Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

SEVGİLİLER GÜNÜ !..(!)

     " En güzel nitelikler ve tüm mükemmellikler Allah'a mahsustur. Artık O'na onlarla yalvarıp yakarın ve O'nun yüceltilmesinde haktan sapan kimselerden uzak durun! Onlar, zamanı gelince yaptıklarından dolayı cezalandırılacaklardır. " ( A'râf sûresi, âyet 180)

    Aziz Kur'an'da geçtiği dört yerde de el-esmau'l husnâ terkiple ilgili ayrıntılı açıklamalar sürekli yapılmaktadrı. Esmâ, iki mastara birden izafe edilir: " Yücelik " anlamındaki sumuv ve " alamet, işaret" anlamındaki vesm. 

     Doğrusu bunlardan birincisi kelimenin illî, ikincisi gâî manasıdır. İsim sahibi olmak varlık arasında bulunmaktır. İsimler yokluk karşısında bir üstünlük ve yüceliktir, aynı zamanda isimler müsemmalarının alamet ve işaretidirler. 

     " Ve mutlak bağış sahibi, hep seven ve sınırsızca sevilmeye lâayık olan O'dur." ( Burûc sûresi, âyet 14 )  Bilindiği üzere,  O gafur olduğu için Vedûd değil, Vedûd olduğu için gafur'dur. Yani sonsuzca seven ve sevilen olduğu için bağışlayandır. Bağışlaması sevgisinin sonucudur. 

     Bu izahlardan sonra, sevgililer gününe değinmek, bir nebzecikde olsa kafamdaki düşünceleri, olumlu veya olumsuz şeyleri zikretmek istiyorum. Yüce Rabbimiz!.. Aziz milletimizi gerçek sevgiyle,. sevgililerle karşılaştırsın ve muhatap eylesin!.. 

      Yoksa, Batı kapılarında sahte sevgili aramakla, "buldum" zannederek oyalanmak, boşuna zaman kaybından başka bir şey değildir. Bilindiği üzere, taklitçilikle geçinen, taklitçiliği kendilerine örnek alan insanlar, her 14 Şubat günlerinde kendilerinden geçmekteler, buket buket sevgiliye gül ve çiçek  sunmak için büyük bir iş, büyük bir görev yaptığını sanmaktadırlar. 

     Maalesef, ülkemizde, Ankara, İstanbul, İzmir ve benzeri büyük yerleşim birimlerinde de durum bu minval üzeredir. Gün çiçekçilerin günü, kazanç getirme zamanı 14 Şubat günü olmaktadır. 

       Halbu ki, asıl sevgiliye koşulmuş olunsaydı, yaşamın, yaşlanmanın, gençliğin, " erzelil ömrün" mahiyeti bilinir, bu düşüncelere göre Allah'a kul, Habibi Edibi (sav)'e ümmet olunurdu. 

     Ama, ne hazindirki, geçici sevgiler, sarhoşluklar, alkollü yaşam tarzı, filörtler, sevişmeler, kendilerinden geçmeler, sonrasında terk etme, iffetten yoksun, edepden öte uğraşlar insanlığın " nesepsiz nesil" yetiştirmesine sebep olunmaktadır. 

      Sevgililer gününü, sevgiliyi iyi teşhis etmek, iyi aramak, bulmak lazımdır. Hz. Hatice'nin, Rasulullah (sav)'mi buluşu gibi, bilişi gibi bulmak tanımak, aramak lazımdır. 

        Hz. Ali (ra)'ın; Hz. Fatıma'yı aradığı gibi aramak, vefatına kadar bir Fatıma ile yaşamak ve mutlu olmak lazımdır. Hz. Fatıma'dan hasıl olan iki civanmert gibi, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin gibi efendi, kibar, centilmen insanlar yetiştirmek her Müslümanın işlevi olmalıdır. 

      Ankara sokaklarında, İstanbsul İstiklal alanında, straat bünyesinde sevgili aramak, bulmak, sarhoşluğu tercih etmek, " ezana hayır" mitingleri düzenlemek demektir. " Cünüpde gezeriz", " fuhuşda yaparız" alçaklığı demektir. 

       Oysa, dünyanın hiç bir medeni geçinen ülkesinde böylesi vahim bir sonuç yoktur. Hiç bir Hristiyan insanı, ne Kilise'nin çan çalmasına, nede Sigagogların açık kalmasına!.. Olan rezalet, rezillik sadece bizim ülkemizde yaşanmakta, var olmakta ve varlığını korumaktadır. 

      Böylesi bir iğrençlik ne Moskova katedralinde, nede Newyork straatında, nede Çin Maosunda yaşanmamaktadır. Bizde, devlete baş kaldırı, devleti tehdit furyası ne bitmişe, ne de biteceğe benzemektedir. 

      Öylesi, garip, ucube bir halde yaşıyoruz ki, yerlerde Çakallar ulusa, gökte kargalar uçuşsa, sürekli insanlığın aleyhine çalışacak diye ödümüz kopuyor, ,  hop oturup hop kalkmaktadır. 

      Onun içindir ki, edebiyle, erkanı ile, terbiyesi ile, namusu ile " Sevgililer Günü"nü kutlayalım. Hiç kimseye, hiç kimseciklere , devlete, millete bir zarar vermeden, yakmadan, yıkmadan. barbarlık işlerine tevesssül etmeden kutlayalım. 

      Bir Batı ülkesinde ikamet ettiğim için, bizdeki rezilliklerden, kepazeliklerden utanıyorum. Tepe tepe insanlar, Ankara-İstanbul arası hoplayarak, zıplayarak, kıç atarak yürümesi, " Hak, hukuk adalet" istemesi neyin nesidir acaba? 

     Netice olarak;

     En son duymuş, dinlemiş olduk ki, " elektrik bedellerinin ödenmemesi" hususunda insanları haksızlığa, isyana, terörizme teşvik etmek eylemi!.. 

     Hey avanak insan, zavallı, biçare insancık, Batı ülkelerini bir gez, dolaş nelerin olduğunu, nelerin olmadığın keşfet. Yenilen Domatesin kilosunu sor, soruştur. Etin kilosuna bak, yenilen, tüketilen ekmeğin fiatına!.. 

     Sevgiliye alınan, hediye edilen bir buket çiçeğin parasına bak!..Bir parfümün ne kadar olduğunu öğren!.. Öğrende, şu dar boğaz Corona günlerinde ülkeyin ne durumda olduğunu bilmiş ol. 

     Sevgililer gününde, boş durmamalıyız!.. Tam aksine. sarhoşların, ayyaşların inadına inadına, Kur'an'ın emirlerine uymak, Hadisi Nebeviyeden hüküm çıkarmak, sahabe nesline hayran olmak, onlardaki asalete, nesebe, temizliği hayran olmamak  mümkün müdür?

     Evet, bende " sevgililer günü"nü kutlayacağım. Hemde ne kutlama? Elde Kur'an, gönlümde Kur'an tefsiri, elimin altında İslam'a bütün yönleriyle hizmet etmiş hasbilerin hayat seramcemleri!.. 

     Son sözler olarak, bu şartlar altında  Sevgililer günü'nü kutlayan tüm kardeşlerimin " sevgililer günü"nü kutluyorum, mutluluk, güzel günler niyaz ediyorum!.. Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın