Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

RAMAZAN AYINDA, HORTLAYAN HURAFELER!.. 

     " Sana ayın hareketleri hakkında soru soruyorlar. Cevap ver: O insanlık için zamanın ölçü birimidir, haccın da. Bu arada , evlere arkasından girmeniz de erdemlilik değildir, gerçek erdem sahibi, sorumluluk bilinciyle hareket eden kimsedir. O hâlde evlere kapılarından girin ve Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincin de olun ki, ebedi kurtuluşa erebilesiniz!" ( Bakara sûresi, âyet 189) 

     Bilindiği üzere, hurafe her dönemde yaşandığı gibi, bilhassa Ramazan günlerinde, kandil (!) gecelerinde, kadir gecelerinde daha çok yoğunluk kazanmakta ve yaşanmaktadır. 

     Bilhassa, hanım kitlelerin türbelerin önünde, içinde vakit geçirmeleri, ellerinde mumlarla, türbeye verilerecek ikramlarla dop doludur. Çünkü, alel acele, camiden çıkan hanımlar, hemencecik türbenin yolunu  tutarak, oğlunun işe girmesi, iş sahibi olması, hayatta zengin olması, iyi bir kızla evlenebilmesi,bahtının açık olması için, kız çocuğunun da aynı minval üzere; İyi, dürüst, hüsnü ahlak sahibi bir beyle tanışıp evlenebilmesi,  yuva kurması için, türbe sahibinden dilekte bulunulması, türbeye adakta bulunulması, yalvarılması, göz yaşı dökülmesi gözlerden ırak değildir..

     Tüm bu hurafelere şahit olmak için Hacı Bayram'a gidilmesi, Eyup Sultan'daki böylesi reziliklerin temaşa edilmesi ve diğer türbe alanlarında biriken hanım kitlelerin varlıklarına dikkat edilmesi gerekmektedir. 

       Hatta, kimi hanımlar vardır ki, hızlarını alamayıp, Kiliselere gitmesi, Kilise'nin taşlarını öpmesi, duvarlarına sırtlarını sürtmesi dikkat çekmektedir. 

      Sayılı Cevşen'lerin Kur'an yerine okunması, okunan Kur'an'ların anlaşılmasından ziyade, dilekler tutularak rüyaya yatmak,  her cemaatin düşünsel planda  dilek ve temennilerde bulunması, üstadlarını isimlerini zikrederek " Yetiş Ya Şeyh", " Yetiş Ya Gavs-ı Azam", " Yetiş Ya Abdükadir Geylani" gibi binlerce söz dizelerine kendini kaptırıp talepte bulunulması gırla gitmektedir. 

     "  Neonurcu hareket, Said Nursi'nin " kıyamete kadar ortaya çıkacak bütün soruların yanıtını bildiğini" iddia edecek kadar , insan iradesini , insan çabasını dışlayan , gayb hakkında ulu orta açıklamalar yapan, hiç bir bağlamda ve hiç bir şekilde mazur görülemeyecek hezeyanlar sergileyebiliyor, açıklamalar yapabiliyor. 

     Başka bir kimsenin bilmesi gerekmeyen, kişinin kendi iç dünyası ve sezgileri ile sınırlı , bütünüyle çok özel, asla/kesinlikle genelleştirilmemesi gereken kimi yorumlar, cemaat propağandası için ahlaksızca /sorumsuzca kullanabiliyor. 

     Bu noktada  kimi isimler, kimi adımlar korkunç bir dogmatizme ve putperestliğe dönüştürülüyor. Sevgilerimizin temel tevhidi çerçeve ile bir bütünlük içersinde bulunması gerektiği ilkesi hiç bir biçimde dikkate alınmıyor. 

     Kişisel kültleştirme yaklaşımları İslamî bir sorgulamaya tabi tutulamıyr. Kitleler cemaat çıkarları doğrultusunda icat edilen/üretilen yeni hurafelerle avutuluyor. 

