnif edilmelidir. Demek ki;

     Gerçek kurtuluş, şirkten, Allah ile kulların arasına giren aracıların şerrinden kurtulmaktır. Küfürden, isyandan, benlikten, egodan, kendilerini Tanrı yerine koyanların şerriden ve mazarratından kurtulmaktır. 

       Aziz Kur'an, ehli kitabın hanımları ile evlenmeye, nikahlanmaya cevaz verir iken, ne yazık ki, içimizdeki bizleri aldatan, imanımızı sömüren, Müslümanların sırtından geçinen kutupların, aktapların, ermişlerin, velilerin, Mehdilerin ve Mesihlerin kızları ile evlenmeyi kerih ve çirkinlik  olarak görmektedir. 

     Sonuç yerine;

     Günümüz dünyasında, her Müslüman bireyin uyanık, şuurlu ve ayeti kerimeleri gözetleyici olmalıdır.  Çünkü, aziz Kur'an, Ehl-i kitabın kadınları ile nikahlanmaya cevaz verir iken, içimizdeki veli geçinen, mürşid geçinen aracıların kızlarıyla niçin evlenmeye müsaade etmemektedir?

     Çünkü, Hz. Nûh'uun ailesinin inkarı, Hz. Lût'un ailesinin mülhidliği ve Firavun'un ihaneti Hz. Musa'ya sunulan ilkelere isyan olduğu için yasaklanmış, onların  Müslüman birey olarak değerlendirilmelerini men etmiştir. 

      Zaten, dün bu gündür, millet olarak mü'minler olarak ne çekiyorsak, inanca ihanetin cezasını çekmekteyiz. Rasulullah (sav) ve Kur'an devre dışı bırakılmış, bir kısım şarlatanlar kimseler. kendi ilkelerini, sözlerini öne sürmüşlerdir. 

     Binlerce, yüz binlerce masum insanımız, bunların tuzaklarına düşmüş, bunlarsız, bunları aracı kılmadan birey olarak normal hareket edememekte, öyle korkutulmuşlar ki, " çarpılırım", " cennet bana haram olur", düşüncesi ile hareket edilmektedir. 

    Rasulullah (sav) ve sahabe-i kiram döneminde olmayan bu tür " aracı", " kurtarıcı" kimseleri devreden çıkarıp, doğrudan, direkt olarak Allah'a iltica etmeliyiz. 

     Rabbimiz!.. Ümmete ve bilhassa aziz milletimize sağ duyu, basiret, Kur'anî anlayış nasibi müyesser eylesin!.. Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın