Cennet için evlat yetiştirin

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
0
Milli Gazete Yazarı Fatma Tuncer ile ramazan ayını ve toplum üzerinde oluşturduğu atmosferi konuştuk. Annelerin birinci hedefi fakülte bitiren ve kariyer yapan bir çocuk yetiştirmek diyen Tuncer, “Kimse cennete çocuk yetiştirmek istiyorum hedefinde değil. Bizim Müslüman olarak ilk hedefimiz bu olmalı” ifadelerini kullandı.

Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

DiniHaberler.com.tr:

Ramazan sohbetlerimizin bugünkü konuğu Milli Gazete yazarı Fatma Tuncer. Konuğumuz ile eski ve yeni ramazan aylarını, iftar soflarını, ramazan ayının toplum ve eğitim açısından faydalarına, çocukların nasıl yetiştirilmesi konusuna kadar birçok konuyu ele aldık. Ramazan ayında zengin ile yoksul arasında bağ kurulması gerektiğine dikkat çeken Tuncer, “Her yerde zenginler, orta kesim, yerel yönetimler, iş adamları iftar veriyor. Ama sanki şov tarafı daha ağır basıyor. Samimiyet kokan bir şey hissetmek istiyoruz” dedi.

MANEVİ DÜNYAMIZ YOKSULLAŞIYOR

Ramazan ayınız nasıl geçiyor?

Genelde yazılan ve çizilenlerin ekseriyetine baktığımız zaman hep ‘eski ramazanlar’ söylemi var. Aslında eskiden de her şey çok iyi değildi ama şu an bir önceki nesle göre hayatımızda çok daha fazla bir yozlaşma var. Gençlik yıllarımla kıyasladığımda çok daha fazla manevi anlamda zayıfladığımızı, yozlaştığımızı görüyorum. Her şey çok güzelmiş gibi bir görüntü var. Dindarların önü açıldı daha çok dinimizi yaşama özgürlüğü oldu daha fazla imkânlara sahibiz gibi bir intiba var bu kısmen doğru. Daha fazla imkâna sahibiz, teknolojiyi sonuna kadar kullanıyoruz, bilgiye çok daha kolay ulaşabiliyoruz. Ama nedense manevi dünyamızda yoksullaşıyoruz.

PROGRAMLAR SEKTÖR OLDU

Televizyonda çıkan hocalara sürekli basit sorular sorulması sanki Müslümanların diniyle alay eder gibi, çok rahatsız edici bir şey. Bu kadar teknolojik imkânlar, kütüphaneler varken, eğitime ve bilgiye çok fazla açıkken, fıkhi bilgileri insanlarımızın bilmemesi çok garip. Bu kadar basit soruları hocalara iletmeleri onların da bunları çok ciddiye alıp bunun üzerinden kendilerini göstermeleri ramazanın ruhuyla çok uyuşmuyor. Bu programlar da bir şekilde sektöre dönüşmüş vaziyette. Bu şekilde meşhur olup, ön plana çıkıyorlar.

ORUÇ İNSANI REHABİLİTE EDER

Nasıl istifade etmeliyiz ramazan ayından?

Orucun sosyo-psikolojik açıdan da getirisi var. İnsanlar orucu Allah rızası için tutarlar. Orucun bizim bildiğimiz ya da bilmediğimiz farklı hikmetleri vardır. Öncelikle irade eğitimine ciddi bir katkısı söz konusu. Önünüzde yiyecek var ama siz rızayı kazanmak için yemiyorsunuz, içmiyorsunuz. Kaidelere ve belli şartlara uyuyorsunuz. Oruç bu anlamda tutulursa bir kalkan olmakta. Kötülüklerden uzak durabiliyorsak bir ay içerisindeki bu eğitim süreci yani kendimizi rehabilite ettiğimiz ramazan ayını, yılın diğer aylarına da yayabilme imkânınız vardır. Kendimizi on iki ayın bir ayında manevi eğitime tabi tutuyoruz. Orucun böyle bir avantajı var. Aynı zamanda empati duyguları karşı tarafı anlayabilme duygularını geliştirmekte.

