Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

VEFA KOORDİNASYON GRUBU

 Yıllardan beri geç kalınmış bile olunsa da, Diyanet İşleri Başkanlığımızı " Vefa koordinasyon grubu" adıyla bir grup oluşturduğu için, takdir ediyor, alkışlıyor,  bu grubu planlayan, emeği geçen herkesi kutluyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.

     Başkanlık; ülkemizde şu günlerde yaşanmakta olan " Coronavirüs"  salgın, bulaşıcı hastalığı için değil, her an, her dem, her türlü risk halinde milletin yardımına koşmuş, koşmaya da devam etmektedir. 

      Başkanlığın ilk kuruluş safhasında merhum Rifat Börekçi hocamızın çabalarını, gayretlerini, bu millet, bu devlet için nasıl çaba sarfettiğini, Gazi Mustafa Kemal'le olan dostane, samimi, yardımcı olucu ilişkilerini okumaktayız. 

     İstanbul'dan Ankara'ya gelerek, şiirleriyle, hitabeleri ile milletimizi uyandıran, heyecana getiren Akif'i kim unutabilir, geri plana atabilir? 

     Diğer taraftan, Elmalılı Hamdi Yazır, Ahmet Hamdi Aksekili hoca efendi, o günlerin kıt  ve zor şartlarında büyük görevler yapmışlar, hiç bir şeyden korkmadan, ürkmeden vazifelerini bihakkın yerine getirmişlerdir. 

     Onun içindir ki, Din Görevlilerimiz; hayatın her alanında vatandaşla içli, dışlı olmalı, mahalle mahalle gezerek, hastane kapılarını çalarak, sokak aralarında kim dertli, kimin sorunu bulunmakta bunları araştırarak yardımcı olmalıdır. 

      Evladı tarafından sokağa atılan ebeveynler, evinden kaçan delikanlılar, erkek veya kız, borcunu ödeyemeyen vatandaş, ümitsizliğe, bedbinliğe düşmüş insanımızın imdadına koşmalılar, yaralarına merhem olmalılar, Resulullah (sav)'in sünneti üzere, Hz. Ömer (Ra)'ın uygulamasına, tatbikatına uygun hareket edilmelidir. 

     Her caminin hoca efendisi, kendi mahallesinin sayısını bilmeli, kimler düşkün,. kimler yaşlı, kimler hasta,  hangi ailenin ne tür sorunu bulunmaktadır vesair bunların listesini çıkarıp ona göre hareket etmeli, çözüm ve çare olmalıdır..

      Hep ver demekten ziyade birazda biz vermeliyiz!..

       İçerisinde bulunduğumuz  kaotik durum sebebiyle, tüm devlet ricali kollarını sıvamışlar, bir, iki, üç, beş, altı ve yedi aylık maaşlarını düşkünlere bağışlamaktadırlar. Bıravo Vallahi!.. Herkesin kesesine, cebine bereket versin!.. Birilerini bin yapsın Allah!.. 

        Hal böyle iken, herkes, her kesim eline cebine sokmuş iken, Diyanet İşleri Başkanlığı, Diyanet Vakfı nerededir?.. Şu ana kadar hep ver dediniz, ee birazda siz elinizi taşın altına sokun bakalım!.. Tabii ki, reklam, sevilmeyen bir gösteriştir, ama, birilerini teşvik ve tavsiye maksadıyla niçin gündem olunmasın ki?

     Onun içindir ki, Din adamlarımız böylesi bir sıkıntı, kaos için kollarını çemremişler iken, insanlara öncülük, rehberlik, kılavuzluk yaparlar iken, kendilerinin de, yardım kervanına katılmaları ne hoş, ne güzel değil mi? Çünkü;

     Din adamlarımız, zor günlerin insanlarıdır!.. Depremin, selin, kıtlığın, kuraklığın  ve " Coronavirüs" illetinin de önde gideni olmalı, camilerde, açılan sergilere, veya toplanan yardımlara önce kendi isimlerini nakşetmelidirler!.. 

     Sonuç yerine;

     Bilhassa, şu hususu vurgulamak, te'yiden üzerine basa basa konuşmak, yazmak istiyorum: Malumdur ki, ülkemiz de Umre seferleri katlanarak artmaktadır. Bendeniz, kendi İlçem Afşin'da bir umreci efendiyi tanımaktayım ki, gitmiş olduğu umrenin sayısını not defterine düşmüş, kendi yerine, babasının yerine, dedesinin veya bu sayıyı çoğaltmak mümkündür.

      Böyle bir zatı muhterem; acaba bir İmam-Hatip Lisesinin önünden geçmiş midir, yüksek tahsil yapan bir öğrencinin elinden tutmuş mudur? Sanmıyorum... Umreci kardeş, öğrenciyi, garibi, garibanı unutma dediğimiz an, vaveyla koparmaktadır. " Ben devlet miyim?" diye..

     Hal böyle iken, defaatle Umre seferi yapmanın anlamı ne olabilir ki? Zor şartları yaşamaktayız, zor günleri tüketmekteyiz!.. Milletin dayanışmasının, yardım etmesinin, elini taşın altına sokmasının zamanını yaşamaktayız. 

     Umarım ki, ömrünü umre yoluna harcayan umreci kardeş, birazda, yanı başındaki fakiri, kimsesizi, yardıma muhtaç insanı gözetir de, Umre sevabından daha çok sevap kazanmış olur.. 

     Son söz olarak, haydi hocalarım!.. Gün sizindir, zaman ve zemin sizindir.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın