Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

ŞEHİTLİK MADALYASI

" Allah yolunda öldürülenlere " ölüler " demeyin. Bilakis onlar diridirler. Lâkin siz anlayamazsınız." ( bakara sûresi, âyet 154 )

Bu ayeti kerimeden yola çıkarak, şu hususları dile getirmek istiyorum. Bin yıllık Anadolu ( Türkiye) tarihimize nazar ettiğimiz an, görmüş, müşahade etmiş oluruz ki, bu aziz millet; dini, imani ve Kur'an'ı için , vatanlaştırmış olduğu topraklar için, cepheden cepheye koşmuş, candan, serden, yârdan, anadan, atadan, sıladan vaz geçerek tatlı canlarını seve seve vermişler ve şehidlik şerbetini içmişlerdir.

Aziz milletimizin bir dönem hakim olduğu topraklara, ülkelere, şehirlere göz atarsak, her ülkede, her şehirde bir " Türk Şehitliği" görmek, bulmak mümkün olmaktadır.

Bağdat, Basra, Arabistan toprakları, Kudüs, Mısır, Libya, Tunus, Cezayir, Çad, Fizan, Trablusgarp, Kafkaslar, baştan sona Balkanlar, Viyana kapıları, Mohaç meydanı ve daha nice ismini sayamadığım yerlerde muhterem insanlarımızın makberelerini, kabirlerini, her an sinemizde ve kalbimizde yaşayacak olan şehidlerimizin mezarlarını görebiliriz!..

birkaç yıl önce idi!.. Almanya Hannover'de gezerken, arkadaşlarımız beni bir Türk büyüğümüzün mezarına götürdüler!.. Severek, içtenlikle giderek, mezar taşındaki ay yıldızlı bayrağımız , beni duygulandırdı, hislenerek, heyecanlanarak dualar ettim ve Fatihalar okudum.

Halbu ki, Hannover şehri neresi, Türkiye vatanımız neresidir? diye sorulacak olsa, aradaki mesafe tam tamamına dört bin kilometre yerdir. Ama, gelin görün ki, şehidlerimizle, aramızda mesafeler olması, ülkeler bulunması mes'eleyi hiç değiştirmemektedir. Dolayısıyla;

Ben sözü, mes'eleyi, Yemen şehidlerine daha doğrusu Afşin Karagöz nüfusuna kayıtlı, 1915 yıllında Yemen çölünde Hakk'a yürümüş dedem (Osman) Ahmet Özdemir'e getirmek istiyorum:

Emektar nüfus memuru, tarihçi, eli kalem tutan dostum Mustafa Köş beyin, araştırması ile, tetkiki ile öğrenmiş bulunduğum dedemin, Yemen'e asker gitmesi ile birlikte, köydeki tüm arazileri ortada kalmış, geride bıraktığı yetimleri yani evladları mahvı perişan olmuştur.

Dedemin, tüm ailesi, hanımı, çocukları biz torunları halen, onun ızdırabını, dağılmışlığını, vermiş olduğu stresi yaşamaktayız. Çünkü, seferberlik, Yemen diyarlarında yüz binlerce Mehmed'in can vermesi bize ve bu millet evladlarına çok çok pahalıya mal olmuştur. Dolayısıyla;

Sayın Afşin Kaymakamımız Ali Edip Budan bey; takip etmiş olduğum kadarı ile, bu konuda hassas, hissiyatlı ve hiç bir zaman şehid yakınlarını ihmal etmeyen bir beyefendidir.. Allah, kendisinden razı olsun..

Sayın Kaymakam beyden istirhamım şu olacaktır!.. Yemen şehidi dedem Osman (Ahmet) Özdemir adına kalanlarına, torunlarına " Şehidlik Madalyası" vermesidir. Bu hususta, yardımlarını, desteklerini istirham eder, kendisine duacı olacağımızı, hayatı boyunca başarılar dileyeceğimizi arz ederim.

" ( Ey Müminler!" Gerek hafif, gerek ağır olarak savaşa çıkın, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edin. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır." ( Tevbe sûresi, âyet 41 )

Bu ayeti kerime de zikredildiği gibi, işte, dedem Osman ( Ahmet) Özdemir; dini, imanı, milleti ve vatanı için yollara düşmüş, binecek at da bulamamış, yaya olarak taa Yemen diyarlarına kadar giderek, orada şehid olmuştur. Tüm şehidlerimizle beraber, dedemin de makamı cennet olsun!..

Belki denile bilir ki, " Dedeniz, şehidlik madalyası için mi Yemen'de şehid düştü?" Tabii ki, merhum dedemizi devletimiz unutmadığı gibi, biz torunları da unutmayacağız!.. Onu rahmetle, Fatiha ile sürekli anmış olacağız!..

Netice olarak;

Sayın Ali Edip Budan bey efendiyi, 2017 yazında, İlçemiz Karşıyaka mahallesinde görev başında iken, Baskil İlçe Belediye Başkanı sayın Bilal Özbey ile ziyaret etmiştim.. Centilmenliği, bey efendiliği, duruşu, çok çok hoşuma gitmişti..

Bu sebeple, bu milletin, bu ülkenin, bu devletin; Kaymakam Ali Edip Budan gibi çalışkan, kendisini görevine adamış, görevini ibadet aşkı ile yapan insanlara ihtiyacı vardır..

Ne yazık ki, Hulusi Akar paşamız; camii yaptırması sebebi ile, eleştiri yağmuruna tutulurken , eli kalem tutan herkesin, üç buçuk çapulcuya gereken dersi vermesi lazımdı. Çünkü, uyumak, tembellik, " boş ver" deme zamanında olmadığımızı herkesin, her bireyin bilmesi, idrak etmesi ve algılaması lazımdır..

Gün, zaman, vakit; inancımıza, örfümüze, bizi biz yapan değerlerimize sahip çıkma zamanıdır.. Ali Edip Budan beyde öyledir.. Afşin halkının bütün gücü ile, ona destek olması, arkasında bulunması dini ve milli bir görev olacaktır. Selam ve dua ile..

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın