YÜREĞİ YANIK ANALAR NASIL BAYRAM YAPARLAR

     "  Orada bitimsiz bir hazzı yaşayacaklar ve arzu ettikleri her şey onların olacak. Rahmet kaynağı olan Rabbin sözüyle gelen tarifsiz bir mutluluktur. ( cennet)". ( Yâsîn sûresi, âyet 57-58)

     Hakikaten, ülkemiz sokaklarına nazar ettiğimiz an, selatin camilerin önlerine baktığımız vakit, görmüş oluyoruz ki, ay-yıldızlı bayrağa sarılmış, din, iman, vatan, millet, özgürlük, insanlık sevgisi uğruna fedayı can etmiş güvenlik kuvvetleri mensuplarının cenazelerini görmekteyiz.. 

      Şehidlerin yüreği yanık anaları, cenazelerin hemen ötesinde derinden ağlayarak, için için göz yaşı dökmektedirler!.. Şimdi sormadan edemiyorum; " Yüreği yanık analar nasıl bayram yaparlar?"

     Anaların, hüzünlü sesleri, ağıtları, feryatları, iniltileri yürekleri dağlar iken, bizlerin, sevinç içerisinde, cıvıl cıvıl , şen şakrak bayram yapmamız ne derece mümkün olacaktır?

     Diğer taraftan, ümmet de rahat değildir.. Açlık, susuzluk, İslam ülkelerini terketme teşebbüsleri, ülkemizde yaşamakta olan binlerce kendi vatanlarından hicret etmiş insanların mağduriyetleri, mahzun olmaları bizi düşündürmeye yetecek ve artacaktır!.. 

     Kudüs'teki Mescidi Aksa; Yahudi askerlerinin çizmeleri ile  kirletilmekte, İstanbul'da Ayasofya bir hami, bir himaye, kendisine uzanacak bir el bekler iken, minareleri suskun, mahzun iken bizler, nasıl gönül huzuru içerisinde bayram yaparız?

        Bayramı; evlerimiz de mi yapalım, yoksa deniz sahillerinde mi?

       Ben olsam, doğduğum. büyüdüğüm köyden, İlçe'den ayrılmadan bayram yaparım. Eşimle, dostumla, omuz omuza bayram namazı kılar, cemaatle tekbir getirerek, musafaha yapar,  kucaklaşırım.

      Çünkü, toplum içerisinde Bayramın etkin olması lazımdır. Küslerin barışması, kırgınlıkların giderilmesi, sınır, arsa, tarla, bağ, bahçe tartışmalarının bitirilmesi gerekir. Şairin dediği gibi:

     " Rabbim bizi affede
        Bayram o bayram olur
        Cümle günahlar gide
        Bayram o bayram olur." 
                   ....
     Dolayısıyla, bir Ramazana daha " elveda" diyoruz. Ramazan ayının muhasebesini yapmamız lazımdır. Acaba, ay süresince, Mümin olarak ne yaptık, neler yapmadık? sorusunu kendimize sormalıyız. 

     Yoksa, sadece başımızı sallayarak , anlamadan, tefekkür ve tezekkür etmeden " ölü ruhlarına" hatimler mi indirdik? El ucuyla vermiş olduğumuz fıtra yardımına güvenerek, zekatları kaçırdık mı?

     Bu yıl değişik bir Bayram kutlamaya var mıyız?

      Kini, nefreti, buğzu, husumeti, küskünlüğü, politik çekişmeleri, bunlardan kaynaklanan hazımsızlıkları bir taraf ederek, sevmediğimizi bildiğimiz insanları ziyaret etmeye, hal hatır sormaya var mıyız?

       Ölümlü ve fani bir dünyada yaşamaktayız!.. Herkesin, herkesten incindiği, alış verişi yüzünden helalleşemediği bir alemde yaşamaktayız. Onurumuz, gururumuz sebebiyle, herkesi, her kesimi, tanıdığımızı, tanımadığımızı ziyaret etmeye, elini sıkmaya, hal hatır sormaya hazır mıyız?

     Bilhassa, " Şeker Bayramı" zihniyet ve düşüncesi argolu dil kullanmaktır!.. Bir kere, mübarek Ramazan Bayramını " şeker", Kurban bayramını " Et bayramı" diye tahfif etmenin bir anlamı bulunmamaktadır. 

      Diğer taraftan, küçükleri, mini mini çocukları her halükarda sevindirmeliyiz!.. Onlara, küçük de olsa harçlık vererek, onları sevindirmeli, bayramın mahiyetini onlara bu halimizle göstermeliyiz. 

     Sonuç olarak;

     Ramazan ayında kazanmış olduğumuz iyi hasletleri devam ettirmek için aziz Kur'an'ı sürekli okumalı, anlamalı ve emirlerini yaşamalıyız!..

      Günümüz dünyasında en çok da bunun hasretini çekiyor, eski, geleneksel alışkanlıkları terkederek veya ettirerek, hayri bir hizmetin kapısını aralamış olmalıyız.. 

       Elbette ki, mezarlık ziyaretlerimiz olacaktır!.. Mezarları, ne için ziyaret ettiğimizi bilelim. Ziyaretimizin, ölmüşden çok bize ölümü hatırlattığını unutmamalıyız!.. 

       Bayram sabahında, erkenden camiye giderek, cemaatle sabah namazını eda ederek, vaiz dinlemeli, bayram namazına kadar mümkünse camiden ayrılmamalıyız. 

       Rabbim!.. Ramazan bayramımızı mübarek, millet ve ümmete birlik, dirlik, rahmet, bereket, kurtuluş getirmesi niyazıyla.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir