Ali Aslan

Ali Aslan

Mail: aslanogluali@gmail.com

TARİKATLİ, SİYASETÇİ, SANATÇI GAFİL VE CAHİL OLURSA...

Ak Partili, Chp'li, tarikatlı, cemaat mensubu, siyasi olabilirsiniz. Hiç kimsenin size niye "şucusun" demeye hakkı yok. Hiç kimse de en doğru benim diyemez. İşin en doğrusunu Allah bilir. Allah adına kimse karar veremez. Fakat mensubu olduğunuz akımı, gurubu, görüşü iyi sorgulayın. Onları hatasız, günahsız görmeyin. Günahkâra, ahlaksıza sizden olsa da sahip çıkmayın. 

Liderinizi, büyüğünüzü, hocanızı elbette seversiniz ama onun sevgisini abartmayın. Düşünün Hz. Peygamber bile "Beni Hristiyanların, ve Yahudilerin yaptığı gibi ilahlaştırmayın, ben Kureyş"ten kuru ekmek yiyen bir kadının çocuğum" demiştir. 

Hele de bir şahıs için, gavs, gavs-ı azam, evliya, cennet mekan, kainatın imamı, rasul, mehdi gibi kelimeleri kullanmayın. Siz yaşayan bir insanın bu sıfatlarda olduğunu nerden biliyorsunuz? Yaşarken denmeyi bırak ölse bile bunu demek doğru değil. Çünkü peygamberimizin süt kardeşi Osman bin Ma'zun vefat etmiş cenazesinde ashaptan biri "Osman kuş oldu cennete uçtu" dediğinde Hz. Peygamber "Bunu sen nerden biliyorsun? Ben peygamber olduğum halde bunu bilemiyorum" demiştir. 

Bu tür sözler yüzünden ortalık gavslarla, mehdilerle, evliyalarla doldu. Kendisine bu sıfatlar verilen zatın peşindeki cahiller bunu der de,  neden o zat "durun arkadaşlar bu sıfatları vermek Allah'a ait. Bu Allah'ın takdiri ile olur. Bizde böyle bir sıfat yok. Onun için bunu demeyin" demez. ...

Tabi niye demeyeceği de belli zaten. Çünkü o sözler şeyh efendinin de belki gurururunu okşuyor, başını dik tutturuyor, onu kibire gurura götürüyor ve bu da onun inancına zarar veriyor. Bu işin şeytani olduğunu kavrayamayan bir zat nasıl olur da haşa kainatı idare eder? Çünkü "gavs tasavvufta Allah'ın kendisine kainatın idaresini verdiği kişi" demektir... 

İşte bu anlamda Manisa'da bir zat kendisinin gavs olduğunu insanlara anlatmak için bir gün deprem Manisa'nın üzerine doğru geliyordu, ben ona "Manisa'yı terket" dedim buradan savuştu gitti diyebilmişti...

Başka birisi "uçakta düşüyorduk "yetiş ya gavs dedik kurtulduk", başka bir meczup ise "Araba ile uçuruma yuvarlanıyorduk "Yetiş gavsımız" dedik gavs geldi arabayı eliyle tuttu yola koydu kurtulduk" diyebiliyor... 

Dikkat edilirse bunlar hiç Allah'tan istemiyor, hep kuldan istiyorlar. O zaman haşa Allah bize Fatiha Suresi'ni niye indirdi?  Bu insanlar hiç mi Fatiha'nın anlamına bakmaz? 

Bunlar yetmezmiş gibi bir de siyasi cahillerin, liderleri için "Son peygamber gelmese o peygamber olurdu", "Bizim liderimiz Allah'ın bütun sıfatlarını üzerinde taşıyor", demesi. Bakara Suresi icin "Her cuma Bakara, makara sallıyorum" diyerek bir siyasinin Kur'an'la alay etmesi, "bize oy vermeyenler müslüman değildir"  denmesi, bir başka siyasinin Kur'an ve Kur'an Kurslarını hedef alarak "Ortaçağ düşüncesi" demesi, son olarak sebataist ve fetöcü bir babanın kızı ismi önce Suzi olan sonra Fatma, sonra Sezen olarak değiştiren sözde sanatçının Hz. Adem ve Havva'ya cahil demesi gibi...

Inancımıza ve sözlerimize sahip olmalıyız. kimsenin onları bozmasına, içine batılları karıştırmasına müsaade etmemeliyiz. 
Allah bizi, ona buna muhtaç etmeden sadece kendi yolunda, sırat-ı müstakimde daim kılsın....

Ali Aslan

Facebook Yorum

Yorum Yazın