Erzincan İl Müftü Vekili Harun ÖZKAN’ın Ramazan Ayı Mesajı…

İl Müftü Vekilimiz Harun ÖZKAN, 28 Haziran 2014 tarihi itibariyle idrak edeceğimiz Ramazan-ı Şerif münasebetiyle bir mesaj yayımladı…Müftü Vekilimiz H.

Özkan açıklamasında; “Evveli Rahmet, ortası mağfiret ve sonu da Cehennemden azâd olarak nitelendirilen kutlu ve mübarek Ramazan ayı, orucun farz kılındığı ve Kur’an’ı Kerim’in indirilmeye başlandığı aydır. Bu müstesna iklim, salih amellerin işlendiği ve insanların günahlarından arındığı on bir ayın sultanıdır.Müslümanların yeni bir manevi heyecan kazandığı ve duygularının zirveye ulaştığı rahmet, mağfiret ve bereket ayı olan Ramazan’a ulaşmanın mutluluğunu bizlere yaşatan Allâh’a hamd, Teravih namazını bizlere tatavvu’ kılan Efendimiz Hz.

Muhammed (s.a.v)’e binlerce salât ve selâm olsun.

27 Haziran Cuma gecesi kılınacak ilk teravih namazı ve aynı gece sahura kalkarak Cumartesi günü tutacağımız oruçla Ramazan ayına başlamış olacağız. İnsan bu ayın her gününü ve her anını, yenilenme hissiyle yaşayarak kendini de maddi ve manevi yönden geliştirmelidir. Günahlarla dolu yaşanan hayata elveda diyerek yeniden bir dirilişle gönül kapılarını açmalı ki, bu ay da istediği payı alabilsin.

Mümin için bunu yapmanın en uygun zamanı da, Ramazandır. Yenilenme hayatın her aşamasında olmalıdır ama Ramazan’da bambaşkadır. Çünkü Ramazan ondan nasiplenmesini bilen herkesin baharı ve umudu olan mübarek bir mevsimdir.

Yine Ramazan ayı, sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın zirveye çıktığı, kardeşlik duygularının daha da güçlendiği, kutlu bir zaman dilimidir. Hak yola ileten ilâhî kelâm yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'in indirildiği bu ay ile diğer aylar bir olur mu? Elbette olamaz çünkü bu ayın içinde "Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi” nin bulunması, bu ayın manevi değerini vurgulamaktadır. Yüce Allah (c.

c.) Kur’an-ı Kerim’de "Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır..

." buyururken, Sevgili Peygamberimiz (s.a.

s.) de bu ayla ilgili olarak; "Bir kimse, inanarak ve sevabını sadece Allah'tan bekleyerek, Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır" buyurmuşlardır. Oruç ayı olan Ramazan ayı, birçok hikmetin sırrını içinde barındırır.

İdrak etmekle manevi açıdan huzur bulduğumuz ve sevinç duyduğumuz bu ayda sayısız nimetlerin kıymetini hatırlıyor, Yüce Allah'ın emir buyurduğu oruç ibadeti ile sonsuza dek sürecek manevi hazlara ulaşmanın sırrına eriyoruz. Bu nimetin kıymetini bilelim sadece kendimizi değil yıkılan gönülleri de düşünerek maddi ve manevi değerlerimizi paylaşalım.Bu ayda yakınlarımızla beraber, yaşadığımız toplumun inançlarına saygı duyarak, iftar sofralarımızda onlarla buluşalım.

Komşuluk ilişkilerimiz ve sosyal kaynaşmamız ve birbirimize olan güvenimiz ancak bu şekilde güçlenir. Bu Ramazanda Diyanet İşleri Başkanlığımızca öne çıkan tema, “Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın. Bu Ramazan ve Her Zaman” iftarlarımızı kimsesizlerle, yetimlerle, yoksullarla eş-dostlarımızla paylaşalım.

Komşularımızı ihmal etmeyelim. Unutulmasın ki bir birimize muhtacız. Efendimiz (s.

a.v), “Komşusu aç olduğu halde tok yatan bizden değildir” buyurur. Bunu hiç ama hiç unutmamalıyız.

Tutulan oruçları, kılınan teravih namazları, okunan hatim ve mukabeleleri, iftar ve sahurları, dua, tövbe ve niyazları ile baştan sona bir selamet, rahmet ve bereket ayı olan Ramazan, Allah'a olan kulluk şuurunu derinden hissettiğimiz; bir zaman dilimidir. Dolayısıyla Ramazan Ayının kıymetini bilmeliyiz. Onu en güzel şekilde yaşamanın ve değerlendirmenin gayreti içinde olmalıyız.

Ramazan ayı orucunu tutmak, bir adet, bir gelenek olarak görülmesi gereken bir ibadet değildir. İman, ibadet ve sevap yönü gaye edinilerek oruç tutulur. Bu niyet ve gaye ile olmayıp ta, gündüzleri aç ve susuz kalınan ve akşam iftarda ve sonrasında mide ve nefsin her ihtiyacı telafi maksadıyla karşılanan bir ay olarak görüp, bu anlayışla geçirmek, dini bir değerlendirme olmaktan uzak olur.

Ramazan Ayı; Gönüllerimizin coştuğu, teravih, oruç, iftar, sahur, zekât, fitre ve sadakalarla bambaşka bir maneviyatın yaşandığı, kardeşlik ve sevgi bağlarının güçlendiği, ruhlarımızın güzel telkinlere ve uyarıcı öğütlere açık olduğu, manevi duygularımızın canlılık kazandığı, birlik ve beraberlik duygularının pekiştiği müstesna bir aydır.Oruç tutmak, iman etmenin, ibadet etmenin ve kullukta bulunmanın doruk noktasını ifade eder. Yüce Allah (c.

c.) İnsana birçok nimet vermiştir. Buna istinaden ona kullukta bulunmak ta bir şükür borcudur.

Bir mü’minin imanını amelle beslemesi gerekir, nasıl ki bir fidan sulanmadığı takdirde kurursa, salih amellerle beslenmeyen iman da aynı tehlike ile karşı karşıya kalır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.

s) bir Hadis-i Şeriflerinde; “Oruç tutunuz ki, sıhhat bulasınız” buyurmaktadır. Sağlıklı olmanın ve günahlardan korunmanın yollarından biri de oruç tutmaktır.Ramazan ayında zekât ve sadaka-i fıtr’larımızı ihtiyaç sahiplerine yani; Fakirlere, yoksullara, borçlulara, yolculara ve öğrencilere verelim.

2014 yılında Sadaka-ı fıtır miktarı Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nca kişi başına en az 10.00 TL olarak tespit edilmiştir.Erzincan Müftülüğü olarak bizler her açıdan görevlilerimiz ve camilerimizle Ramazana özel programlarımızla mübarek ay’a hazırız.

Müftülüğümüze bağlı Kızılay Camii, Boyacılar Camii ve Kurşunlu Camilerinde, hatimle teravih namazı kılınacaktır. Yine camilerimizde sabah ve ikindi namazlarında mukabele okunacaktır. Aynı zamanda vaaz ve sohbetler yapılacaktır.

Kardeşlerim!Ramazan-ı Şerif’in gönüllerimizi ferahlatan manevi havasını hakkıyla solumalıyız. Çevremize Allâh için dönüp bakarak yaraladığımız bir gönül varsa, hiç zaman kaybetmeden hemen onu onarmalıyız. Eğer yapamıyorsak, boşuna Ramazan geldi bende payımı alacağım umuduna kimse kapılmasın.

Bu düşünceyi fırsat bilerek, yapacağımız iyilikler ve ibadetlerle Allah'ın rızasını kazanmaya çalışmalıyız. Çünkü bu ay Kur'an ayıdır, rahmet, fazilet ve günahlardan arınma ayıdır. Bu duygu ve düşüncelerle Mübarek Ramazan Ayının İnsaniyet ve İslamiyet adına hayırlar getirmesini, Aziz Milletimizin, Erzincan’ımızın birlik, beraberlik ve kardeşliğine, birlikte yaşadığımız topluma ve insanlığa barış ve huzur getirmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.

” Dedi..

Kaynak [ Okunma Sayısı: 189 ]