Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

TEK OLAN ALLAH'A İBADETE ETMEK!.. 

     " Doğrusu Biz, ( geçmiş) her uygarlığın içinden " Allah'a kulluk edin, ilâhlaştırılan şer otoriteden uzak durun!" diyen bir elçi çıkarmışızdır. Bunun ardından kimileri  Allah'ın gösterdiği doğru yola uydu, kimileri de ( ısrarlı tercihleri sonucu) sapıklığa mahkum olmayı hak etti. İsterseniz yeryüzünde dolaşın ve yalanlayanların sonu nasıl olurmuş görün!" ( Nahl sûresi, âyet 36) 

      Zikredilen bu aziz ayeti celileyi ve tüm Kur'an'ı tetkik ettiğimiz takdirde, bir tek Allah inancı vurgulanmış, şiddetle üzerinde durulmuş, yedek ilahlardan, kendini " Allah dostu" diye tanıtan kimselerden insanları sakındırmıştır. 

     Bilhassa, günümüz dünyasında ve  ülkemizde, kendilerini yedek tanrı, insanları kurtarıcı kişiler ordusundan, kitlelerinden, şefaatçılardan geçilmemektedir. 

     Onun içindir ki, millet bünyesinde sıkıntılar yaşanmakta, insanlar bölük pörçük olmuş durumdadır. Bunların, yani yedek ilahların her birinin kendilerine göre ayrı ayrı ilkeleri, tarzları  bulunmaktadır ki, sair gruplara, kutuplara karşı daha mesafeli, daha çok hasım kitleler olarak tavsif edilmektedir. 

     Yukarıda zikredilen " Nahl 36 ayeti ile kulluk/ ibadet kavramı yerli yerine oturtarak tüm Resullerin insanları tek olan Allah'a ibadet etmek için gönderildiğini belirtmiştir. Yine aynı şekilde Kur'an; " Firavun, Haman ve Karun gibi tağutlara ibadet/kulluk etmeyin" diye buyurmaktadır. 

     İnsanlar, Firavun ve avanesi için oruç tutup namaz kılmadıklarına göre buradaki ibadetten kasıt " Firavuna itaat etmeyin, O'na boyun eğmeyin " anlamını ihtiva eder. Ya da tersinden okursak; " TEK OLAN ALLAH'A  İBADET EDİN,  o'na kul olun, her işinizde O'na tabi olun, itaat edin..." 

     Bu nedenledir ki, " Din değiştirmek teolojik bir tercih olmadığı gibi sadece akaid seçimi de olamaz. Dolayısıyla bizzat yaşam biçimini değiştirmek gerçek anlamda din değiştirmektir. 

     Bir başka ifadeyle, temel unsur yaşam biçimi/ yaşam tarzıdır. Oysa insanımız yaşam biçimini değiştirmeyi din değiştirmek olarak algılamıyor. Yenik, ezik ve yıkık bir onurun altında, çağdaşlaşmayı ve tatminkârlığı, başka dinlerin sunduğu sahte değerlerde ararken neyi önemsizleştirdiğini fark etmiyor. Bu nedenle meseleyi bilenlerin bilmeyenlere aktarması vaciptir. " ( İktibas, H. Ertürk, Eylül 2010, say. 21) 

     Dolayısıyla, bir Allah inancı dışında kalan inançların, bu sahte inançları empoze eden sivri akıllıların ilkeleri sürekli olamamış, insanlığı tatmin etmemiştir. 

       İnsanoğlunun, daha müreffeh, daha mutmain olarak yaşaması için " Bir Allah inancı" dışında var olmaya çalışan kim olursa olsun, kimselere, kişilere değer vermemesi, inanmaması, ittiba etmemesi lazımdır. 

     Çünkü, sonradan zuhur etmiş ve edecek olan kimseler, daima yapay kalmışlar, insanlığa mutluluk, kesin inanç ve huzur verememişlerdir. Bundan sonra da böyle olacaktır. 

      Demek ki, " bizim şeyhin eteğinden öpen, ellerine sarılan kimseler kurtulmuştur" iddiaları sahtelikten, yapaylıktan, kandırmacadan başka bir şey olmamış, böyle olmayada mahkum kalacaklardır

     " Yukarıdaki tanımlamalar ışığında, " Temelde yalnızca bu iki din vardır. Bu gün Hristiyanlık diye bir din yoktur. Yahudilik diye bir din de yoktur. Bugün manevi inançlarını Hriistiyanlıktan, Yahudilikten,Budizm'den , Taoizm'den veya İslam'dan alan ya da hiç bir manevi -ahlaki inanç kabul etmeyen;

     Roma hukukundan: ekonomisi Kapitalizm'den, Sosyalizm'den , Komünizm'den veya bunların  karışımından; siyasi anlayışı Liberalizm'den , Monarşi'den, Meşrutiyet'ten , Totaliterizm'den , Teokrasi'den, insan görüşü Hümanizm'den Egzistansiyelizm'den, şu veya bu felsefi ekolden ; 

     Dünya görüşü ve hayat anlayışı Materyalizm'den kaynaklanan, kısaca temelde insan ürünü sistemlerden veya ekollerden oluşan ve görünüşte birtakım farklılıklar arz edebilen dinler aslında tek bir dindir." ( a.g.d.)

     Netice olarak;

     Hamdü sena olsunu ki, inandığımız, inancımız olan bir tek Allah inancı olan Allah inancı, diri şekilde, bizleri mutmlamin etmekte, dünya sonuna kadar da böyle olarak, yani İslam kitlesi olarak yaşayacağız!. 

       Yapay, suni yapılar, dini özentiler, bizleri tatmin etmemekte, bizlere huzur ve doyurucu bilgiler sunmamaktadır. Çünkü, Kur'an gibi emsalsiz bir kitabın bağlıları olarak, yolumuz İslam, yönümüz İslam'dır. 

     Yapay Tanrılar, insanlığı tatmin etmemiş, bundan sonrada etmeyecektir. Çünkü, yapay inanç temsilcileri, bizlere Kur'an'a çağırmamakta, Rasulullah (sav)'in aziz tebliğine çağırmamaktadır. Bildikleri, davet ettikleri hususlardır kendi yapay inandıkları şeylerdir. 

     Onun içindir ki, yapay Tanrılar, insanlığı sürekli hurafeye, bid'atlere çağırmaktadır. Tabii ki, hurafe ve bid'atten de insanlık meymenet görmemiş, bir fayda temin edememiştir. 

     Rabbimiz!.. Bizleri, sıratı müstekim , Kur'an yolundan uzak eylemesin ve ayırmasın!.. Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın