Lübnanlı aktivist: Çöp krizinin sebebi mezhep temelli politikalar

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
0
Lübnan'da sokak gösterilerinde başlangıçtan beri faal olarak görev alan genç aktivist Hüseyin Itany ile konuştuk...

Ağustos ayı sona ererken, Lübnan’da ülkemizin yoğun gündemi arasında belki de yeteri kadar dikkat çekmeyen hadiseler yaşanmaya başlandı. Ortadoğu’nun küçük ama önemli bir ülkesi olan Lübnan’da uzun süredir var olan politik kaostan ötürü halkın patlama noktasına geldiği bir dönemde yaşanan çöp krizi, insanları sokağa döktü.

Parlamento’nun 27 kez cumhurbaşkanı seçemediği ve yolsuzluğun ayyuka çıktığı Lübnan’da politik çıkmazın en somut sonuçlarından biri başkent Beyrut’ta uzun süre çöplerin toplanmamasıyla yaşandı. Sistemin içine düştüğü krizden ötürü temel hizmetleri veremeyecek hâle gelen devlete karşı halktan birçok kesimin desteğini alan geniş çaplı eylemler organize edildi. Bu eylemlerin “Kokunuz Çıktı” sloganı eşliğinde ciddi bir sosyal kampanyaya dönüşmesiyle siyasi atmosferi değişen Lübnan’da neler oluyor, gösterilerin temel amacı nedir; nereye evriliyor gibi soruların yanıtlarını almak üzere sokak gösterilerinde başlangıçtan beri faal olarak görev alan genç aktivist Hüseyin Itany ile bir mülakat gerçekleştirdik.

Deniz Baran: Selamlar Hüseyin, Bize kendinden ve eylemlerde nasıl yer aldığından kısaca bahseder misin?

Hüseyin Itany: İsmim Hüseyin Itany. İletişim uzmanıyım ve çatışma yönetimi konusunda eğitim vermekteyim. Ayrıca insan hakları aktivistiyim. #KokunuzÇıktı eyleminde ana organizatör konumunda olan kişilerle koordineli şekilde yer aldım ve kampanyanın etkisini kendi networküm üzerinden de genişletmeye çalıştım.

Protestoları takip ettik olabildiğince ancak yine de bize eylemlerin sebebini, nasıl başladığını ve sürdüğünü özetle anlatabilir misin?

Hikâyenin başlangıcı birkaç yıl önceki Nehmeh Landfill meselesine dayanıyor (Nehmeh, çöp toplama şirketi Sukleen’in çöpleri yığdığı bölge). Nehmeh’te yaşayan insanlar çöplerin yığıldığı bu alan sebebiyle ciddi sağlık problemleri çekmeye başladı ancak bir şekilde hükümet kanadından oradakilere kulak verip problemi çözmeye çalışan olmadı. 2015 Ocak’ında Nehmeh sakinleri çöp toplama alanının girişi önünde oturma eylemi yapıp çöp kamyonlarının girişini engelleme kararı aldı. Bu eylem sebebiyle çöpler toplanmadı ve Beyrut’un içinde çöp yığınları oluşmaya başladı. Ortaya çıkan kriz, Başbakan ve Çevre Bakanı’nın sorunu 6 ay içinde çözeceklerine dair söz vermesiyle ötelendi. Temmuz ortasına kadar hiçbir şey değişmeyince Nehmeh sakinleri bir kez daha çöp toplama alanına girişleri kapamaya karar verdi ve bu sefer, çöplerin toplanmaması üzerine, Beyrut’ta devasa çöp yığınları oluştu. 2000 tona yakın çöp Beyrut’taki yerleşim yerlerinin aralarında birikti ve toplum sağlığını olumsuz şekilde etkiler hâle geldi. Ayrıca bazı kişiler bu büyük yığılmayı azaltmak adına çöp yığınlarını yakmaya başladı ve bu da ciddi oranda karbondioksit oluşumuna sebep oldu ki bu da toplum sağlığı için daha da büyük bir sorundu.

Bütün bu çöp krizi; zaten elektrik, su, güvenlik gibi konularda problemlerle yüzleşen Lübnan halkını protestolara yönlendirmesi bakımından dananın kuyruğunun koptuğu nokta oldu. Lübnanlılar, genel seçimi zamanında gerçekleştiremeyen ve kendi kendine görev süresini 2,5 yıl daha uzatmak suretiyle halkın yönetime katılımına set çeken Parlamento’dan bıkmış durumdaydı. Bu eylemler, 14 Mart 2005’ten beri gerçekleşen en büyük protesto hareketi oldu.

“Çöp krizinin” en büyük sorumlusu olarak kimi görüyorsun?

Çöp krizinin en büyük sorumlusu, farklı bölgelerde şirketlere verilen ihalelerden alacakları pay üzerinde anlaşana kadar politik krizi çözmeye yanaşmayan, mezhepçilik üzerine kurulu olan tüm politik partilerdir.

Protestocular nasıl organize olup büyük bir kalabalık hâline gelebildi?

En başta sadece 30 kişiydik ve birbirimizi Facebook üzerinden davet etmeye başladık. Sonrasında yine aynı platformda protesto olarak adlandırılabilecek bir etkinlik oluşturduk ve buna ilk etapta 50 kişi katıldı. Ancak kriz büyüdükçe daha fazla insan geleye başladı ve bu da bizi bir anda organizatör hâline getirdi. Bundan dolayı bizler, internet üzerinden gönüllülere çağrı yaptık ve mali destek arayışına girdik.

Duyduğumuz kadarıyla eylemler, normalde yan yana durması imkânsız olan, her politik görüşten insanları bir araya getirmeyi başarmış. Bu doğru mu, gerçekten tüm politik kesimler işbirliği içinde mi? Ayrıca katılımcı profili genelde nasıl, çoğunluk gençler mi?

Doğru ancak başka bir anlamda. Protestolar, yan yana gelmesi imkansız olan ancak protestoculara karşı aynı kaygıyı taşıyan tüm politik partileri bir araya getirdi! Parlamento üyeleri, yıllar sonra ilk defa yarın (9 Eylül) toplanıyor. Toplanma amaçları ise problemleri nasıl çözeceklerini tartışmak değil, sokaktaki harekete karşı nasıl cephe alınabileceğini konuşmak!

Devlet neden protestoculara çok sert karşılık verdi, sundukları sebep neydi?

Protestocuların arasında güvenlik şeridinde gedik açmaya çalışanların olduğunu söylediler.

Belki de devlet, eylemcileri “dış mihraklarla” bağlantılı gördü? Birçok ülkede bu tip eylemler patlak verdiğinde devletin eylemcileri “gizli, kirli ellerce” yönlendirilmekle itham ettiğini biliyoruz. Siz de böyle bir şey yaşadınız mı?

Bizler bütün mezhepçi partiler tarafından yabancı ajandalara hizmet etmekle suçlandık. Lübnan halihazırda “14 Mart İttifakı ve 8 Mart İttifakı” şeklinde iki gruba bölünmüş durumda. 8 Mart İttifakı, eylemcileri 14 Mart İttifakı ve bazı Batılı ülkelerce desteklenmekle suçladı. 14 Mart İttifakı ise eylemcileri 8 Mart İttifakı ve Hizbullah/ İran tarafından desteklenmekle suçladı.
İçişleri bakanı, Katar’ın protestoları finanse ettiğini ima etti.

Elbette tüm bu ithamlar gerçeği yansıtmıyor. Protestocular, 8 ve 14 Mart İttifakları da dahil olmak üzere tüm politik sisteme karşı bir duruş sergilemekte ve bu yüzden sistemin tüm öğeleri de kolluk kuvvetleriyle, finans ayağıyla, medyasıyla, yargısıyla eylemcilere karşı cephe alıyor.

Hangi politik gruplar, partiler, organizasyonlar eylemlere katılım gösterdi?

Hiçbiri. Bazı partiler eylemleri “kaçırmaya” çalıştı ama protestocular her seferinde, protesto ettikleri mercinin temsilcisi olarak gördükleri o politikacıları eylemlerin dışında tuttu.

Medyanın ve özellikle de ana akım medyanın yaklaşımı nasıl? Ayrıca yaygın bir sansür uygulaması mevcut mu?

Medyanın büyük kısmı bize sempati ile yaklaşıyor ancak mezhepçi partiler ile doğrudan ilişkisi olan Future, Al Manar ve OTV gibileri bu şekilde değil.

Peki ya protestocu şiddeti ve vandalizm iddiaları? Genelde protestocuların şiddet olaylarına bulaşılmadığı savunmasını yaptığını veya şiddete bulaşanların Hizbullah- Emel Hareketi’ne bağlı kişiler olduğunu söylediğini duyuyoruz.

Bazı vandal hareketler oldu ve 14 Mart İttifakı, 8 Mart İttifakı’nı yani Hizbullah- Emel Hareketi’ni bunları yapmakla suçladı. Soruşturmadan sonra ise bunların sadece şiddet dışı bir yolla hedefine nasıl ulaşacağını bilmeyen bazı agresif kişiler tarafından yapıldığı anlaşıldı. Protestolar çok büyük ölçüde barışçıldı.

Bütün kamuoyu protestocuların yanında yer alıyor mu yoksa karşı duran halk kesimleri de var mı?

Kamuoyu, protestocuların taleplerini olumlu karşılıyor. Tabi yine de tüm kamuoyu destek çıkıyor denemez ancak yine de birçok Lübnanlının eylemcilere ve taleplerine arka çıktığını söyleyebiliriz.

Açıkça belli ki çöp krizinin ötesinde, eylemciler doğrudan Parlamento’yu hedefe koymuş durumda. O hâlde mevcut hedefler ve ajanda nedir? Tüm protestocuların sahip çıktığı ortak bir talebin ve hedefin olduğunu söyleyebilir miyiz?

Parlamento, sisteme dair kötü olan ne varsa onun temsilcisi durumunda; bu yüzden eylemler Parlamento’yu hedefe koyuyor. Bu şekilde bir politikanın izlenmesindeki asıl hedef, demokratik haklarımızın yıllar boyunca elimizden alınmasının ardından seçimlerin hızlıca yapılması için baskı oluşturmak.

Deniz Baran | Dünya Bülteni/ Beyrut

 

 

Anahtar Kelimeler:

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Nokta Dergisi toplatıldı, yöneticisi gözaltındaÖnceki Haber

Nokta Dergisi toplatıldı, yöneticisi göz...

Cizre halkından PKK'ya tepkiSonraki Haber

Cizre halkından PKK'ya tepki

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!