Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

YUNUS AS'IN DUASI !...

" Zünnûn'u da zikret. O öfkeli bir halde geçip gitmişti: Bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içinde " Senden başka hiç bir ilâh yoktur. Seni tenzih ederim . Gerçekten ben zâlimlerden oldum!" diye niyaz etti. " ( Enbiyâ sûresi, âyet 87)

     Konumuz önemli ve ciddi, tüm mü'minleri alakadar eden bir mevzudur.  Çünkü, hadis diliyle, " Dua ibadetin özüdür." buyurulmaktadır.  Veya Kur'an diliyle: " ( Resûlüm!) De ki: ( Kulluk ve yalvarmanız olmasa, Rabbim size  ne diye değer versin?"..( Furkan sûresi, âyet 77)

     Bu noktadan hareketle, asıl konumuz olan Yûnus (as)'ın dünü, bu günü ve yarınları kuşatmış  olan müthiş ve meşhur kurtuluş duasına dönecek ve izah edecek olursak; 

     "Vezennûni" kavmine, balığın yuttuğu Yûnus'un kıssasını da anlat. Nûn, balık demektir. Balık Yûnus (as)'u yuttuğu için ona nisbet edilmiştir. " İz zehebe muğadiben" Hani Yûnus kavmine kızarak yurdundan çıkıp gitmişti. 

     Çünkü onları imana çağırıyor, onlar ise inkâr ediyorlardı. Neticede onların bu davranışlarından sıkıldı ve aralarından çıkıp gitti. Bunun içindir ki Yüce Allah: " Balık sahibi gibi olma." buyurdu. " Rabbine kızarak çıktı." diyenlerin sözünü kabul etmemek gerekir.    

     Çünkü o, peygamberlik makamına uygun değildir. Râzî ise şöyle der: "  Allah'a kızdı" caiz değildir. Çünkü bu, Allah'ın emredici ve yasaklayıcı olduğunu bilmeyenlerin sıfatıdır. Allah'ı tanımayan, bırakın peygamber olmayı, mü'min bile olamaz. 

     Yûnus (as)'un, kavmine kızması ise Allah rızası ve dininin haysiyetini korumak, küfre ve kâfirlere buğz içindir. " fe zanne en len nagdire aleyh", Yûnus, ceza olarak onu sıkıntıya sokmayacağımızı sandı. " Rızkı daraltılmış bulunan" mealindeki âyette olduğu gibi, " gadere" kelimesini burada daraltmamak demektir.  

     Fahreddin Râzî şöyle der: " Kim Allah'ın aciz olduğunu zannederse, o kafirdir. Bunun, mü'minlerden her hangi birine nisbet edilmesinin dahi caiz olmadığında ihtilaf yoktur. Hal böyleyken, bu, peygamberlere nasıl nisbet edilir! "

     Rivayete göre Abdullah b. Abbas )ra) Muaviye'nin yanına girdi. Muaviye dedi ki: "Dün gece, Kur'an dalgaları bana çarptı. Dalgalar içinde kaldım. Senden başka kurtuluş vesilesi bulamadım." İbni Abbas: " Nedir o dalgalar? dedi.. Muaviye: " Allah'ın peygamberi Yûnus, O'nun kendisine güç yetiremiyeceğini sanıyor." dedi. 

     İbn Abbas: Âyetteki " yagdiru" kelimesi " gadere" kökündendir. " gudreh" kökünden değildir. " diye cevap verdi. Yûnus, balığın karnındayken, gece karanlığında Rabbine seslendi. İbn Abbas şöyle der: 

     " Karanlıklar bir araya geldi. Bu karanlıklar gecenin karanlığı, denizin karanlığı, balığın karnının  karanlığıdır."  Yûnus: " Ey Rabbim! Senden başka ilâh yoktur. " diye seslendi, " SüBHANEKE İNNÎ KÜNTÜ MİNEZ ZALİMİN." " Ey Rabbim! sen, noksanlık ve zalimlikten uzaksın.Ben ise, kendime zulmettim. Şimdi tevbe edip pişman oldum. Bu sıkıntıyı gider." 

     Hadisi şerifte şöyle buyurulmuştur: " Sıkıntıya uğrayan her kim bu duayı yaparsa, duası kabul olunur."

     Netice olarak;

     Yûnus (as)'ın bu duasını her Müslümanın ağzında sürekli vird edinmesi yani, adet haline getirmesi lazımdır. Çünkü, Yûnus; bu sayede karanlıklardan kurtulmuş, yeniden kavmine başına gelerek, onları Hakka davet etmiş ve yüz binlerce insanı hidayete kavuşturmuştur.

     Dolayısıyla, 1983 yılında, Kara yolundan bir hac yolculuğum sırasında, Musul şehrine daha girmeden, hemen tepenin bir eşiğinde makberini yani kabrini gördüm ve hacılarıma da ziyaret ettirdim.

     Zaman zaman, hatırıma düştükçe, Yûnus Resul'ün o meşhur duasını okumayı yeğlerim, okurum ve okunmasını da tavsiye ederimi.  Çünkü, her sıkıntılı, problemli Müslümanın bu muzzam duayı okumasın arzu ederim. Selam ve dua ile.

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın