A.Raif ÖZTÜRK

A.Raif ÖZTÜRK

Mail: araifozturk@hotmail.com

Çok Önemli bir NEFİS MUHASEBESİ…

Her aklıselim insanın mutlaka sık sık yapması gereken nefis muhasebesini bizler, çok gecikmeli olarak bile olsa bugün yapalım, inşaallah… 

Önce; 80 sene yaşayan bir kişinin hayatının tamamını, saniye saniye filme alındığını farz ediyoruz. Ki bu asla muhâl ve imkânsız değil, tamamen hakikattir ve gerçektir.  

Yani Yüce Yaratıcımız olan Allah cc tarafından, Kur’ân-ı Keriminde İnfitar sûresi, 10, 11, 12. Âyetler, Râ’d, 11. Ve Yunus, 21. Âyetlerle, Kiramen Kâtibîn adındaki iki meleğe bu kaydı yaptırdığını çok net olarak bildirmiştir. 

Ömür denilen SINAV süremiz tükendikten sonra da Azrail AS ile “Hadi bakalım, imtihan süren bitti, dünya âleminden ayrılık vakti geldi” hitabıyla, kesinlikle karşı karşıya geleceğiz.  

Birtakım merasimlerden sonra, evlâtlarımız veya en yakınlarımız bizi o kapkaranlık kabre defnederek, terk edip gidecekler. Münker ve Nekir adlı iki önemli melek tarafından yapılan çok ciddi bir sorgulamadan sonra o kabrimiz (dünyadaki yaşantımıza göre) yâ Cehennem çukuru olup, Sûr üfürülünceye, yani Haşir’e kadar azap çekilecek. (Allah muhafaza eylesin.)  

Veya kabir, Cennet bahçelerinden bir bahçeye tahvil edilip, o uzun süre huzur, mutluluk ve zevki sefa ile geçecek, inşallah...  

Kabir, Haşir, Kıyamet, Sırat, Mahkeme-i Kübra denilen çok uzun (bazı rivayetlere göre 50 000 senelik) bir BERZAH hayatı yaşayacağız. (Mü’minûn S., 100. Âyet.) 

Nihayet herkes için Mahkeme-i Kübra kurulacak. (Enbiya S., 47., Tegâbûn, 7. Âyetler.)  

Bizleri, her birimizi tek tek ve herkesin huzurunda yargılayacak olan ise Hâkimlerin Hâkimi ve her şeyin yaratıcısı olan Yüce Allah cc olacak.   

Herkesin şaşkın, endişeli, tedirgin ve korkulu bakışları arasında, o yukarıda arz ettiğimiz benim veya sizin hayatımızın filmi, saniye saniye ve hiçbir ihmal veya kesinti yapılmadan gösterilmeye başlayacak.  

İlk 10-12 sene için pek sorgulama yok, fakat o BULUĞ yaşı başladıktan sonra, buram buram terleten o dehşetli anlar ve sorgulamalar başlayacak.  

Yüce Rabbimiz her şeyi bildiği halde, sırf Adâletini tecelli ve izhâr gereği olarak, her dakikamız ve her fiilimizi sorgulamaya başlayacak.  

Helâl ve gayet meşru hareketlerimizin hesabı verilecek, helâl olmayan ve gayri meşru olan her dakikamızın ise hem hesabı, hem de azabı tespit edilecek. 

Bu sorgulamalar uzun yıllar devam edecek.  

Neticede ise Dünya hayatını; bir sınav yeri olduğunu inkâr edip veya gaflet edip hazırlanamayanlar için, kahredici pişmanlıklar ve ebedî bir Cehennem hayatı başlayacak.  

Kur’ân-ı Kerîmde bu acıklı sahneler tek tek ve açık açık anlatıldığı gibi, sürekli bir azap ebedî olarak devam edecek. Deri ve etler yanarak döküldükten sonra, o müthiş azabın devam etmesi için tekrar tekrar yenilenecek.  

Dünya hayatını bir sınav yeri olduğunu KABUL edip, Allah’ın emir ve yasaklarına tam riâyet edenler ve Rasûlünün Sünnetini azamî derecede uygulayanlar ise dünyada misli ve benzeri görülmemiş güzellikteki Cennetlerde, hiçbir can sıkıntısı çekmeden zevk ve sefâ içinde ebedî hayat yaşayacaklar… 

Bu gerçeklere inanmamak, vuku bulmasına ASLA engel değil, ebedî Cennetlere engeldir.  

Dünyanın en doğru sözlüsü Hz. Muhammed SAV, tebliğlerine inanmayanlar için çok üzülüyordu ve Yüce Rabbine onların da bu gerçekleri idrak etmeleri için yalvararak çokça niyaz ediyordu. Öyle ki bazen bu üzüntüden kendisine zarar veriyordu. Bunu üzerine şu ibretlik Âyet nazil oldu: 

Hicr Sûresi, 3. Âyet: “Ey Rasûlüm. Bırak onları (kendi hallerine): Yesinler, faydalansınlar (eğlensinler), onları emel oyalaya dursun. Sonra bilecekler onlar!...”  

“Sonra bilecek onlar” ikazı gerçekten çok ürkütücüdür.  

Çünkü oradaki pişmanlıklar, dünyadaki gibi olmayacak. Dünyadaki sınavların hem tekrarı var, hem da başka birçok alternatifi vardır. Ancak bu sınavımızın hem asla tekrarı yok, hem de Cehennemden başka bir alternatifi…  

Bu pişmanlıkları da Yüce Rabbimiz, sınav kopyası olarak bizlere çok net olarak şöyle bildiriyor: 

Fâtır Sûresi, 37. Âyet: Onlar orada şöyle feryâd ederler: “Ey Rabbimiz! Bizi (bu Cehennemden) çıkar ki(dünyada) işlemekte olduğumuz günahlardan başka, sâlih bir amel işleyelim!” (Onlara:)“Sizi, ibret alacak bir kimsenin, kendisinde ibret alacağı (bir süre) kadar yaşatmadık mı? Size (bu günün dehşetinden haber veren) korkutucu da geldi. Öyle ise tadın (azâbı)! Artık zâlimler için hiçbir yardımcı yoktur” denilir. 

  • Ne mutlu bu gerçekleri henüz yaşıyorken, özellikle de GENÇKEN anlayanlara ve o dehşetli gün için elinden geldiğince tedbir alanlara.  

Yazıklar olsun, bunca apaçık uyarı ve kopyalara rağmen, bu çok önemli sınavı ihmal edip kaybedenlere!... 

Facebook Yorum

Yorum Yazın