150 bin din görevlisinin olduğu yerde, ahlaki boyut konuda dip yapıyor?

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
150 bin din görevlisinin olduğu yerde, ahlaki boyut konuda dip yapıyor?

Murat Padak'ın eleştirilerin hedefinden hiç eksik olmayan imamlar ve saha analizi ile ilgili o güzel yazısı:

“150 bin din görevlisi var. Peki, niye durum böyle?

Ahlaksızlık diz boyu?

İçki, kumar, fuhuş, hırsızlık, yalan, sahtekarlık başını almış gidiyor?”

1- Türkiye nüfusu 84 milyon. Ayrıca imam hatip sayısı 150 bin değil 100 binden azdır. Bu da yaklaşık her 850 kişiye bir din görevlisi düşüyor anlamına geliyor.

2- Türkiye laik bir ülkedir. Eğitim laiktir, yönetim laiktir, kanunlar laiktir. Bu da tüm bu alanlarda dinin bir etkisinin olmadığı anlamına geliyor. Yani mahkemeye gittiğiniz zaman istediğiniz kadar dindar olun ya da istediğiniz kadar dinden uzak olun (Allah muhafaza) dine dayalı bir hukuk ile yargılanmazsınız.

3- Din gönül işidir. Allah teala, "dileyen iman etsin, dileyen etmesin!" buyurmuştur. Dine inanmanın gönülden gelmesi gerekiyor. Halihazırda dinde cezası dünyada verilen suçların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu da şunu gösteriyor. Laik bir devlet değil de şeriata dayalı bir yönetim olsa yine de bir çok günah insanların vicdanına bırakılmış demektir. Din sadece tavsiye ve telkinlerde bulunur. Mesela yalan söylemenin günahı vardır. Ama dünyada cezası yoktur.

4- Dinin emir, tavsiye, yasak, öğüt, sakındırma gibi tüm içerikleri muhatapların buna içtenlikle uymasına bağlıdır. Din, din adamı öğüd verir. İnsanlar da ister yapar ister yapmazlar.

5- Din, düşüncede iyi olmayı, davranışta iyi olmayı ve ibadet etmeyi emreder, tavsiye eder. Ülkemizde bu tavsiye ve emirlerin tam aksine davranan binlerce yayın organı, binlerce yayın, binlerce günah yerleri vardır.

6- Yani 850 kişiye bir imam düşüyorken, aynı 850 kişiye meyhane, birahane, fuhuş, rezalet TV kanalları, rezalet yayınlar, onlarca faizli banka vb. düşmektedir. Yani bir imamın düzelttiğini veya düzeltmeye çalıştığını bozmaya çalışan binlerce kişi var.

7- Her reklam arasında faizli bankaya teşvik edilir, dondurma yiyince kendisini çıplak kızların arasında hayal eden dondurma reklamı yapılır, filmlerin konusu ihanet, sadakatsizlik, aldatma, flört, fuhuş, yalan, sahtekarlık...

8- İmamın camide anlattığını, televizyon veya internet anında silip süpürüyor. Hepimizin evinde cami yok, imam yok ama caminin, imamın dediğinin aksini öğütleyen herşey var.

9- Dinin müdahale alanı yoktur. Hoca, yalan söylemeyin der, içki içmeyin der, faiz almayın der. Ama bunları yapan kişiye müdahale hakkı ve yetkisi yoktur. Böyle olunca bunları yapan kişinin sorumluluğu imama yüklenemez.

10- Devlet gücüyle olmadığı sürece durum bundan ibaret kalmaya devam edecektir. Bunun en bariz örneği, devletin kısıtlama yoluna gittiği bazı konuların din ile uyuşmasıdır. Mesela sigara bunun bir örneğidir. Devlet ve din beraber hareket edince sonuç yüzde yüz olmasa da kısmen başarılı sonuçlar vermiştir. İçki yine öyle. Din ve devletin beraber çalıştığı bir alandır. Ama faiz öyle değil mesela. Kamu ve özel bankaları faize teşvik ederken, din istediği kadar faizden uzak durun desin.. Paranın kokusunu alan, dinin üstünden geçip gidiyor.

11- Dine karşı önyargılı kimseler vardı, vardır, var olmaya da devam edecektir. Bunların da amacı dinin, hayatın serbest alanında bile nefes almamasıdır. Bu uğurda kendi askerlerini, neferlerini, Kur'an tabiriyle "cehenneme çağıran imamlarını" yetiştiriyorlar. Maddi güç onların elinde, şehvet onların elinde, nüfuz onların elinde, medya, internet onların elinde... Azınlık değiller, çoğunluklar. Sayısal olarak az olsa da keyfiyet bakımından çokturlar.

12- Günah işlemeyen, suça karışmayan, örnek olan, dürüst olan, toplumda örnek gösterilen peygamberleri bile takmadıkları, dinlemedikleri için helak edilen onlarca kavim ve millet var. Yani 100 bin tane peygamber gelse, millet bildiğini yapar. Suç nasihat edenlerde değil, bilakis nasihati sevmeyenlerde.

13- İmamlar gökten gelmedi. Sonuçta böyle bir toplumun eğitiminin, böyle bir toplumun örflerinin, böyle bir toplum hayatının ürünüdür. Onlar da diğer insanların maruz kaldığı tüm günahlara, tüm dizilere, tüm televizyon kanallarına, tüm yayın organlarına maruz kalıyorlar. Zira imamlık ruhbanlık değildir. Toplumun içinde olmak ve kalmaktır. İnsanlar için tüm tehlikeler imamlar için de açıktır.

14- Bir de şu çuvaldız mıdır nedir, onu bir de kendimize batırsak? İmamlar öyle, hatipler şöyle, hocalar şunu yaptı... Peki, sen nasılsın? Boş ver imamı da sen nasılsın? Rezaletin dibine batmış, faizin pençesinde, işi hile alavere, borcuna sadık değil, ona yalan söylüyor buna yalan söylüyor ama lafa gelince bu kadar imam ne iş yapıyor? Sanki imam sana faiz haramdır dese, eyvallah diyeceksin? Sanki imam sana içki günahtır dese, tamam diyeceksin...

Murat Padak

Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ

 

Diyanetliler Platformu  Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

Kaynak:Ajanslar


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 1
    KIZGIN
17 Nisan 2020 tarihli cuma hutbesiÖnceki Haber

17 Nisan 2020 tarihli cuma hutbesi

Alamet-i farikalarımıza ne oldu?Sonraki Haber

Alamet-i farikalarımıza ne oldu?

Haber Yorumları

  • Said19-04-2020 00:49

    "Bir toplumun ahlakı kanunlara bağlıdır. Kanunlar ahlaklı ise toplum ahlaklı, kanunlar ahlaksız ise toplum ahlâksız olur" . Yaşadığımız kanunlar belli lâik demokratik sistem. Toplumda normaldir .Islamın ise kendine has bir yönetim şekli var dır. Oda HİLAFET tir. Biz müslümanlar nebi as. Dan bu yana 1924 tarihine kadar hilafet ile yönetildik ve ahlaklı saygılı edepli idik. 90 küsür yıldır demokratik sistem bizi evirip çeviriyor. Olacak okadar.

  • Esnaf18-04-2020 20:09

    Yatan bir diyanet olunca böyle olurKeyif yapıyor diyanet Soran edende olmayınca böyle işte.?

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!