Diyanet 28.02.2020 Tarihli Cuma Hutbesi

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Diyanet 28.02.2020 Tarihli Cuma Hutbesi
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan 28.02.2020 tarihli Cuma hutbesinin tam metnini sitemizden okuyabilir, dilerseniz bilgisayarınıza indirebilirsiniz..

SON DAKİKA HAFTANIN HUTBES DEĞİŞTİ:

HAFTANINHUTBESİNİ  WORD OLARAK İNDİR 

HAFTANINHUTBESİNİ PDF OLARAK İNDİR

HAK UĞRUNDA MÜCADELEMİZ, BİRLİK VE BERABERLİK RUHUMUZ

Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Müminlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiş, şehit olmuştur. Bir kısmı da şehit olmayı beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.”[1]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Kim Allah’ın sözü yücelip hâkim olsun diye savaşırsa o, Allah yolundadır.”[2]

Kıymetli Müminler!

Millet olarak dün olduğu gibi bugün de büyük badirelerden geçiyoruz, ağır imtihanlar veriyoruz. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşında olduğu gibi bugün de vicdanı körelmiş, insafını ve insanlığını kaybetmiş güçlere, bizi tarih sahnesinden silmek isteyenlere karşı amansız bir mücadele veriyoruz. Yine dün olduğu gibi bugün de kadını erkeği, genci yaşlısı, hâsılı milletimizin her bir ferdiyle bayrağımızı indirtmeyecek, ezanlarımızı dindirtmeyecek, vatanımızı çiğnetmeyeceğiz.

Bizleri başarılı kılacak olan, Allah’a karşı sarsılmaz imanımızdır. Vatana, ezana, bayrağa ve bağımsızlığa sevdamızdır. Yüreğimizdeki şehitlik ve gazilik arzusudur. Bu öyle bir iman ve vatan aşkıdır ki, Cenâb-ı Hak, bu aşkla toprağa düşenleri şöyle müjdelemektedir: “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilâkis onlar diridirler; Allah’ın lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir hâlde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar.”[3]

Değerli Müminler!

Mehmetçiğimiz, daima mazlumun yanında zalimin karşısındadır. Dünyanın iyiliği için cephede, insanlık adına siperdedir. Hakları ellerinden alınanların imdadına koşmak için seferdedir.

Mehmetçiğimiz,

وَقُلْ جَٓاءَ الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُۜ اِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقاً

“De ki: Hak geldi bâtıl yıkılıp gitti! Zaten bâtıl yıkılmaya mahkûmdur.”[4] ayetine iman ederek, hakkın yanında batılın karşısında dimdik ayaktadır.

Mehmetçiğimiz,

وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَاَنْتُمُ الْاَعْلَوْنَ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ

“Gevşemeyin, üzülmeyin. Eğer iman etmişseniz üstün olan sizlersiniz.”[5] ayetine gönülden bağlanarak zaferden zafere koşmaktadır.

Mehmetçiğimiz Peygamber Efendimizin,

جَاهِدُوا بِأَيْدِيكُمْ وَأَلْسِنَتِكُمْ وَأَمْوَالِكُمْ

“Ellerinizle, dillerinizle ve mallarınızla cihad edin.”[6] nebevi çağrısına uyarak düşmanın hayasızca akınına dur demektedir.

Aziz Müminler!

Terörden bunalan coğrafyalara barış, umudu tüketilmek istenen masumlara umut, huzuru kaçırılan mahzunlara huzur dağıtmak üzere sefere çıkan Mehmetçiğimiz, dün hain bir saldırıya uğradı. Acımız büyük, yüreğimiz buruktur. Şehitlerimizin ruhu şâd olsun. Milletimizin başı sağ olsun. Yüce Rabbim yaralılarımıza şifalar ihsan etsin. Bizlere bir daha böyle acılar yaşatmasın.

Şu hususu unutmayalım ki bizi biz yapan, bizi millet yapan değerlerimizin etrafında kenetlendikçe kazanamayacağımız hiçbir mücadele yoktur. Birlik, beraberlik ve kardeşlik şuurunu diri tuttukça, karşı koyamayacağımız hiçbir hain saldırı, elde edemeyeceğimiz hiçbir zafer yoktur. Hiç şüphemiz yok ki Cenâb-ı Hakk’ın yardımıyla hainlerin oyunları bozulacak, zalimlerin tuzakları ayaklarına, hileleri başlarına dolanacaktır. Dün olduğu gibi bugün de zafer, hakkın ve hakikatin yanında yer alan aziz milletimizin olacaktır. Kur’an’ın ifadesiyle,    سَيُهْزَمُ الْجَمْعُ وَيُوَلُّونَ الدُّبُرَ  Yakında o topluluk da yenilecek ve arkalarını dönüp kaçacaklar.”[7]

Muhterem Müslümanlar!

Geliniz, şu icabet vaktinde ellerimizi semaya gönüllerimizi Rabbimize açalım. Hep birlikte Yüce Mevla’mıza niyaz edelim.

Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.

Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi.

Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,

Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın.

Allah’ım! Kahraman ordumuza nusretini ve zaferini, cennet yurdumuza lütuf ve bereketini ikram eyle!

Allah’ım! Şehitlerimize merhametini, gazilerimize inayetini, milletimize şefkatini esirgeme!

Ya Rabbi! Ezanımızı dindirtme! Vatanımızı böldürtme! Bayrağımızı indirtme! Başımızı eğdirtme! Mehmetçiğimizin ayağına taş değdirtme!

Ya Rabbi! Birlik ve beraberliğimizi, sabır ve metanetimizi artır! Acılarımızı dindir, umudumuzu zafere eriştir! Âmin!

 

[1] Ahzâb, 33/23.

[2] Buhârî, Tevhîd, 28.

[3] Âl-i İmrân, 3/169-170.

[4] İsrâ, 17/81.

[5] Âl-i İmrân, 3/139.

[6] Nesâî, Cihâd, 48.

[7] Kamer, 54/45.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

 

BİR ÖNCE YAYINLANAN VE KALDIRILAN HUTBE METNİ

HELAL KAZANÇ VE ALIN TERİ

Muhterem Müslümanlar!

Peygamberimizin defalarca ikramda bulunduğu Medineli muhtaç bir sahâbî yine bir gün Peygamberimizin yanına gelmişti. Evinde bir örtü ve bir bardaktan başka eşyası yoktu. Resûlullah (s.a.s), o iki eşyayı getirmesini istedi. Sonra bu eşyaları orada bulunanlardan birine iki dirheme sattı. Ardından sahâbiye şöyle bir yol gösterdi: “Bu dirhemlerin birisiyle yiyecek alıp ailene götür, diğeriyle de bir keser al ve topladığın odunları çarşıda sat.” Fakir sahâbî, Peygamberimizin tavsiyesine uyarak günlerce odun toplayıp sattı. Kazandığı parayla ailesi için birkaç parça elbise ve biraz da yiyecek alabilmişti. Artık o, kendi ayakları üzerinde durup ailesinin geçimini sağlayabiliyordu. Allah Resûlü (s.a.s), bu durumu görünce şöyle buyurdu: “Bu şekilde çalışarak başkalarına muhtaç olmadan geçinmen, kıyamet günü yüzünde dilencilik lekesi ile gelmenden daha hayırlıdır.”[1]

Aziz Müminler!

Yüce dinimiz İslam, tembelliğe, sorumsuzluğa ve çalışmadan kazanmaya izin vermez. Her insanın alın teri dökerek, el emeğiyle, göz nuruyla çalışarak kazanmasını ister. Resûl-i Ekrem’in, “Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir şey yememiştir”[2] hadisi bu hususa işaret eder.

Kıymetli Müslümanlar!

İslam, bizi Allah’ın helal ve temiz nimetlerine davet eder. Haram ve kötü şeylerden kaçınmamızı emreder. Yemede, içmede, giyinmede, alışverişte, çalışmada, hâsılı hayatın her alanında helal olana yönlendirir. Zira helal ve haramlar, “hudûdullah” yani Allah Teâlâ’nın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara riayet etmek insanı dünyada huzurlu, ahirette ise mutlu kılar.

Dinimiz, hukukun ve ahlakın ilkelerini tanımayan, toplumun dirlik ve düzenini bozan haksız ve gayri meşru kazanç yollarının tümünü yasaklar. Nitekim Sevgili Peygamberimiz, Medine çarşısında dolaşırken bir satıcının buğday çuvalına elini daldırmış, üst kısmının kuru, alt kısmının ise ıslak olduğunu görünce satıcıyı şöyle ikaz etmiştir: “İnsanların görmesi için ıslak olan kısmı üste koyman gerekmez miydi? Bizi aldatan bizden değildir.”[3] 

Değerli Müminler!

Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Allah’ın size verdiği helal ve temiz rızıklardan yiyin ve kendisine inanmakta olduğunuz Allah’a karşı gelmekten sakının.”[4]Mümin, Rabbine gönülden bağlıdır. O’nun emirlerine uyar. Yasaklarından uzak durur. Kazancını meşru yollardan temin eder. İşini, sorumluluğu ağır bir emanet olarak görür. O bilir ki helal kazanç berekettir. Helal ile yetinmek insanın kurtuluş reçetesidir. Haramla varılacak nokta ise ancak hüsrandır.

Aziz Müslümanlar!

Maalesef günümüzde kısa yoldan ve emek sarf etmeden kazanmak başarıymış gibi gösterilmektedir. Hâlbuki kul hakkına riayet etmeden, kamu malını zarara uğratarak kazandığını sanmak aslında kaybetmektir. Aldatarak, hile ile insanları kandırıp haksız kazanç elde etmek inancımızla asla bağdaşmaz. Mümine düşen, alın teriyle yetinmek, rızkını helal yoldan temin etmek için çalışıp çabalamaktır. Gayret müminden, rızık ise Allah’tandır. Rabbimiz, kendi rızası yolunda harcanan hiçbir emeği karşılıksız bırakmaz.

Muhterem Müminler!

Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! Allah’tan sakının ve rızkınızı güzel yoldan isteyin. Hiç kimse Allah’ın kendisine takdir ettiği rızkı elde etmeden ölmeyecektir. Öyleyse Allah’tan sakının ve rızkınızı güzel yoldan isteyin. Helal olanı alın, haram olanı terk edin!”[5]

 Resûlullah’ın bu tavsiyesine uyarak Rabbimizden helal rızık isteyelim. Helalinden kazanıp helal yollarda harcamaya, harcarken ölçülü olmaya gayret edelim. Unutmayalım ki alnımızın teriyle helalinden kazandığımız bir lokma, yuvamıza huzur, ömrümüze bereket katacaktır.

 

[1] Ebû Dâvûd, Zekât, 26.

[2] Buhârî, Büyû’, 15.

[3] Müslim, Îmân, 164.

[4] Mâide, 5/88.

[5] İbn Mâce, Ticaret, 2.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

 

Kaynak:Dini Haberler

Anahtar Kelimeler:
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
28.02.2020 Tarihli Cuma Hutbesi DeğiştiÖnceki Haber

28.02.2020 Tarihli Cuma Hutbesi Değişti

Umre Kayıtları DurdurulduSonraki Haber

Umre Kayıtları Durduruldu

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!