Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

SAİD NURSİ'NİN BAĞLILARI !..

 Said Nursi'nin müridanı, bağlıları günümüz dünyasında farklı kulvarlarda, değişik gruplarda çalışma yapmaktadırlar!.. 

     Genellikle, beş, altı grub halinde boy gösteren böylesi bir ismin elemanları, kendi aralarında da ittifak halinde olmayıp, birbirleri aleyhlerine çalışma yapmaktadırlar. 

     Bu gruplar, genelde Kur'anî açıdan bilgi sahibi olmayıp, tamamen Said Nursi'nin tahayyülat dolu eserlerinden istifade ederek yetişmekte, kendi dışlarında başka Müslümanlara tahammülsüzlük gösterip, onları kamil iman sahibi bilmemekte ve kabul etmemektedirler. 

     Örneğin, kendi yaşamış olduğum bir tartışmayı burada zikretmeyi faydalı buluyorum. Şöyleki: 

     Yıl 1978, K. Maraş İmam-Hatip Lisesinde bir öğretmen arkadaştı. Şimdi, rahmeti Rahmana kavuşmuştur. Mustafa hoca ile, Batı Park denilen mahalde görüşüp, çay, kahveden sonra, bu mevzu üzerinde sohbet etmeye başlamıştım. 

     Merhum Mustafa hoca, coştukça coşuyor, sinirleri, gerginleştikçe gerginleşiyordu. Ben, Diyanet görevlisi olarak aksini öne sürüyor, bir noktada buluşma, anlaşma imkanı bulunamıyordu. 

      Tıpkı, günümüz dünyasında Feto'nun müritlerinin, çömezlerinin, bağlılarının Devlete direndiği gibi direniyor, Said-i Nursi dışında başka bir kimseyi kat'iyyen kabullenemiyor, " Said Nursi'den başkası olmaz" diyor, başka ber şey demiyordu. 

       Ben, bir kısım meşhur olmuş ilim sahibi, eser sahibi alimleri ileri sürüyor, merhum öğretmen  hoca, bunları duydukça daha çok küplere biniyor, bir türlü kabullenmeye yanaşmıyordu.  

     Bendeniz, meşhur müfessir Elmalılı Hamdi Yazır'dan, A. Hamdi Akseki'den, Mehmet Akif'ten, Hasan Basri Çantay'dan, Eşref Edip'ten ve benzeri ülemadan bahsettikçe, Mustafa beyle nihayet aramızdaki bağ kopma noktasına gelmişti. 

     Ve en sonra, Mustafa hoca, fireni boşalmış oto gibi, kendisini tutamayarak: " Bana bak Şerafettin hoca, bu bahsettiğin zevat kim oluyor ki, bunları ileri sürüyorsun? Bunlar, Said-i Nursi hazretlerinin " Taharet çaputu" bile olamaz" derken, benim hemen fırlayıp sohbeti terketmem bir anlık oldu. 

     Maalesef,.Said-i Nursi'nin tüm gruplarının düşünceleri, düşündükleri, hareket tarzları bu minval üzeredir. İster, Feto kaçkınları olsun, isterse sair grup elemanları olsunlar!.. 

     Said Nursi'nin burada hayatını anlatacak, II. A. Hamid Han'a direnecek, onun tarafından " bu delidir, içeri tıkın" emri ferman buyurmasına değinmeden geçeceğim. 

      Said Nursi ( Kürdi), vefat tarihine kadar, bir hiç uğruna direnmiş, içeri tıkılmış, oradan oraya dolaştırılmış, ama, yine de hayali düşüncelerinden vaz geçerek aziz Kur'an'a teslim olmamıştır. Sürekli, Kur'anî emirlere nazire getirircesine inatlaşmış, direnmiş ve direnç göstermiştir. 

       Cifr, hurufilik, ebced hesabı ile ilgilenmiş, ömrü boyunca kendi ismini Kur'an ayetleri arasında arar olmuştur. Bu gün bile, onun çömezleri, " Said" ismini Kur'an sayfalarında, ayetleri içerisinde aramaya devam etmektedirler.

     Yine bir anım ki, 2008 yılında Hac'dayım. Birlikte aynı odada kalmış olduğum bir hafız efendi, bir türlü elinden Sadi Kürdi'nin bir risalesini sürekli okur, kat'iyyen elinden bırakmazdı. Bir gün dayanamadım, " Hafız efendi, sen, iyi ve mükemmel, kavi bir hafızsın, niçin  gürül gürül Kur'an okumuyorsun da, Şeyh Said'in bu ne olduğu bilinmeyen eserini okuyorsun?" dedim ve ondan sonra, Kur'an okumaya başlamış oldu. 

      Maalesef, günümüz Türkiye'si, bu tür lüzumsuz, faydasız uğraşlardan, meşguliyetlerden fırsat bulup, öze dönemiyor, kendisine gelemiyor. Halbu ki, çağımız, zamanımız Kur'an çağıdır. Kur'an'ı Kerim'i okuma, anlama ve emirlerini yaşama çağıdır.   

     Sonuç yerine;

     21 nci çağın Müslümanları kendilerine gelmelidir. Ben, sen, o, şu, bu, o gibi aşırılıklardan kurtulup, İslam'ı çağa konuşturmalıdırlar. 

     Feto'nun çömezlerinin inatlaşmalarından, devlete direnmelerinden görmüş oluyoruz ki, tepe tepe okumuş, yüksek tahsil yapmış nice nice ordu mensupları, yüksek rütbeli, paşalar, emekli, muvazzaf hakimler, öğretim üyeleri, bir hiç uğruna Devlete kafa tutmaktadırlar. 

     Bunlar niçin akıllarını kullanmıyorlar? Hala, Pensilvanya'dan gelecek ilhamı, kerameti beklemektedirler? (!)... Kendini kurtaramayan Feto, maalesef, bağlılarını, " kıç teli" " saç teli" ile kurtarmaya, ümid vermeye devam etmektedir.. 

     Ülke Müslümanlarının, bu musibetten, böylesi mağduriyetten kurtulması için, yapılacak tek şey, Feto'nun bağlılarının, tüm bildiklerini söylemeleri, nereye, niçin hizmet ettiklerini bir bir anlatmalarıdır. 

      Müridan,  şimdi olduğu gibi, bir "keramet" beklentisi içerisinde bulunmaya devam ederlerse, gördüklerini, bildiklerini, yaşadıklarını, nasıl kandırıldıklarını anlatmazlarsa, hem kendileri mağdur olacak, hem de milletimiz bu çirkin algının kurbanı olacaktır. 

     Rabbimiz!.. Bizleri, her türlü aşırılıktan, bağnazlıktan, yanlış ve çirkin yönlendirilmekten muhafaza buyursun!.. Selam ve dua ile...

      Şerafettin Özdemir

Makale Yorumları

  • Abdullah06-02-2021 08:35

    Yazar Said Nursi'nin tek bir eserini okumadan yazmış ciddiye alınacak bir tarafı yok

Facebook Yorum

Yorum Yazın