Adaletin ve refahın anahtarı: Zekât

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Adaletin ve refahın anahtarı: Zekât
Zekâtın toplanması ve sosyal adalet ekseninde dağıtılması için devlete önemli rol düşüyor. Devlet, zekâtı vergi gibi toplayabilir ancak vergi havuzuna dahil edemez. Bu nedenle devlet, düzenleyici ve denetleyici rolünde olmalıdır.

Zekâtın toplanması ve sosyal adalet ekseninde dağıtılması için devlete önemli rol düşüyor. Devlet, zekâtı vergi gibi toplayabilir ancak vergi havuzuna dahil edemez. Bu nedenle devlet, düzenleyici ve denetleyici rolünde olmalıdır. Zekât politikası için geçmişe bakıldığında özellikle İslam’ın ilk yayıldığı dönemde uygulanan çalışmalar örnek alınarak, zekât kurumsallaştırılabilir; hatta zorunlu hale getirilebilir. Daha sonra bu zorunluluk, gayrimüslim insanlar da düşünülerek adaletli bir politikaya dönüştürülebilir. Türkiye bu konuda bir karar verirse Allah’ın (cc) emri olan adil düzen için öncülük etmiş olur. Hiçbir çabayı boşa çıkarmayan Allah’a (cc) güvenerek gayret etmeliyiz...

Zekâta muhtaç kimse kalmasın

Tağliboğulları’nın zekâtını toplamakla görevlendirilen bir memur, Halife Ömer b. Abdülaziz’in emri doğrultusunda toplanan miktarı Tağlibliler’in ihtiyaç sahiplerine dağıttı. Muhtaçlara ikişer, üçer pay vermiş ve oradan ayrıldığında zekât almaya muhtaç kimse kalmadığını gözlemlemişti. Bu uygulamalar eşliğinde bir yıl evvel zekât alacak durumdaki bazı kimseler, bir yıl sonra zekâtı verilmesi gereken develere sahip olabiliyordu. Muhacir b. Yezîd bu durumu şöyle anlatır:

“Ömer b. Abdülaziz bizi zekât olarak toplanan develeri fakirlere dağıtmak üzere gönderdi. Bir yıl önce zekât verdiğimiz bazı kimselerden bir yıl sonra zekât aldığımızı gördüm.”

Selahaddin Eyyubi’nin zekât hassasiyeti

Kudüs’ü fethetmeyi hayatının gayesi edinen Selahaddin Eyyubi de Kudüs’ün fatihi olmanın yanı sıra zekât konusunda çok hassastı. Mısır’ı Fatımiler'den aldıktan sonra yaptığı ilk işlerden biri zekâtı kurumsallaştırmak olmuştur.

Fatımî ve Atabeg saltanatını yıkan, Kudüs Krallığı’nı tarihe gömen bir sultan olarak Selahaddin'in bu devletlerin hazinelerine sahip olması gerekirken, öldüğü zaman şahsi hazinesinde birkaç altın ve gümüşten başka bir şeyinin olmaması, zekât konusunda ne kadar hassas olduğunun kanıtıdır...


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Diyanet'e neden saldırıyorlar?....Önceki Haber

Diyanet'e neden saldırıyorlar?....

Van-Bahçesaray’da Kudüs ve Mescid-i Aksa Hakkında KonferansSonraki Haber

Van-Bahçesaray’da Kudüs ve Mescid-i Aksa...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!