A.Raif ÖZTÜRK

A.Raif ÖZTÜRK

Mail: araifozturk@hotmail.com

Yer Çekimi Kanunu ne demek?...

Bu günkü konumuzla, benliğimizde fırtınalara kopacak, inşaallah:

Lütfu İlâhı olarak çok zekî olarak yaratılan, 5-6 yaşlarındaki ikiz torunlarım, benim çalışma odamdaki dünya küresini göstererek; “dedeciğim, bu ne?” diye sormuşlardı. Ben de onlar çok akıllı oldukları için, cevabımı geçiştirmek istemedim.

-“Canlarım, bu bizim üzerinde yaşadığımız Dünyanın bir maketidir, bir modelidir, yani bir nevi benzeri ve örneğidir. Bu modeldeki üzerinde yaşadığımız dünyamız, kendi ekseni etrafında, saatte 1670 km hızla, güneşin etrafında ise saatte 107 bin km hızla döner.Yani uçak hızının bile 100 katı hızla döner”, dedim. Torunlarım bu cevaba bile tatmin olmadılar ki, sorgulamalarına devam ettiler.

-“Dedeciğim, biz bu dünyanın içinde miyiz? Yoksa dışında mıyız?”

-“Dışındayız canlarım, bakınız bunlar dağlar, bunlar karalar, bu mavi yerler ise denizler, şu ince ve lâcivert çizgiler ise nehirler” Deyince, sanki sözleşmişçesine ikisi birden:

-“Nasıl olur dedeciğim, senin dediğin gibi olsa, biz niçin savrulmuyoruz? Bu denizler niçin savrularak dökülmüyor? Bu evler, arabalar ve dağlar niçin uçuşmuyor” Ben de:

-“Yer çekimi var da okun için” deyince, onlar yine birbirilerine bakarak:

-“Yâ dede, bizimle dalga geçme yâ, yer çekimi ne demek?” dediklerinde, işte o zaman hoşafın yağı kesildi. Bu çok önemli ve şaibeli teknik konuları 5-6 yaşındaki çocuklara nasıl anlatabilirdim.

Çünkü; ÇEKİM oluşturulabilmesi için; Meslek okullarında öğrendiğime göre, en basit haliyle bir elektromıknatıs yani çekim gücü için, sarmal şekil verilmiş bir telin iki ucuna gerilim uygulanarak elde edilir. Sarmalın ortasına ferromanyetik bir cisim konularak mıknatıslık özelliği yüzlerce kat arttırılabilir. Elektromıknatıslar, mıknatıslık özelliğini sadece telden akım geçtiği sürece korur. Elektromıknatıslar, elektrik motorları, bobin, kollektör, kondüvi, parçacık hızlandırıcılar, röleler gibi cihazlarla temin edilebilir.

Oysa ne dünyanın içinde ve dışında böyle bir düzenek yoktur.

Bu olayı ben bile tam kavrayamamışken, bu çocuklara nasıl anlatabilirdim.

Okullarda, basit bir tanımlamayla yerçekimi; “yeryüzündeki cisimleri yere doğru çeken görülmeyen bir kuvvettir” deniliyor. Başka türlü söylemek gerekirse, “dünyayı ve diğer gezegenleri güneşin çevresindeki hareket ettikleri yolda tutan, bunu sağlayan kuvvete yerçekimi denir”. Kütle çekim kuvvetinin dünya için isimlendirilmiş haline yer çekimi kuvveti denir.

Ayrıca, yapılan araştırmalarda ve bazı kaynaklarda; “Yerçekiminin kaynağı dünyanın çekirdek dediğimiz mağma katmanıdır. Çekirdeğinin kendi etrafında yüksek hızla dönmesi sonucu yerçekimi oluşur. Dünya’nın, üzerinde bulunan cisimlere uyguladığı, kütle çekim kuvvetidir. Yerçekimi diğer bir adla, kütle çekim kuvveti maddenin kütlesinden dolayı oluşan kuvvettir. Rakım arttıkça, bu çekim kuvveti de azalır. Kantar ve teraziler aynı olduğu halde, iller arası kiloların farklı çıkması bu sebeptendir. Atmosfer dışı uzay alanında yer çekimi kuvveti yoktur. Bu sebeple cisimlerin ağırlıkları sıfır birimdir. Kütle çekim kuvveti denen olgu tüm evren için geçerlidir. Dünyamız için isimlendirilmesinde ise yer çekimi olarak kullanılır. Böylece doğu-batı ve Kuzey kıta ile Güney kıtalardaki insanlar, taban tabana ters dururlar.

Dünya’nın yer çekim kuvveti, Ay’daki yerçekiminden 6 kat civarında fazladır. Yani cismin Ay’daki ağırlığı daha hafifken; Dünyada daha ağırdır” denilmektedir.

Oysa ayda “Yerçekiminin kaynağı dünyanın çekirdek dediğimiz katmanı” gibi bir mağma katman yoktur. Ay tamamen katılaşmış olduğundan, yukarıdaki teoriye göre yerçekimi de SIFIR olması gerekirdi. Fakat ayda da 1/6 yerçekimi var. Aslında yerçekimi için lâfı eğip bükmek yerine, “Yerçekimi; Kâinatın Yüce Yaratıcı tarafından, uzayda yüzdürülen kütlelere, hayâtî ihtiyaca göre konulmuş bir kanundur” demek, çok daha doğru olur.

Güneşin etrafında, 149 500 000 Km uzaklıkta dönen dünyamız ile Güneş arasında, güneşin etrafında ise saatte 107 bin km hızla dönerken bile, çok önemli bir çekim kuvveti vardır. Dünyamızın, güneşin etrafında saatte 107 bin km hızla dönmesiyle oluşan bir de merkezkaç kuvveti, Güneş ile dünyamız arasındaki mesafeyi DENGEDE tutmaktadır.

Bilimsel olarak; “bu Güneş çekimi ve dünyanın merkezkaç kuvvetler dengesi biraz bozulsa, dünyamız yâ güneşe çekilir ve yapışır veya güneşten uzaklaşıp donar” deniliyor. Oysa yine bilim; Dünyanın Güneş etrafında ELİPTİK döndüğünü, Güneşe en yakın olduğu zamanda 147 300 000 Km, en uzak olduğu zamanda ise 152 000 000 Km olduğunu söylüyor.

Şimdi burada durup ciddi düşünelim: Dünyamız Güneşe 4 700 000 Km. yaklaştığı halde, niçin hızla Güneşe yapışmıyor? Dünyayı, bu en yakın mesafedeyken, hızla uzaklaştırmaya başlayıp, Güneşe yapışmaktan kurtaran sebep nedir?

Ya da tam tersini düşünelim: Dünyamız Güneşe 4 700 000 Km uzaklaştığı halde, Güneş çekim kuvveti azalacağı ve merkezkaç kuvveti baskın olacağı için, dünyamız niçin uzaklaşıp donmuyor? Aksine, o en uzak noktadayken, Dünyamızı tekrar Güneşe yaklaştıran güç nereden geliyor? Bunların bilimsel ve mantıklı bir izahı yok!...

  • Çok daha ilginci; Dünyamız Güneşe en (4 700 000 Km) uzak olduğu zaman (4-5 Temmuz) çok soğuyup KIŞ olması gerekirken, niçin yaz mevsimi oluyor? Yine Dünyamız Güneşe (4 700 000 Km) en yakın olduğu zaman (3-4 Ocak) çok ısınıp YAZ olması gerekirken, niçin Kış oluyor? Yani niçin tam tersi oluyor...

Yine lâfı eğip bükmeden söylemek gerekirse; Kâinatın Yüce Yaratıcısı tarafından, uzayda yüzdürülen kütleler, her ân kontrol altında tutularak, ihtiyaca göre sevk ve idare edilmektedir”demek, en doğrusudur. Bu tanımlama, bilime de ters değildir…

Rahman Sûresi, 5. Âyet: Güneş ve ay bir hesaba göre hareket etmektedir.”

Enbiya suresi, 33. Ayet. "Geceyi ve gündüzü, güneşi ve ayı yaratan odur. Her biri bir yörüngede hareket etmektedir."

Ra’d S., 2. Âyet: Allah, o gördüğünüz gökleri direksiz yükselten, sonra Arşa hükmeden, güneşi ve ayı da emrine boyun eğdirendir. Her biri belirli bir vakte kadar akıp gider...

Facebook Yorum

Yorum Yazın