Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

Rasülullah (sav)'i Anmak mı?

RESULULLAH (sav)'i; ANMAK MI, YOKSA ANLAMAK MI ?..


     " Şu kesin ki Allah ve O'nun melekleri Peygamber'i desteklerler. Ey iman edenler, siz de onu destekleyin ve tam bir teslimiyetle ( onun örnekliğine) teslim olun." ( Ahzab sûresi, âyet 56)

     Ayetin yorumu şöyledir:

     " salat ederler.. salat edin". Burada Allah ve meleklerinin Peygamber için yaptığı eylemi mü'minlerin de yapması emredilmektedir. Bu ayetin kapsamı, Allah ve meleklerinin Mü'minleri desteklediğinden söz eden 43. âyetle birlikte değerlendirilmektedir.

     Mü'minler gibi Peygamberde vahiyle desteklenmiştir. Hemen üstteki âyetler bu desteğin açık göstergesidir. Kelimenin türetildiği salât zaten " destek" anlamına gelmektedir. 

     Salât, " dua" manasına bu kökten  yola çıkarak ulaşmıştır. Fakat Allah'ın kuluna " dua etmesi" caiz olmayacağı için, âyetin yorumunda ilk otoriteler farklı görüşler dile getirmişlerdir. 

      İbn  Abbas bunu " tebrik etmek" olarak anlamıştır. Süfyan Allah'ın salatı " rahmet", meleklerin ki " dua" demiştir. ..Bütün bunlar salât'ın bir destek emri olduğunu, Allah'ın ve meleklerinin bu salât'ı vahyi gönderip indirerek yaptıkları , mü'minlerin ise fiilî dua olan salavat da bu desteğin sözlü boyutudur. "

     Tüm bu ifadelerden anlıyoruz ki, Müslüman kitleler olarak, Resulullah (sav)'i, anmak ve anlamakta bir perişanlığın, dökülmüşlüğün, bir yanlışın içerisindeyiz. 

       Genelde, pir evlerinde, şeyh odalarında, müridlerin yapmış olduğu eylem, sayısız ve sayılı  olarak peygamberlere salavat getirmek, tesbih çevirmek, adeta onların mesajlarını, müjdelerini, örnek hallerini geri plana atılmak işiyle meşgul olunmaktadır. 

     Bir kaç yıl önce, kendi İlçem Afşin'da, bir kısım gençlerin " Peygambere dört milyon salavat" getirme kampanyaları tertip etmeleri tüm okuyuculara göre  abesle iştiğal değil midir? 

     Sen, tut aziz peygambere salavat getirmeyi ibadet anlamında eylem şekline dönüştür, ama, örnek ahlakına, haram, helal, emri bil maruf, nehy-i anil münker hizmetlerini anlamama, üzerini ört bas ederek geçiştirmek de ne demektir?

     İslamî devlet düzeni, Kur'anî yaklaşımlar, komşuluk ilişkileri, hak, hukuk, adalet, ırkçılığa bakış açısı, ribayı reddetme, zina ve bu hususta her türlü ahlaksızlığı gibi çirkinlikler hususunda, aziz Resul'ü anlamama, anlamak eğiliminde olmama ne demektir?

     Aziz Resul'ün bizzat kendi hayatı, tavsiyeleri, sahabelerini eğitmesi, onlara tavsiyeleri, görmüş olduğu çirkinlik karşısındaki tavrı, güzelliklere ses çıkarmaması bizler için  önemli, ciddi mes'elelerdir.

       Şu hususa dikkat çekmek istiyorum: Şu günlerde dünya insanlığı basit bir virüs sebebiyle perişan, mahvolmuş, moral bozukluğu, sıkıntı içerisindedir. Tüm dünya insanlığı, bedbin, çaresiz, ne yapacağını, ne tür bir çare, tedbir uygulayacağını bilmemektedir. Bazı tedbirleri almış olsa da, bunların virüsü ne kadar önleyeceğini, yok edeceğini anlamamaktadır.  

     Oysa, Rasuulullah ( sav) ve onun yetiştirmiş olduğu sahabe-i kiram, günümüz insanlığı için örnek, önder insanlardır. Örneğin, Hz. Ömer (ra)'ın, Şam seferinde ortaya koymuş olduğu altın tablo ne kadar parlak, inandırıcı, emin kılıcı, rahatlatıcı bir hal tarzıdır. 

     Şam ordu kumandanının; " Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun?" ilginç sorusuna; " Allah'ın kaderinden, yine Allah'ın kaderine kaçıyorum."  unutulmaz ve  müthiş cevabı çağımızı ne kadar da ilgilendirmektedir. 

     Sonuç yerine;

     Tüm insanlık, aziz peygamberin berrak, nezih, tertemiz örnek hayatı önünde eğilmeli, onun temizlik, tıp, beşeri yaklaşımlar, komşuluk ilişkileri hususundaki tavsiyelerine sım sıkı sarılmalıdır. 

     Zaten, Resulullah (sav)'in, takriri, kavli ve fiili hallerine yapışmayan insanlık ve ümmet, perişan, zillet içerisinde hayatı idame etmektedirler. 

      Hal böyle iken,  kuru kuruya, anlamsız, içeriksiz, " dört milyon salavat kampanyası"  düzenlemek, insanı, insanları kandırmak, gösteris, şirin gözükmek, desinler, maşallahlarla alkışlasınlar riyasından öteye gitmeyecektir. 

     Bilhassa, sufi çevreler bu işle meşgul olmakta, sokaklarda, geniş şalvarların, sakalın, sarığın arasından fosur fosur sigaralarla , artistlik yapmaktalar, sünnete, İslam'a örnek olmayan davranışlarla riyakârlık yapılmaktadır. Dolayısıyla,

     Gönlümüz  şu gerçeği arzu etmektedir ki, sünneti seniyye her bireyi, her evi, her mahalleyi, her ülkeyi kuşatsın, hastalık vesair zorluklarla boğuşmakta olan insanlığa çözüm getirmiş olsun. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın