Bir Annenin 4 Çocuğu ile Okulsuz Eğitim Hikayesi

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
0
Çocuklar birer birer büyürken anne-babaları da özellikle eğitim konusunda bir telaş alıyor. Son dönemlerde \"okulsuz eğitim\" üzerine araştırmalar yaparken birden bire etrafımda sesi çıkmayan pek çok anne-babayı da aslında aynı şeylerden rahatsız, aynı şeyleri düşünür ve aynı şeylere çözüm bulmaya çalışır vaziyette buldum.

Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

DiniHaberler.com.tr:  Röportaj: Ummu Reyhane

"TÜRK BİR ANNENİN 4 ÇOCUĞU İLE OKULSUZ EĞİTİM HİKAYESİ"


Selamların en güzeliyle..

Sevgili Müslüman Anneler!

Çocuklar birer birer büyürken anne-babaları da özellikle eğitim konusunda bir telaş alıyor. Son dönemlerde "okulsuz eğitim" üzerine araştırmalar yaparken birden bire etrafımda sesi çıkmayan pek çok anne-babayı da aslında aynı şeylerden rahatsız, aynı şeyleri düşünür ve aynı şeylere çözüm bulmaya çalışır vaziyette buldum.

Bu, hepimiz adına Elhamdulillah sevindirici bir durum. Fakat istemek yetmez, azim de gerek. Düşünmek yetmez, tecrübe de gerek. Bir başına olmaz, bir arada bulunmak gerek.

Velhasıl çocuklarını okulsuz eğitimle yetiştiren Şehide ablamızdan rica ettim. Kendisinin üzerimde emeği ve hakkı büyüktür. Allah razı olsun. Röportaj teklifimi kabul ettiği için, birbirinden değerli tecrübe ve bilgilerini bizimle paylaştığı için kendisine ayrıca çok teşekkür ediyorum.

Farklı şehirlerde bulunmamız sebebiyle internet üzerinden gerçekleştirdiğimiz bu röportajdan ben çok faydalandım. Umarım sizler de faydalanırsınız.

Buyurun röportajımız:
 

Bismillahirrahmanirrahim.

Esselamualeykum ve rahmetullah ve berekatuh,

İnsana kalemle yazmayı ve bilmediğini öğreten Allahu Teala'ya hamd-u senalar olsun.  İlk muallimimiz ve önderimiz Muhammed (a.s) ve aline, ashabına salat-u selam olsun.

Bu röportajı gerçekleştiren “muslumananneler.net” site sahiplerine ve hassaten benimle bu röportajı gerçekleştiren kardeşime çok teşekkür ederim. Rabbimden hayırlara vesile olmasını diliyorum.

1-Kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?

1984 doğumluyum. Evliyim; 3 ve 12 yaşlarında iki erkek ve 8 ve 9 yaşlarında da iki kız çocuğum var. İlkokuldan sonra İslami eğitim veren medrese ve vakıflarda okudum.  Hafızlık yaptım ve ailemle yurt dışında kaldığımız sürede Arapça öğrendim.  Türkiye'ye döndüğümüzde liseye devam etmedim ve İslami bir medresede Arapça hocalığı yaptım. 

Daha sonra evlendim ve eğitim faaliyetlerime ara verdim. Daha sonra Allah evlat lütfedince onlara ayırdığım zaman da artmaya başladı. 2008 yılından beri evde çocuklarıma kendim eğitim veriyorum.

Daha önce de mahallede yaz kurslarında çocuklara eğitim vermiştim. Çocuklara eğitim verirken kendim de öğreniyor ve çabalıyorum. Kitaplar seçiyor ve bu işin daha iyi nasıl yapılacağına dair araştırmalar yapıyorum.

2-Çocuklarınız için okulsuz eğitimi tercih etmenizin başlıca nedenleri nelerdir?

Bunun birkaç sebebi var :

1) Birincisi; malum okullardaki ortamların hiç de iyi olmayışı, ahlak ve fitne yuvası haline gelmesi. Şu an okulda görev yapan müdür ve öğretmenler dahil duyarlı veliler ve feraset sahibi herkes buraların fitne ve fesat yuvası haline geldiğini görüyor. Uyuşturucu ve fuhuş ortaokul seviyelerine kadar inmiş.

2)  İkincisi; okul müfredatının çocuklara İslam dininin esasları ile tamamen çelişen bilgi ve dersler ile adeta yoğrulmuş olması.  Okul kitaplarını incelediğimizde Fenden Sosyal Bilgilere , Türkçeden Din Kültürü dersine kadar ağır bir Kemalizm etkisi, İslam düşmanlığı bulunmakta. Laiklik, Demokrasi, Alevilik gibi kimi konuların öğretilmesi ve beyinlere yerleştirilmeye çalışılması da cabası. (özellikle ilkokul seviyesinde)

3) Üçüncüsü; bu kadar müfredatın içinde çocuklara din adına, Kuran, sünnet bilgisi adına hiçbir şeyin olmaması. Aileler bunları okul harici vakıf-dernek faaliyetleri ile düzeltmeye çalışsa da çocuğun yılının yarısından fazlasının okulda geçmesi bunu engelliyor.

4) Son sebep de; şu anki eğitim sisteminin çocukları oyalamaya ve gereksiz bir şekilde yıllarını heba etmesine neden olması. Çocukların 5 yılda ilkokulda öğrendiklerini en fazla 3 yıl içinde öğretilmesi mümkün. Bunun yanında Kuran okuma ve ezberi, hadis ezberi, siyer ve İslam dininin temelleri konusunda çok sağlam bir temel verilebilir. Ayrıca özellikle toplumumuzda namaz eğitimi çocuklar için temel problem. Okul namaza teşvikin hiç bulunmadığı, bilakis çocuğu teşvik yerine kılmamaya iten bir yer. Eşimin anlattığına göre Cuma namazlarında özellikle saatlerin çakıştığı kış döneminde camilerde okula giden öğrenci görmek imkansız. Bu şekilde Müslüman bir nesil nasıl yetişebilir?

Ben şimdi soruyorum:  Ben canımdam çok sevdiğim,  Allah'ın bana emanet ettiği can parelerimi nasıl böyle bir ortama bırakıp böyle bir eğitim sisteminin eline teslim edebilirim? Allah'ın beni bundan hesaba çekeceğini bile bile bu ortamlara çocuğumu nasıl gönderirim? Eğitimin bu ülkede zorunlu olarak okulda veriliyor olması benim için bir mazeret teşkil eder mi?

3-Ailenizin, çevrenizin ve çocuklarınızın bu durumu kabullenmeleri zor oldu mu? Yada bu süreçte ne gibi zorluklarla karşılaştınız?

Eşim ve ailelerimiz bizimle aynı görüşteler. Eşimin ailesi sebeplerimizi anlatınca bize bu konuda saygı gösterdiler.  Çevremle bu konuda hiçbir zaman tartışmadım, soranlara evde eğitim verdiğimi ve sebebini söylediğimde ve çocuklarımın da akranlarına göre daha bilgili ve önde olduklarını görünce kimse diyecek bir şey bulamadı. 

Zorluk olmuyor değil ama daha tempolu ve planlı olmak gerekiyor. Çocuklarımın da hiçbirinin okula gitme isteği olmadı. Büyüdükçe daha kolay anladılar. Okul konusunda toplumun tersine bir durumda olmamız belki bazen çocukların bunu anlamasını zorlaştırdı. Ama bu geçici bir durum. Büyüklerin bir çocukla karşılaştığında tanısa da tanımasa da ilk sorduğu belki de “Kaça gidiyorsun?” sorusu.  Bu soruya çocuk belki evde hangi sınıfın dersini alıyorsa öyle cevap vermesi durumu olabiliyordu. Mesela 4. Sınıf derslerini yapıyor ise o dönemde "4’e gidiyorum" diyebilir. Ama “Hangi okula gidiyorsun?” sorusuna verilecek bir cevap yok. Ama bu tür sorunlar aşılamayacak veya onarılamayacak sorunlar yaratmıyor. 

Bu işi yapmak isteyenler en başta sosyal baskıya ikinci olarak da kafalarında kendilerinin ürettikleri aslı olmayan soru ve vesveselere direnmek zorunda. "Bu çocukların hali ne olacak?" diye soranların (özellikle ilerde büyüdüklerinde iş-güç sahibi olmaları kastediliyor tabi ki) şu an bu ülkede en fazla işsizliğin üniversite mezunları arasında olduğu gerçeğini ya görmüyor ya bilmiyor. Dolayısı ile asıl mücadele bence kendimiz ve sosyal çevremiz ile vereceğimiz alanda.

4-Çocuklarınıza hangi konularda eğitim veriyorsunuz? Sadece dini ilimler mi yoksa okul dersleri de buna dahil mi? Günlük programınız nasıl seyrediyor?

Tabi ki bir Müslüman olarak daha çok İslami ilimler üzerinde duruyorum: Kuran okuma , tecvid, ezber, hadis, siyer… Ama Matematik, Türkçe, Fen, İngilizce, Tarih dersleri de veriyorum. Genel program şöyle oluyor: Sabah erken kalkıp kahvaltı yaptıktan sonra derse geçiyoruz. Zihin daha açık oluyor bu saatlerde. Bir çizelgemiz var. Buna göre o gün ilk önce kim 1. ise onunla derse başlıyoruz, sonra 2.3. ile devam ediyoruz. 1. olanın dersi bitip diğer ile ders yaparken 1.olan ödevlerini yapıyor. Bunun dışında etkinlikler , oyunlar , gezi yapıyoruz.

5-Toplumumuzda genel bir yargı vardır: "Mum dibini aydınlatmaz" hesabı, çocuklar anne-babadan verimli bir eğitim alamazlar. Eğitim dışarıdan ve yabancı birinden alınmalı. Bu durumda çocuklarınızın sizden eğitim alması daha mı zor oluyor yada özel öğretmenlerden yardım alıyor musunuz?

Aksine çocuk ilk eğitimini anne-babadan alıyor. Selef-i Salihin döneminde ve sonrasında yetişen alimlere, komutanlara  ve hatta normal insanlara bile baktığımızda ilk hocalarının ya babaları, ya dedeleri olduğu gerçeğiyle karşılaşırız. Ben şu ana kadar özel öğretmenlerden yardım almadım. Bu sene büyük oğlumu hafızlık için bir kursa gönderdik. % 100 olmasa da oldukça memnun kaldık.

6-Okula gitmeyen çocuklar için en fazla endişelenilen şey; çocuğun arkadaş ortamında kendisini kötü hissetmesi durumu. Bazen okula giden çocukların çok basit bir anıları bile okulsuz çocuğun onlara özenmesine sebep olabiliyor. Bu tarz sıkıntılarla sık sık karşılaştınız mı? Nasıl çözüm buldunuz?

Bu biraz çocuğun kendine güveni ile alakalı diye düşünüyorum. Çocuklar kendine güvenir, bilgi yönünden donanımlı olursa kendilerini gayet iyi hissediyorlar.  Elbette ortada topluma bakınca farklı bir durum var. Çocuk bunun farkına varıyor ama bu farklılığın onun tarafından iyice anlaşılması ve özellikle annenin bu konuda çocuklara neden okula gitmediklerine dair anlayabilecekleri bir dille anlatması gerek. Bu sağlanırsa mesele kalmıyor. Önemli olan çocuğa okuldakinden daha iyi bir eğitim verebilmek ve daha ahlaklı birey haline getirebilmek. 

7-Okulsuz çocuklar için en önemli sorunlardan biri de "sosyalleşme" sorunu. Yaşıtlarına göre daha içine kapanık, kendine güvensiz, toplumla sorunlu çocuklar olmalarından korkuluyor. Çocukların sosyalleşmeleri konusunda neler yapıyorsunuz? Neler yapılabilir?

Sosyalleşme sorunu olmadı ve olmuyor  elhamdülillah. Bilakis diğer çocuklara göre daha sosyal, arkadaş canlısı ve daha iyi iletişim kurabiliyorlar. Biz şöyle bir çözüm bulduk. Dersleri bittikten sonra beraber parka gidiyoruz, bazen eşim de bize katılıyor. Basketbol oynuyor, bisiklete biniyor, paten kayıyor ve diğer çocuklarla he türlü oyunu oynayabiliyorlar. Hafta sonları da öyle. Evin bahçeli olması da bizim için bir avantaj. Apartman çocuklar için daha zor bir yaşam alanı.  

Akşamları ve hafta sonları akranlarının da olduğu akraba ve arkadaş ziyaretleri yapıyoruz.  Değişik gezilere gitmeye çalışıyoruz. Mesela birkaç sene evvel ailece umreye gittik elhamdülillah. Mescid-i Nebevi'de biz avluda namaz kılarken onlar da diğer çocuklar ile oynuyorlardı.  

Bunun için alternatifler geliştirilebilir. Ama en önemli noktalardan bir tanesi evde televizyon olmamalı ve çocuklara bilgisayar oldukça az verilmeli. (Mesela haftada 1-2 saat belki). Çünkü TV ve bilgisayar çocuğun hem maneviyatını hem öğrenme yetisini hem de sosyalitesini berbat ediyor. Bu okula giden veya gitmeyen tüm çocuklarda görülen bir durum. Bunun önüne muhakkak geçilmeli kanaatindeyim.

8-Din ve dünya görüşü olarak birbirine yakın olan iki ailenin, okula giden ve okula gitmeyen çocuklarını kıyaslayacak olursak; aralarında çok bariz ahlaki, kişisel, eğitim ve zeka yönünden farklılıklar mevcut mu?

Maalesef şöyle farklar var. Aynı görüşten olup da okula giden aile çocuklarında küfür etme, müzik dinleme, uygunsuz giyinme ve tesettürsüzlüğe yatkınlık, nahoş konuşmalar (mesela küçük yaşlarda sevgili muhabbetleri), vs. vs gibi gördüğüm bazı haller -Allah korusun- var. 

Çünkü okul ortamı evdekinden tamamen farklı. Hatta bir arkadaşım çocukken ikilemde kaldığını anlatıyor ve diyordu ki: “Evde babam farklı bir şey anlatıyor, okulda da öğretmen. Ne yapacağımı bilmiyorum.”

Sonuç olarak maalesef okula giden çocuklarda oluşan ahlaki çöküntü, kişisel özenti çok kötü bir durumda.  Ben “ Okula gitmeyen çocuk korunmuş olacak, hiçbir fitneye düşmeyecek, çok ahlaklı bir birey olacak” diye bir şey iddia etmiyorum ancak doğrusunu yaptığıma inanıp elimden gelen gayreti gösteriyor ve Rabbime dua ediyorum. Allah saptırmasın, ama Peygamber çocuğu bile olmak Kenan’a fayda etmedi. Dolayısı ile benim açımdan asıl mesele doğru olanı yapıp yapmadığım. Başarı ve hidayet ise Allah Azze ve Celle'dendir.

9-Çocuklarınızın ileride -uygun yaşa geldiklerinde- dışarıdan sınavları vererek resmi okulları bitirmelerini, üniversite okuyup daha ideal bir meslek sahibi olmalarını düşünüyor musunuz? Yoksa hiçbir şekilde okulla yolları kesişmeyecek mi? O zaman alternatif meslek ve mesleki eğitim hakkında ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? (Özellikle ileride evi geçindirmekle mükellef olacak erkek çocuklar için)

Çocuklar isterse dışardan okuyup diploma alabilirler. (Tabi özellikle kızlar için dinimize uygun ortamlar olursa). Biliyorsunuz ki her üniversite mezunu iş bulamıyor. Rızk mutlak kudret sahibi Allah'ın elinde. Dilediğine dilediği kadar ve dilediği şekilde verir. Okul=diploma=iş=para denkleminin hem akla hem şeriata hem de yaşadığımız vakıaya uymadığını düşünüyorum. 

Kız veya erkek çocuğu elbette meslek erbabı olabilirler. Ticaret yapabilirler. Benim eşim işletme mezunu ama yıllardır ticaretle uğraşıyor. Güvenilir birinin yanında mesleki eğitim alabilir özellikle erkek çocukları. İnsanların çoğu gerek iş gerek mesleki bilgilerini ve becerilerini iş hayatında öğreniyorlar. Özellikle çocuklara İngilizce ve Arapça'yı hem konuşacak hem de okuyup yazacak iyi bir seviyede öğretilmesinin iş hayatlarına olumlu etki yapacağını düşünüyorum. Bu konuda daha bilgili kişilerden daha detaylı bilgi alabiliriz.

Okulla ilgili de şöyle bir durum var bizim düşündüğümüz: Şu an Türkiye'de 14 yaşına gelmiş ama hiç okula gitmemiş bir çocuk İl Milli Eğitim Müdürlüğüne başvuru yapması halinde 1 veya en geç 2 sene içinde bazı sınavlara girip Ortaokul diploması alabiliyor. Ondan sonra ister açık ister düz liseye gidebilirler. Ama biz çocuk tam mükellef olup kararlarını ve sorumluluklarını alacağı üniversite çağına kadar örgün eğitime (llkokul-ortaokul-lise) göndermeyi düşünmüyoruz. Dışarıdan bu kısmı bitirteceğiz inşallah. Bunu bitirirken de hem imanlı, ahlaklı, bilgi ve beceri sahibi hem de yabancı dil bilen ve dünyayı  tanıyan bir Müslüman genç yetiştirme hedefindeyiz.

10-Türkiye'de zorunlu eğitim var. Bu problemle nasıl başa çıktınız? "Para cezası, hapis cezası" gibi yaptırımlar korkutmaktan öteye gitmiyor mu? Ya da işin aslı nedir?

Bu problem aslında daha çok kız çocukları ile ilgili. Çünkü “Haydi kızlar okula” diye kampanya yürütülen bir ülkede yaşıyoruz. Türkiye'de adrese dayalı bir sistem olduğundan  okullara kayıt otomatik gerçekleşiyor ve çocuk okula gitmeyince devamsızlık yapmış oluyor. İlk yılın ortalarında müdür mektup gönderiyor veya eve bir grup öğretmenle gelip durumu araştırıyor. Eğer maddi bir engel ise valilik yardım ediyor, eğer sen göndermek istemiyorsan ve müdür de biraz kafa dengi ise "bazı ailevi sebeplerden dolayı çocuğun bu sene devam edemeyeceğini" Milli Eğitime bildiriyorlar. 

Çevremde çocuğu okula gitmeyen aileler mevcut ama ben para veya hapis cezası alan hiç duymadım.  Biz çocukların okul yaşı döneminde yurt dışında olduğumuz için adrese gelenler “yurt dışında” diye not alıp evde bulunan kayın valideme kağıt imzalatıp gitmişler. Ondan sonra da şu ana kadar arayan ve soran olmadı ne oğlumu ne de kızlarımı. Başka bir arkadaşımız adresini ıssız bir köye aldırdı orada da takip olmadı ama şu an galiba muhtarlar köyde bu konuları sıkı tutuyorlar. 

Asıl mesele korkutmak ve eğitimi devlet eliyle vermek için insanları korkutup sindirmek. Şu an Türkiye'de ilköğretime giden çocukların ortalaması % 97'lerde. Bence en kolay yapılacak şey: adresinizi kendi babanızın veya kayın pederinin evine yaptırmak, kağıt üzerinde aldırmak ve eve okuldan birileri geldiğinde de "yurt dışındalar" deyip gerekli kağıtları imzalamak. Bu yalan olur mu? Olmadığını düşünüyoruz . Zaten ilk 2-3 yıl sıkı tutuyorlar ve ondan sonra mesele olmuyor...

11-Okulsuz eğitime gönül vermiş annelere neler tavsiye etmek istersiniz?

Çocuklar bize Allahın emanetidir ve bize bu konuda hesap sorulacaktır.

Onlar bizim ecir kapımızdır. İmani, ahlaki eğitimleri kadar dünyaya dair her türlü öğrenimleri üzerimizdeki haklarındandır.

Sosyal çevre baskısını azaltmak için bol dua edin ve yaptığınız işe önce kendiniz iyice inanın. Toplumda örnekleri olmasa da veya az olsa da doğru şeyi yaptığınıza inanın.

Aynı şekilde çocukların da bunu anlaması için onları karşınıza alın ve konuşun.

Kendinizi yeterli görmüyorsanız, birilerini bulmaya gayret edin.

Bu işin zor ve yorucu olduğunu göz önünde bulundurun ama emin olun ki meyvesi de bir o kadar tatlı olacaktır.

Sizinle aynı şekilde düşünenlerle ortak çalışma alanı kurabilirsiniz. Böylece yükünüz hafifleyebilir.

Evinize TV , bilgisayar , ipad cihazlarını ya sokmayın ya da çok az ve kontrollü kullandırın. İnternet de aynı şekilde sadece çocuklar için değil hem gençler hem de büyükler için yanlış kullanıma açık alanlar. Buralara "dikkat" derim.

Aklıma gelenler bu kadar. Sitenize çok teşekkür ediyorum. Tüm Müslüman kardeşlerime Allah"tan yardım ve muvaffakiyetler diliyorum.

Allah'ın rahmetine muhtaç kardeşiniz Şehide 

 

Anahtar Kelimeler:

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Kimsenin Yeri Garanti DeğilÖnceki Haber

Kimsenin Yeri Garanti Değil

Kızıma Adet Dönemini Nasıl Anlatmalıyım?Sonraki Haber

Kızıma Adet Dönemini Nasıl Anlatmalıyım?

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!