Reklamı Geç
KURBAN PAYLAŞMAKTIR
A.Raif ÖZTÜRK

A.Raif ÖZTÜRK

Mail: araifozturk@hotmail.com

Zülme karşı, sessiz kalmanın cezası?

KONU: Mâsum Filistin, Gazze, Mescid’i Aksa, Kudüs halkı ve diğer yandaki zalim İsrail yönetiminin hak, hukuk tanımaz soykırımı.

..Ve bu acı manzarada; yaklaşık 2 Milyon kenetlenmiş Yahudi ve Siyonistlerin karşısındaki, 1000 kat fazla olan 2 MİLYAR civarındaki İslâm âleminin ve Müslümanların, eşi ve benzeri görülmemiş zulümlere ve soykırımlara karşı ÖLÜ GİBİ ve SESSİZ kalmaları…

Tarih tekerrür ettiği için, Semûd Kavminin HELÂK SEBEBİNİ özetle hatırladıktan sonra, İslâm âleminin ve Müslümanların acı âkıbeti hakkındaki endişelerimi, mütâlâaetmek istiyorum.

Semûd Kavminin Helâk olayı, mâlumunuz olduğu haldeözetliyorum:

Kur’ân ve diğer kaynaklara göre Hz. Sâlih’in müşrik Semûdkavmi, Hz. Salih’den sürekli mûcize istiyorlardı. Yüce Allah nihayet o mûcizeyi “kaya şeklindeki sert dağın içinden, canlı bir dişi deve çıkarılması” olarak gerçekleştirdi. 

Fakat bu deve, mûcizenin ve sınavın gereği olarak, tüm kavmin tükettiği kadar su tüketiyor, içtiği su kadar da süt veriyordu.

Bunun üzerine Hz. Salih kavmine; “bu deveye çok saygı gösterilmesini ve su kaynaklarını bir gün deveye, diğer bir gün de halka” tahsis edilmesini emretmişti. 

Bu minval üzere nöbetleşme bir süre devam etti. 

Fakat müşrikler, su kullanım hakkı devedeyken, su sıkıntısı çekiyorlardı.

Nihayet bir gün o müşriklerden sadece dokuz kişi karar vererek, o deveyi öldürdüler. 

Yüce Allah cc bu olay karşısında, sadece o dokuz zâlimkişileri değil, Hz. Salih’in en yakın çevresi hariç, tüm Semûdkavmini çok dehşetli bir şekilde HELÂK etti…

Evet dostlarım, Semûd kavminin HELÂK olayı ve sebebi, kısaca böyle.

Yani bu olayda da, Hûd Sûresi 113. Âyette de net olarak bildirildiği gibi, Helâk sadece zâlimleri değil, müsamaha gösterenleri de, hatta zulümlere karşı sessiz kalanları da içine alıyordu. İşte önemli olan da budur…

Hûd Sûresi 113.: “Bir de sakın zulmedenlere (zâlimlere)meyletmeyin, sempati bile duymayın. Yoksa ateş (helâk ve Cehennem) size de dokunur.”

• Nitekim tarih, bu âyet nezdinde, ibretlik olarak tekerrür edegelmiştir.

Yedi aydan beri süregelen Filistin, Gazze, Mescid-i Aksa ve Kudüs üzerinde devam eden asla savaş değil, bir SOYKIRIM ve KATİÂMDIR. Çünkü savaş kurallarında; çocuklar, kadınlar, çiftçiler, mukaddes yerler, hasta haneler, İbadethaneler vs. hariç tutulur. Böylesine vahşice bir soykırım devam ederken, 57 İslâm ülkelerin liderleri (Türkiye ve Güney Afrika Cumhuriyeti hariç) maalesef ölüler gibi suskundurlar.

• Sadece suskun da değiller!..

Maalesef çoğunluğu zâlim İsrail’den yana tavır takınıyorlar. 

Hatta Kâbe’de “Filistin’in selâmeti için, İsrail zulmü hakkında duâ eden Türk imamlarını tutuklayacak kadar”da zâlimlerden yanadırlar.

Peki, Tarihin tekerrür kuralına ve apaçık Âyetlerinbeyanlarına göre, bu soykırım zulümlerine karşı, bu suskunİslâm ülkelerinin âkıbetleri ne olacak?

CEVAP: 

Bu cehaletlerinin farkına varıp, tövbe-istiğfarlar ederek, Türkiye’yle ittifak ederlerse ne âlâ.

Yoksa Yüce Peygamberimizin (SAV), kendisinden sonraki ümmeti adına kabul edilmiş bir duası olduğu için HELÂK olmayacaklar. Fakat helâk yerine FELÂKETLER, belâ ve musibetler, Kur’ân ifadelerine göre, sadece zâlimlere değil, tüm ümmeti içine alacağı kaçınılmazdır.

Bizlere kalsaydı bu acı gerçekleri daha hafif ifade etmeyi çok isterdik. Ancak bu hem haddi aşmak olurdu, hem de merhameten de olsa, HAKKA müdahale zulmü olurdu. 

Peki, BİZLERE DÜŞEN NEDİR?

Elimizden, dilimizden geldiğince, yetkilerimizin ve gücümüzün yettiğince her türlü zulmün karşısında tavır almaktır. En azından, Yahudi mallarına ciddi boykotlar yapmaktır. Belki ve inşâAllah bizlere isabet edecek olan felâket, belâ ve musibetleri hafifletmiş oluruz... 

Bakınız asrımızda yaşayan Abdülhakim Arvâsî Hz. ne buyurmuş: 

“Zâlim kişileri âdil diye metheden kişi, (din)düşmanının (zâlimlerin) ölüsüne veya dirisine duâ ederse, ÎMANI GİDER…”

Yani, bu gerçeklerin sadece Gazze ve Kudüs’e karşı olan zulümlerle sınırlandırılması eksiktir ve yanlıştır. Diğer tüm zulümler de buna dâhildir.

ŞİMDİ LÜTFEN DÜŞÜNELİM:

Semûd kavmi örneğinde görüldüğü gibi, zulümlerde sessiz kalanların ilâhî cezaları HELÂK olmak ise zulümlere iştirak edenlerin ve destekleyenlerin cezalarını varın siz tahmin ediniz.

Âyet’i Kerîmeler Cihanşümul olduğu için, tüm zulümleri ve tüm zâlimleri de içine alıyor.

Ezanımıza, Kur’ânımıza, bayrağımız, camilerimiz ve başörtümüz gibi mukaddeslerimize, Vatanımıza ve Yüce Dînimize musallat olan zâlimlere karşı da Deccal ve Süfyan’akarşı da müsamaha göstermek, taviz vermek ve meyletmek bile, hem dünyada belâ ve felâketleri, hem de Âhirette ağır cezayı gerektirir. Hem de duâ edersek, ÎMANIMIZI tehlikeye sokar. 

Îmansız bir Berzah ve Âhiret hayatı da EBEDÎ bir Cehennem azabıdır.

İnanmamak ise asla bu gerçeklere engel değil, Ebedî Cennetlere engeldir.

Yüce Rabbimizi hepimizi bu acı âkıbetlerden muhafaza ederek, EBEDÎ Cennetleri hak edenlerden eylesin. ÂMÎN…

 

Facebook Yorum

Yorum Yazın