Şeref ŞEN

Şeref ŞEN

Mail: serefsen4848@gmail.com

İyilik Yapmak Mı? İyilik Yapıyor Gibi Görünmek Mi?

İslam, iyilik yapmayı emreder.

İyi insan; iyilik yapan, insanlığa/insanlara faydalı olan insandır.

İyilik yapmak, her Müslüman’ın dini görevidir. İyilik yapmanın farklı yolları vardır. Kişi, eli, dili ve malı ile iyilikte bulunabilir. İyi insan, sadece kendisi iyi olan değil, aynı zamanda başkalarının iyiliğini de isteyen, onlara iyiliği tavsiye eden, kendilerine iyilik için yol gösteren, kötülüklerden sakındıran, imkânları ölçüsünde ihtiyaçlı insanların ihtiyaçlarını gideren kişidir. Kur’an-ı Kerimde;  "İçinizden, insanları hayra çağıracak, iyiliği emredecek, kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir" debilmektedir. (Âl-i  İmrân, 3/ 104). (emr bi'l-ma'rûf nehy ani'l-münker).

Hz. Peygamber de bir hadisinde “Kim  bir müslümanın sıkıntısını giderip onu sevindirirse, Allah kıyamette en sıkıntılı anlarda onu sıkıntılardan kurtarır.” (Buhari) buyurmuştur.

Daha pek çok ayet ve hadiste insanlara iyilik yapmak emredilmiş ve bunun yolları gösterilmiştir.
 Bir yoksulun, bir yetimin yedirilip giydirilmesi, barındırılması nasıl maddî iyilikse, güler yüz ve tatlı sözle gönüllerinin alınması, sevgi ile başlarının okşanması da bir iyiliktir.

Sevinç ve üzüntülerin paylaşılması iyiliktir.

Hasta, yaşlı ve kimsesizleri ziyâret etmek, hal ve hatırlarını sormak iyiliktir.

Çevremizdeki insanların yardımına koşmak, bir yolcuya, bir misafire yardım etmek,ikram etmek  iyiliktir.

 Sokakta, parkta, otobüste vs. insanlara zarar verme ihtimali olan bir nesneyi ortadan kaldırmak iyiliktir.

Hayvanları beslemek, koruyup kollamak, zarar görmelerini engellemek iyiliktir.

Zarar görme ihtimali olan yoldaki bir salyangozu alıp, yol dışına daha güvenli bir yer bırakmak iyiliktir.

Kısaca akıl ve vicdanın hoş gördüğü bir şeyi yapmak iyiliktir.  Kötülükten sakınmak ve başkalarına kötülük yapmamak da iyiliktir. Bütün bu iyilikler de birer  "sadaka"dır.
İyiliklerin bir yarış havası içinde yapılması her akıllı bireyin görevidir. Herkesin yapabileceği bir iyilik mutlaka vardır.

İyilik yapmak ve bu konuda yardımlaşmak kadar, kötülükten sakındırmak, çevremizdeki bir kötülüğü imkân ve yetkilerimiz dâhilinde engellemeye çalışmak da görevimizdir

Eğer böyle davranılırsa kötüler ve kötülükler azalır. İyilik yaygınlaşır. Toplum huzur bulur. Aksine davranış kötülüklerin salgın gibi her tarafa yayılmasına, toplumun içten çökmesine sebep olur. Bunun içindir ki dinimiz, iyiliği emir ve kötülükten alıkoymayı (emr bi'l-ma'rûf nehy ani'l-münker) müslümanların yapmaları gereken en önemli görevleri arasına almıştır.

Son yıllarda sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla kutsal bir eylem olan “iyilik etmeyi” de şova çevirdik, sulandırmaya başladık. Yapılan her  “iyilik” (ki bunun iyilik olup olmadığı tartışmalıdır) kameralara alınmakta günlerce sosyal medyada paylaşılmaktadır. Hâlbuki genel olarak (karşı tarafın incinmemesi adına)iyiliklerin gizli tutulması esastır. Kameralar önünde yapılan maddi yardımlar, iyilik yapmanın usulüne uygun olduğu asla söylenemez. Kültürümüzdeki Sadaka Taşları, ihtiyaç sahibini incitmeden yardım etmenin  en güzel örneğidir. https://www.sadakatasi.org.tr/page/sadaka-taslari/216  Tarihimizde,Kervansaraylar, hanlar, imarethaneler, aş evleri,şifahaneler,hayvan bakım evleri, ve daha pek çok vakıf kurumları iyilik yapmanın eşsiz örnekleriyle doludur.

Bütün canlılara karşı şefkatli olmak, özellikle biz insanlardan maalesef çok eziyet gören hayvanlarımıza karşı duyarlı olmak iyiliktir. Hayvanları sevmek, kendi zevkimiz için evde kedi, köpek beslemek değildir sadece.  Bazıları evinde özel mamalarla kedi köpek beslerken, evinde-bahçesindeki diğer bazı canlıları zehirleyerek öldürebiliyorlar maalesef. Evinde kedi-köpek beslerken bahçesindeki canlıları zehirleyene hayvan sever denilebilir mi? Zehirleyip öldürülenler de hayvan değil mi? Nerde hayvan sevgisi?

Çölde susuz kalan köpeği,  ayakkabısı ile kuyudan su çıkartarak sulayan kişinin iyilik hikayesi ne güzeldir.

Gölde boğulmak üzere olan akrebi eliyle kurtarmaya çalışırken akrebin tabiatı gereği  adamı sokmasına rağmen akrebi gölden çıkarmayı başaran kişi ne iyi kişidir.

Doğal ortamından ayırdığımız, doğal yollardan beslenmesini engellediğimiz kedi, köpek türü hayvanların ihtiyaçlarını karşılamamamın da büyük kötülük olduğu şüphesizdir.

Kanuni Sultan Süleyman, boş zamanlarında Topkapı Sarayının bahçesinde ağaç yetiştirmekle meşgul olurdu. Bir gün yetiştirdiği meyve ağaçlarını karıncaların sardığını gördü. Ağaçlara zarar veren karıncaların itlaf edilmesi hususunu bir tezkîre ile şairane bir dil ile Şeyhülislâm Ebussuud Efendi’ye sordu;

“Dırahta ger ziyan etse karınca

Günâhı var mıdır ânı kırınca?”

(Eğer karınca ağaca zarar veriyor, onu kurutuyorsa, karıncayı yok etmenin bir günahı var mıdır?)

Ebussuud Efendi, zamanın şeyhülislâmıdır. Hiç tereddüt etmeden ince bir nükteyle  sanatkâr bir padişaha, sanatkarca bir cevap verir;

“Yarın Hakk’ın dîvânına varınca

Süleyman’dan hakkın alır karınca.”

 

Sonuç olarak iyilik yapıyor gibi görünmemeli, iyiliği yapmalı göstermemeliyiz. Ayırt etmeksizin tüm mahlûkatı sevmeli, hepsine karşı şefkatli, merhametli olmalıyız.

Emri bi’l-ma’rûf nehiy ani’l-münker görevinin yerine getirilmesi, her Müslüman için, toplum içindeki konumu, yetkisi,  maddî ve manevî gücü nispetinde bir sorumluluktur; Kur’ân-ı Keriminin ifadesiyle “yeryüzüne sâlih kulların hâkim olması”(Enbiya 21/105) idealine hizmet etme sorumluluğudur bu. 

Facebook Yorum

Yorum Yazın