     Atavistik kalıntılarla, menkıbelere, rüyalara dayalı manipülasyonculuklarla yönetilen dini hayatlar içerisinde bütün bağlılıklar, intisaplar ve itaatkârlıklar, mitolojik/ duygusal propağanda yöntemleriyle sağlanıyor." ( İktibas, Temmuz 2010, say. 15-16, A. Müftüoğlu) 

     Maalesef, görüyoruz, müşahade ediyoruz ki, politik arenada, bu aziz millet evlatlarının 15 Temmuz gecesi yaşanmış olan, halende orada burada toplanan çömezlerden ibret alınmayıp, sadece parti menfaati için bu çirkin vehametin gündeme taşınmaması dikkat çeken bir hadisedir. 

      Halbu ki, ülkemizde yaşanan bu din dışı, Kur'an dışı çirkin hadisenin gündem olması gerekirken, sırf parti, fikriyat faydası gereğince gündeme alınmamakta, bu tür hareketlerin çirkinliğinden, ahmaklığından kat'iyyen bahsedilmemektedir. 

      Demek ki, mes'ele memleket mes'elesi olmayıp, tamamen ideolojik parti çıkarı olup, bu çıkarın neşvü nema bulması, millet nezdinde güçlenmesi için  çaba ve gayret sarf edilmektedir. Şu ayeti kerimeye dikkat çekmek istiyorum:

     " Ne bahîra ne sâibe, ne de vesîle ve hâm ( adı altında , hayvanların bâtıl inançlarla yaratılış amacı dışına çıkarılmaları) Allah'ın emri değildir. Fakat hakikati inkârda ısrar edenler, kendi uydurdukları yalanları Allah'a yakıştırıyorlar. Zira onların çoğu kafalarını kullanmıyorlar." ( Mâide sûresi, âyet 103) 

      Dolayısıyla, hurafe, eklektik şeyler hiç utanma duyulmadan, fütursuzca kimi insanlar tarafından yaşanmaktadır. Hatta, geçmiş tarihlerde milletçe yaşamış olduğumuz gibi, Said Nursi'nin adının, Kur'an'da geçtiği, telaffuz edildiği, okunduğu utanmadan söylenebilmiş, aziz Kur'an'a iftira edilerek kendi çömezlerinin, şişirmelerinin reklamlarını yaptıkları bilinmektedir. 

     Maalesef, böylesi temelsiz, inandırıcı olmayan hurafeler dün yaşandığı gibi bu günde aynen yaşanmakta, saf, temiz, okumamış kitleler kandırılmaktadır. Hatta, bir parti lideri hanım efendi, sırf partisinin çıkarı için böylesi kirliliğe bulaşmış, öncülüğünü yapmış kişilere aldırış etmeden kanatları altında onları barındırmakta, hurafelerine,. din dışı var oluşlarına göz yummaktadır. 

     Netice olarak;

     Her ramazan ayında yaşandığı gibi, hurafeci zümreler yine iş başı yapmış durumdadırlar. Kimileri sayısız tesbihatla, kimileri Cevfenlerle, kimileri çok çok okumuş oldukları Yasin sureleri ile ortamda belirirken, kimileri de Papazlardan bile istimdat talep edecek kadar ahlaksızca yollara sapmaktadırlar.

    Demek ki, oğula iyi bir iş, iyi bir meslek bulmak, kızlara kolaycacık koca temin eetmek amacıyla türbe kapıları aşındırılmaktadır. Türbeye sunulan mumlar, şeker hediyeleri de içler acısıdır. 

    Halbu ki, yatırlar, türbeler yaşayanlardan Fatiha, dua beklerken, bizler işin, mes'elenin tam tersini icra etmekteyiz. Kimilerimiz, peygamberin şu anda hayatta olduğunu, velilerin diri olduklarını her darda kalanlara ulaştıklarını iddia etmeleri midemizi bulandırmakta, kalbimizi acıtmaktadır. 

     Maalesef, her Ramazan ayı geldiği zaman, sakalı şerif gezdirenler, Avrupa kapılarında, oralarda yaşamakta olan insanların heyecanlarını diri tutmak amacıyla yollara düşmekteler, görevliler sakal gezdirenler temin edilerek, sakalı şerif öptürenler, tavaf ettirenler, iniltili seslerle ağıt yaptırmalar inananları derinden üzmekte, midemizi bulandırmaktadır. 

      Raabbimiz!.. Bu aziz millet evlatlarına akıl, düşünce, basiret nasibi müyesser eylesin!.. Selam ve dua ile...

     Şeraffettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın