Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

SÜMÜK-Ü ŞERİF!.. (!)

Ülke ve millet olarak hurafe içersinde boca olmuş bir milletiz!.. Kimi din simsarı peygamberi büyüteyim, medhü sena edeyim derken onun idrarını, sümüğünü, eşleri arasındaki zevce-i mukareneti öne çıkarıp kendilerine , tarikatlarına hizmet ettiklerini sanmaktadırlar.

Böylesi zevatın ellerinde, bilgilerinde aziz Kur'an bilgisi yoktur.. Tamamen sathi, yüzeysel duyum ve bilgilerile milletin iflahını kesmektedirler.

Kimileri Deve sidiğinden şifa kapmış, kimileri peygamberi el'an kabrinde hanımlarıyla ciinsel ilişkide bulunduklarını, tıpkı diri imiş gibi hayatlarına devam ettiklerini ileri sürmektedirler.

Halbu ki, karşılarında düne göre okumuş fizik kimya tahsil etmiş dünyevi, uhrevi bilgileri aziz Kur'an'ın nezaretinde bilen insanlar bulunmaktadır.. Öylesi, " Yanmaz, çürümez kefen" sapkınlığı ile milletin kandırılması, uyutulması, uyuşturulmasının zamanı geçmiş, böylesi bilgileri yersiz, uyduruk, hurafe ve dinin sırtından geçinme olarak tavsif etmektedirler.

" Onlar Allah'ın ( hidayet ) nurunu üfürükleriyle söndürmek istiyorlar; Allah ise, nurunu tamamlamak dışındaki bir seçeneğe asla izin vermeyecektir; tabi ki inkâr edenler istemese de..." ( Tevbe sûresi, âyet 32)

Ayeti kerimeden anlıyoruz ki, lafzen " ağızlarıyla". Mecazen " asılsız söz. kuru sıkı atış" anlamını da içersinde taşıyan " üfürük" karşılığını, bi efvahihim ibaresine mecazi çağrışımlarını da çeviriye kazandırmak için tercih ettik. Bir önceki âyet bu üfürmelerin putlaştırılmasıyla ilgili olduğunu örnekleriyle vermektedir. ( Kur'an-Meal-Tefsir

Aziz Kur'an'ı devre dışı bırakmak!..

Talihsizliğe bakınız ki, ülkemiz, aşağı, yukarı tarikat evlerine terkedilmiştir. Menzil hanedanlığı madde üstüne madde yığarken, kendi aralarındaki iç çekişme, sürtüşme, veraset, maddi çıkar düellosu dudak uçuklatır boyutlara ulaşmıştır.

Hal böyle iken, okumamış, saf dil, Kur'an ehli olmayan gariban insanları " Biz ahıırlarımızı meleklere bile temizletiriz" sav ve yalanıyla kitleleri korkututmaktadırlar. Hedefleri gayet açıktır.. Böylesi okumamış kitleleri Kur'an'dan uzak tutmak, tamamen şeyhin insiyatifine bırakarak onun himayesinde zatı muhteremeleri dünyalığa boğmak, servet ve saman içersinde yüzmelerini sağlamaktır.

Ülkemizin hangi köşesine el atarsanız orası elinize gelmekte, Diyanet İşlerini tesirsiz, fonksiyonsuz kılarak şeyhin elini öptürmek, eteğine yapıştırmak, sonrasında ise cennete girmeyi hak etmektir.

Bunların gayeleri , Kur'an'a nazire çıkartıp, onu, oun emirlerini etkisiz, tepkisiz kılmaktır. Hatta, kimi İlahiyat hocalarını, Vaizleri bile kontrollarına alarak, etrafa dehşet saçmaktır.

Deve idrarı!..

Ne demek yahu!.. Bir vaizin şeyhin kulu, kölesi olması ne demektir? İlahiyat dalında hoca olmuş. Doçent olmuş bir zatı muhterem, Deve sidiğini öne çıkartıp reklamını yapmaktadır. Yapılan tartıışmalarda Deve idranını ele alıp kat'iyyen bunun doğru olduğunu toplum önünde ifşa etmektedir.

Halbu ki, gerek ülkemizde, gerekse sair yerlerde Deve yetiştirilen yerlere haberler edilip, anlaşmaya girilerek Deve idrarı temin edilmelidir!..(!) Bakarsınız insanlık doktordan, sağlıkçıdan imdat beklemezde Deve idrarından şifayap olabilir..

Netice olarak,

Bu hal üzere iken, bu aziz milletin hali ne olacaktır?. Bana göre, etkili, yetkili makam sahiplerinin bu geriliiğe bir dur! demeleri gerekmektedir.

Çünkü gidişat, milletin ahvali hayra, bilime,bilince gitmemektedir. Yetişen neslimize kötü örnek olunmaktadır. İnsanlık, uzaya, fezaya yürür iken, bizim deve idrarı ile tedavi olmamız, deve sidiği iiçmemiz hangi akla hizmet etmektedir?

Bana kalırsa bu soytarılğın altında milleti kandırmak, dünyalık elde etmek, etmiş olduğu dünyalığı da yabancı ülkelere kaçırmaktır. Örneğin İngiltere'ye sair yerlere!.. Bunların çocuklarının binmiş oldukları otolar, paha biçilmeç araaçlardır. Demek ki, yanmaz kefen, çürümez giysiler satmak boşuna değildir.

Oysa, ölümden sonra yeni bir bedenlenme, ölmüş cesedi muhafaza etmek gayri kabildir. Diyelim ki, bir kaç ay, ölmüş cesedi muhafaza ettiniz, sonrası ne olacaktır? Akibet toprağın bağrında yok olmak değil midir?..

Rabbimiz!.. Bu aziz millete acısın, bilgi, biilgelik ve Kur'an'ı tanıma imkanı lütfetsin!.. Selam ve dua ile...

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın