Şifâyı kaptık…
Sahi, hiç düşündük mü?
Çok olgun, yaşlı ve kültürlü kimseler hastalandıkları zaman, acaba niçin “Hastalandık” yerine, özellikle niçin “ŞİFÂYI KAPTIK” diyorlar…
Yani hastalığa, acaba niçin ŞİFÂ diyorlar?..
Akla ilk gelen cevap:
Hastalığın Allah’tan cc geldiğini bilmeleri nedeniyle, o sıkıntıya hastalık olarak değil, En Sevgiliden gelen, bir nevi sınav ve TECELLÎ (İlâhî Yansıma, bazı Esmâların zuhûr etmesi) olarak baktıkları içinolabilir mi acaba?..
Bu ilginç ve önemli konuyu inceleyerek, en doğrusunu anlamaya çalışalım:
Bunun için, önce ŞİFÂ kelimesini araştıralım.
ŞİFÂ; lügatlerde iyileşme, bir nevi tedavi olma ve hastalıklardan kurtulma anlamına gelse de, ıstılâhî ve DÎNÎ açılardan bakıldığında, çok ulvî anlamlara geliyor.
Çünkü ŞİFÂ, Yüce Rabbimizin ŞÂFÎ Esmâsının bir TECELLİSİ olduğu için, hastalıklardan sonraki bu tecellide “Şâfî olan Allah’a cc önce Muhtâç olmak ve sonra her şeyin yaratıcısına MUHATAP OLMAK, sabır ve Tevekkül edildiğinde ise TERAKKÎ (Ulvî makamlara yükselmek) güzelliği”sonrasında ŞİFÂYA kavuşmak var...
Meselâ; Yüce Rabbimiz Firavun ile muhatap olmamak için, Firavun’a uzunca ömür verdiği halde, ona hiç bir belâ ve Hastalık vermemiş. Çünkü Firavun, İlâhlık dâvâ ettiği için, Allah cc onu ‘uhrevî yüksek makamlara’ lâyık görmemiş.
Demek ki sürekli sağlıklı kalmak bir lütuf olmadığı içindir ki, olgun ve kültürlü Mü’minler hastalandıklarında; hem uhrevî Terakkî, hem de ŞÂfî olan Yüce Allah ile MUHATAP olduklarını fiilen hissettikleri için, “hastalığa yakalandık” yerine, “Şifâyı kaptık” ifadesini tercih etmişler.
Bir başka açıdan; “Şifâyı kapmak” mecâzî bir deyimdir.
Mecâzi deyim olduğu içindir ki, ŞİFÂ tam tersine “Hastalanmak” anlamında kullanılıyor.
Ne gibi?
Sıcak bir yaz gününde soğuk bir ayran içen kişi, mecâzî anlamda ferahlamanın tam aksine, “Ooohhh, ÖLDÜM” dediği gibi…
Güzel ve çok etkili bir Kur’ân Tilâveti dinleyen kişi, çok beğendiğini ifâde etmek için “bu Hâfız beni perişât etti” veya “bu kıraat beni mahvetti” gibi mecâzi deyim kullandığı gibi.
Mevlâna Hazretlerinin ÖLÜM için, “VUSLAT GECESİ” (yani, Sevgiliye kavuşma gecesi) dediği gibi.
Bu 2 ve 3. Örneklere; perde arkası sırlarına ve önemine binaen, biraz daha yakından bakalım:
İKİNCİ ÖRNEKTE, Kur’ân Tilâveti dinleyen kişiler hakkında, bakınız Yüce Rabbimiz ne buyuruyor.
Enfâl Sûresi 2. Âyet: "Gerçek müminler ancak o müminlerdir ki, yanlarında Allah zikredilince (okundukça) kalpleri ürperir, kendilerine onun âyetleri okununca bu, onların Îmanlarını artırır ve yalnız Rablerine güvenip dayanırlar."
Allah kelâmında abartı olmayacağına göre; Kur’ân tilâveti sırasında, Allah cc bizzat zikredildiği için, ancak GERÇEK MÜ’MİNLERİN kalplerinin titrediği vurgulanıyor.
Bu durum “İlâhî bir ölçü” olduğuna göre, Kur’ân dinlerken bizim kalplerimiz ürpermiyorsa, titremiyorsa, “Acaba Gerçek Mü’min değil miyiz?”diye, kendimizi ciddi bir şekilde sorgulamamız gerekiyor.
Gerçek Mü’min olabilmenin formüllerini ve çarelerini bulup, en kısa bir zamanda bu Âyetin müjdesine kavuşmamız gerekiyor...
ÜÇÜNCÜ ÖRNEK için ise Mânevî derecelerin, bir derece daha yükseltilmesi gerekiyor.
Peki NASIL?
CEVAP: Hz. Mevlâna bu ulvî ve yüksek mertebeye, bizler gibi dünyevî meşgûliyetlere dalarak gelmedi. Hocası Seyyid Burhaneddin ve Şeyhi Şemsi Tebrizî gibi birçok ulemânın dizleri dibinde, yıllarca tahsil görmekle gelmişti.
Hatta çok zorlu inzivâlardan da geçmişti.
Bu derecelere yükselenler de, En Sevgili olan Allah’a kavuşmak olan ÖLÜME, elbette düğüne gidercesine sevinçli, mutlu ve huzûrlu olacaklar…
Ayrıca Ra’d Sûresi, 28. Âyette bildirildiği gibi: “İyi bilin ki kalpler (ve gönüller) ancak Allah'ı anmakla (O’nu zikretmekle) huzur bulur (ve tatmin olur.).”
Herkes gayet iyi biliyor ki; kişi en çok hastalandığı zaman ACZİNİ anlar ve Allah’ı cân-u gönülden zikretmeye başlar.
İşte bu itibarladır ki; yakın tarihimizdeki ‘olgun, yaşlı ve kültürlü kimselerin’ hastalıkları, “ŞİFÂYI KAPTIK” diye karşılamaları, elbette en isabetli bir ifadedir…
Yüce Rabbimiz bizleri de onların şefâatlerine nâil eylesin, Âmîn…
NOT: Bendeniz de bu ara, bir vesîleyle ŞİFÂYI KAPTIM.
Elbette bu durumdan da, avantajlarından da memnunum.
Fakat o mübarek Zâtlar gibi tam mütevekkil olamadığım içindir ki; ayrıca birçok ibadetlerime de engel olduğu için, bu hastalığımın da yerini ÂFİYETE terk etmesi adına, hayırlı dualarınızı bekliyorum. Saygı ve muhabbetlerimle…
Facebook Yorum
Yorum Yazın