Kredi Yurtlar Kurumu Yurdunda Değerler Eğitimi Konferansı verildi

BİLECİK KYK ÖĞRENCİ YURDUNDA “DEĞERLER EĞİTİMİ” KONFERANSI DÜZENLENDİ

Konferansa; İl Müftüsü Necati Akkuş, KYK Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Özgül, KYK Eskişehir Bölge Müdürü Eyüp Erkurt, KYK Bilecik İl Müdürü İsmail Şen ve öğrenciler katıldı.

Üniversite Uluçınar camii Müezzin Kayyımı Mustafa Gündüz tarafından okunan Kur’an-ı Kerim ve KYK Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Özgül’ün, KYK’nın şu anki durumu ve gelecekte ülkemizde ve Bilecik’te planlanan projelerle ilgili bilgi verdiği açılış konuşmasından sonra İl Müftüsü Necati Akkuş konferansını vermek üzere kürsüye geldi.

Konuşmasına;” mübarek bir ayın içerisine girdik. Aşure ayı içerisindeyiz. Yani Hicri yılbaşı. Bu hicri yılın, aşure ayının ve diğer günlerin hayırlar getirmesini, ailelerinize, sizlere, sağlık, huzur ve afiyet getirmesini Cenab-ı Haktan niyaz ediyorum, dua ediyorum” diye başlayan Müftü Akkuş, sözlerine şöyle devam etti;

“Sözlerimize başlarken besmele ile başladım. Özellikle onun (besmelenin), kulaklarınıza, beyinlerinize, iz ’anlarınıza yer etsin diye okudum. Çünkü biz Müslümanız elhamdülillah. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde bizi bu konuda uyarıyor. ‘ Besmele ile başlamayan hiçbir işte hayır yoktur’ buyuruyor. Dolayısıyla, meşru olan işlerimize başlarken, yani legal olan, meşru olan, sosyal hayatın kabullendiği, aile hayatının kabullendiği, toplum, devlet ve kanunların kabullendiği meşru olan işlerimize başlarken mutlaka besmele ile başlamamız lazım. Niçin? Çünkü besmele ile başlamak, kâinatı ve kâinatın efendisi olan biz insanı yaratan Rabbimizden o işi yapmak için izin almaktır. Rabbim Teâla besmelenin bereketini evlerimizde, ocaklarımızda, mekteplerimizde, sokaklarımızda, memleketimizde ve İslam Ülkelerinde, insanlığın üzerinde inşallah daim eylesin.

Bu sene Diyanet İşleri Başkanlığımız 11-18 Ekim tarihleri arasındaki Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nın konusunu Cami ve Namaz ile Arınma olarak tespit etti. Namaz, peygamber Efendimiz (s.a.v)’in uygulamalarıyla, hangi vakitlerde nasıl kılınacağı tespit edilmiş günümüze kadar ulaşmış olan mü’minin en önde gelen ibadetlerinden birisidir. Hatta en önceliklisidir. Namaz, Kur’an-ı Kerimde ilk sayfalarda Fatiha suresinin karşısındaki Bakara Suresinin ilk ayetlerinde bakın mü’minleri tarif ederken hemen o ima edenler, gayba iman ederler. Görmeden iman ederler. Allah’ı görmezler varlığına iman ederler. Melekleri görmezler, ama varlığına iman ederler. Ahireti görmediler ama varlığına iman ederler. Cenneti-cehennemi görmediler ama varlığına iman ederler. Velhasıl görmedikleri halde iman ederler. Onun için mü’minlerin bu imanı Kur’an-ı Kerimde övülmüştür. Birinci özellik bu. ikincisi de, namazı ikame ederler. Namaz kılarlar değil. Namaz kılmak, şartlarına, rükûlarına uyarak yani, tekbirini alıp dualarını okuyup, rükûunu, secdesini yapıp tamamlamaktır. Namaz kılmak şekil olarak böyledir. Ama Allah Teâlâ namazı imandan sonra nerede zikrettiyse emir olarak mutlaka ikame kelimesiyle zikreder. İkame kelimesi, Arapçada, ayağa kaldırmak, dik tutmak, sağlam yapmak, güzel yapmak, şuurlu bir şekilde yapmak manalarına gelir. Dolayısıyla namaz, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in ifadesiyle mü’minin miracıdır.

Eğer, hayatınızı lezzetinde, tadında, gönül ferahlığı içerisinde ve ahiretinizi de ma’mur bir şekilde yaşamak istiyor iseniz, namazı ikame etmenizi, ayakta tutmanızı ve böylece Rabbimizle irtibata geçip, dünyadaki bütün sıkıntılarınızın, kederlerinizin, elemlerinizi O’nunla paylaşıp, O’ndan yardım istemenizin ben size şiddetle tavsiye ediyorum.

Allah Teâla zorluklarınızı kolay eylesin. Darlıklarınızı geniş eylesin. Rabbim Teâla yokuşlarınızı düzlüğe çevirsin. Rabbim Teâla hayırlı işler, hatırlı eşler, hayırlı aşlar, hayırlı ömürler, hayırlı akıbetler nasip eylesin diyorum hepinizi Allah’a emanet ediyorum.”

Konferans, Muharrem ayı olması hasebiyle aşure ikramıyla sona erdi.