Yok böyle Kârlı bir sınav…
Düşününüz ki siz hayâtî öneme sahip bir (KPSS) sınavındasınız ve size 80 dakika süre verilmiş.
Çok önemli bir sınav olmasına rağmen; önünüze, “Cevap kılavuzu” olan bir kitap bile konulmuş ve rahatça kopya çekebiliyorsunuz.
Hatta takıldığınız soruların cevaplarını, görevli öğretmenlere bile sorup öğrenebiliyorsunuz.
Bu durumda siz “ohoo, böyle 80 dakika süresi olan bir sınavda, cevap kılavuzu kitabı önümdeyken, kopya da serbestken, ben bu soruların cevaplarını, son 15 dakikada bile halledebilirim” düşüncesiyle, ilk dakikada telefonunuza gelen mesajlarla ilgileniyorsunuz.
Mesajların arasına düşen reklâmlara dalınca, bir de bakıyorsunuz ki, 25. dakikada otoriter bir görevli geliyor ve size “senin sınavın BİTTİ” diyerek elinizden sınav kâğıdınızı alıyor.
Siz ise “ben bu soruların cevaplarını son 15 dakikada yapacaktım” deseniz de, sınavı düzenleyen otorite, gerektiğinde sınavı sonlandırma yetkisine sahip olduğu için, tüm itirazlar elbette geçersiz olacaktır.
ÇOK ÖNEMLİ İKİ SORU:
- Acaba Dünyada böyle, bir sınav var mıdır?
- Şâyet “VAR” diyorsanız, acaba böyle bir sınavın gâyesi ve maksadı nedir?
Şimdi bu iki sorunun cevaplarını birlikte tahlil edelim:
- Dünyada böyle bir sınav, asla YOKTUR.
- Şâyet, böyle bir sınavın olduğunu ‘VAR saysak’ bile; böyle bir sınavın gâyesi ve maksadı, bu sınava alınıp, sınavı ciddiye alan herkesin, bu sınavı MUTLAKA KAZANMALARININ ARZU EDİLMESİDİR…
Çoğunuz bu örneğin GERÇEĞİNİ, elbette anladınız.
Fakat hem birlikte mütâlâa etmek adına, hem de Tefekkür sevabı kazanmak için, gerçekte böyle bir sınavın ‘VAR’ olduğunu bildirerek, değerlendirelim.
Çok önemli iki sorunun GERÇEK CEVAPLARI:
- Evet, Dünyada, masanıza hem cevap anahtarları kitabı konulan, hem kopya çekmek serbest olan, hatta takıldığınız soruların cevaplarının, görevli öğretmenlerden alınan bir sınav VARDIR.
Bu sınav, herkesin başına Yüce Yaratıcı tarafından açılmış, ortalama süresi 80-100 sene gibi olup, 12., 25., 30., vs. takdir edilen senelerde de sonlandırılabilen ve süresi GİZLİ tutulmuş BİR SINAVDIR.
Sınav sırasında bizlere takdim edilen cevap anahtarları rehber kitabı, KUR’ÂN-I KERÎMDİR ve kopya çekmek de serbesttir. (Üstelik her harfine 10 Sevap ile teşvik edilmiş.)
Hatta takıldığınız soruların cevaplarının görevli öğretmenleri; Hz. Muhammed SAV, (yani, Hadîs-i Şeriler) her asra tahsis edilen Kutup imamları, Mezhep imamları, Meşrû cemaatlerdeki Üstâdlar ve Din Müceddidi muâsır Âlimlerdir.
ÖRNEKTEKİ, telefon mesajlarıyla ve reklâmlarla ilgilenmek; okulumuz, askerliğimiz, işimiz, aile hayatımız, hatta oyun eğlence vb. gibi bütün dünya meşgûliyetleridir.
En önemli ÎKAZ ise; zamanın varken OKU, öğren, uygula ve ASLA ERTELEME’DİR!..
- BÖYLE BİR SINAVIN GÂYESİ; Hepimiz, Yüce Rabbimizin yoktan ve örneksiz yarattığı güzîde eserler olduğumuz için ve hiç birimizin bu sınavı kaybetmemizi istemediği için, böylesine kopyaları da tamamen SERBEST bırakmıştır.
Tâ ki bu insanlar, Cehennemde perişan ve zâyi olmasınlar.
Her türlü kopyalara rağmen; çok daha fazla günahlara girip, sonsuz Cehennem azaplarını hak etmememiz halinde, takdir ederse genç yaşlarda da sınav süremizi sonlandırabiliyor.
Bu sınava İNANMAYANLARI ise serbest bırakıyor, tâki ebedî Cehennemlere hiçbir itirazları olmasın. (Firavunlar ve Nemrutlar vs. gibi.)
İşte bu gerçekler nedeniyle hepimiz, böyle bir sınavın içinde olduğumuzu asla unutmamalıyız, asla ihmal etmemeliyiz ve gevşememeliyiz.
Bu mübarek aylar, günler ve geceler; geçmişte yaptığımız ihmallerimizin telâfisi için, tam fırsatlardır.
Üstelik de Yüce Rabbimiz, hepimizin bu sınavı kazanmamızı arzu ettiği için; ciddi tövbeler ederek ve kararlılıkla, bu sınavın gereklerini en güzel bir şekilde uygulamaya başlayanları, affetmekle bırakmayacak ve geçmiş günahlarını sevaba çevirecek.
İşte bunun belgesi:
“Ancak tevbe edip îmân eden ve sâlih bir amel ile amel eden müstesnâ. İşte onlar var ya, Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Çünkü Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.” (Furkan, 70.)
Allah aşkına, böyle bir fırsat hiç kaçırılır mı?..
Merhâmeti böylesine sınırsız, Gafûr ve Rahîm olan Allah cc, en çok sevilmeye lâyık değil midir?.. (Tevbe, 24. Âyet.)
Bizlere bu gerçekleri, kopyalarıyla birlikte bildirenYüce Rabbimize, sonsuz şükürler ediyoruz.
Bu gerçekleri, tüm sevdiklerinize ulaştırarak, onları da EBEDÎ CENNELERE dâvet ediniz ki, onların Cehennemden kurtulmalarına sizler vesile olunuz. Vesselâm…
Allah Razı olsun inşâallahGüzel ve çok etkileyici bir yazı makale oldu.Cenabı Allah CC Cumanızı makbul ve kabul etsin inşâallah