LÜTFEN DİKKAT, Çok önemlidir.
Sizin ve benim için, ‘köprüden önce son çıkış’ gibi, SON FIRSAT olabilir.
Çok önemli olduğu ve daha iyi anlaşılması için, şu girizgâhla başlayalım:
Siz zengin bir iş adamı olsanız; işsiz, yoksul birinin elinden tutup, ona çeşitli işyerleri vererek onu âcizlikten kurtarsanız.
Sonra da siz o kişiyi bir görüşmeye davet etseniz, o ise sizin davetinize gelmezse!
Sonra 5-6 defa daha tekrarlayarak davet etseniz, yine gelmezse!..
Hatta telefon açsanız, her seferinde sizi reddetse, siz ne yaparsınız?..
Bu konudaki cevaplar genellikle; “onu defterden de, telefon hattımdan da silerim. Verdiğim tüm imkânları da hemen elinden alırım” şeklinde oluyor.
Oysa aynen bu girizgâhtaki gibi; Yüce Rabbimiz bizlere, biz en âciz durumdayken; GÖZ rasathaneleri vermiş. Kulak, burun vs. muhabere (haberleşme) istasyonları vermiş.
400 Çeşit Kimyevî tahliller, sentezler ve analizler yapan; bir KARACİĞER fabrikası hediye etmiş. Sana ait AKCİĞERLER, BÖBREKLER gibi, Kimyasal ve biyolojik arıtma tesisleri kurmuş.
Akıl, hâfıza, zekâ, Mide, sindirim sistemi, bağırsak Mikrobiyotası, Beyin, sinir ve iletişim sistemi, hipofiz vb., Kalp, kan ve damar sistemi, savunma sistemleri, Dalak, pankreas, neslimizin üreme tesislerini vs. bizlere bağışlayarak, her an normal işletilmesini de üstlenmiş.
- Sonra bizlerden günün içinde, sadece 5 defa dâvet ettirip, NAMAZ vasıtasıyla kendisiyle irtibat kurmamızı istemiş.
Bizler ise;EZAN Dâvetlerine uymamaklave NAMAZ emrine gelmemekle, O’nu cc her gün 5 defa RED ETMİŞ olmuyor muyuz?..
Oysa O cc, örnekteki patron gibi, 5-10 itaatsizlikle silip atmıyor.
Verdiği imkânları da hemen geri almıyor.
Hatta YILLARCA sabrediyor ve bizlere bahşettiği tüm imkânlarını da devam ettiriyor.
Uzun yıllar geçtikten sonra bile, aklımızı başımıza alarak ciddi bir şekilde TÖVBE ettiğimizde, bizleri AF edeceğini ve bağışlayacağını bile vaad ediyor.
İşte Zümer Sûresi 53. Âyet: De ki: “Ey nefisleri aleyhine (günah işlemekle ömürlerini) isrâf eden kullarım! (Günahlara bulaştık diye) Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Şüphesiz ki Allah, bütün günahları bağışlar!” Doğrusu, Gafûr (çok bağışlayan), Rahîm (kullarına çok merhamet eden) ancak O'dur. ..buyuruyor.
- BİZLERE DE; O’nun her dâvetine itaat ederek, günde 5-6 defa istediği vakitlerdeki NAMAZLARI, dosdoğru kılmak düşer…
- Böylesine BAĞIŞLAYICI ve MERHAMETLİ OLAN O YÜCE ALLAH, her şeyden ve herkesten daha çok sevilmeye, övülmeye ve İTAAT EDİLMEYE LÂYIK DEĞİL Mİ?..
Şâyet bizler o ısrarlı dâvetleri ciddiye almazsak, o RANDEVULARA GİTMEZSEK; bizler de NANKÖRLERDEN olup, kendi tercihimizle Cehennemliklerden olmaz mıyız?..
Henüz nefes alıyorken, Dünyadaki SINAV süremiz sona ermemişken, bu fırsat kaçmaz.
- Bu önemli konu HEPİMİZİ ilgilendiriyor:
Çünkü hepimiz ÂHİRET yolcularıyız. Yolcu yolunu düşünmeli?..
İnanmamak, bu yolculuklara ASLA engel değildir. Ebedî Cennetlere engeldir...
Dünya FÂNÎ, ölüm ÂNİDİR.
Bu nedenlerledir ki; geçmişteki itaatsizlerimiz için KAZA NAMAZLARIMIZI ve her günkü EZAN dâvetlerinde de EDÂ NAMAZLARIMIZI,dosdoğru kılmaktan başka çaremiz yoktur.
Çünkü Mahkeme-i Kübra’da; bulûğ çağından bu yana NAMAZ BORÇLARI ödenmediyse, diğer konulara geçmeye bile gerek kalmayacak ve EBEDİ olarak Cennetlerden mahrum bırakılarak. Lâyık olduğumuz ebedi cezalar başlatılacak.
Ancak bizleri, şu andan itibaren; çok ciddi olarak yapılan NASUH TEVBELERİ, EBEDÎ Cennetlere kavuşturacaktır. İnşâAllah.
Madem gerçekler böyle, Haydi BİSMİLLÂH…
Allah razı olsun