TELEVİZYONLAR KAPANMALI

Mübarek ramazan ayında günlük işlerimizde neler değişmeli?

İlk olarak televizyonu kapatmamız lazım. Vaktimizin bir kısmını İslami ilimlere ayırmalıyız. Özellikle babaların çocuklarını toplayıp, İslam’ın bize tavsiye ettiği ilkeleriyle aile fertleriyle paylaşması, onlarla istişare etmesi gerekmektedir. İçsel yolculuk, tefekkür, itikâf gibi değerlerle kendimize dönme, hatalarımızın analizini yapma konusunda ramazanın bize farkındalık kazandırması açısından kendimize vakit ayırmalıyız.

KADINLAR ÇOK İSTİFADE EDİYOR

Sizin ramazan ayınız nasıl geçiyor? Kadınlar nasıl değerlendirmeli ramazan ayını?

Mukabelelere katılabiliyor musunuz?


Ramazan ayında çalışan bir insanım. Kur’an-ı Kerim’i tek okuyorum. Ramazan ayını kendi çalışma arkadaşlarımla geçirme fırsatı bulabiliyorum. Ramazan ayından farklı kültürdeki insanların bile istifade ettiğini görüyorum. İftar davetlerinde dinle ilgili sohbetlerimiz olmakta. Bu ayda farklı yaşantı ve düşüncede insanların da gündemine dini konular gelmekte. Ramazan ayında kadınlar erkeklere göre daha disiplinli ve başarılı. Erkeklerin mukabeleleri kadınlar kadar devam ettirilebildiğini zannetmiyorum. Kadınlar mukabeleyi bir şekilde kaçırmıyorlar. Çocuğun bakımı ve evin işleri olsun kadınlar birkaç işi yapmaya meyilliler. Yemekler sofralarda akşam hazır oluyor. Kadınların bu ayın bereketinden daha fazla yararlandıklarını düşünüyorum.

ÖĞLENE KADAR ÇALIŞILMALI

Sizin gün içinde hisleriniz nasıl oluyor?

Keşke daha fazla vakit olsa da ramazan ayının faziletlerinden daha fazla yararlansam. Ramazan ayında kurumlar çalışanlarını öğleye kadar çalıştırmalı. Böyle olursa insanlar biraz daha ibadete ve ziyarete vakit ayırabilirler.

İŞİN ŞOV TARAFI AĞIR BASIYOR

Eskiden tesettürlü bir hanımın yolda sigara içmesi, kol kola bir erkekle yan yana gezmesi abes karşılanabiliyordu ama şimdi bütün bunlar doğal bir şey gibi görünmeye başladı. Biz bir taraftan dinimizi yaşamaya gayret ederken bir taraftan da dinimizle örtüşmeyecek durumları hayatımıza sokmaya ve onu normal görmeye başladık. Her yerde zenginler, orta kesim, yerel yönetimler, iş adamları iftar veriyor. Ama sanki şov tarafı daha ağır basıyor. Samimiyet kokan bir şey hissetmek istiyoruz. İsraf çok fazla yapılıyor. Bir kap yemekle de doyabiliriz. Hz. Peygamber’in yaşantısında israf olmamıştır. Dinin haram kıldığı bir şeydir. İsraf edilen her şeyde başkalarının hakkı olduğunu dinimiz bize ifade etmekte. Allah’ın rızasını kazanmak için samimi başlanan bir şeyde, rızadan çok gösteriş, popülerlik ve öne çıkma gibi durumlar baskın gelebiliyor. Dolayısıyla herkes iftar veriyor ama bize manevi getirisi olmuyor.

YOKSULLARLA KUCAKLAŞMA AYI

Tabii ki ramazan ayında manevi bir atmosfer oluşuyor bu kaynaşmadan hepimiz istifade ediyoruz. Otobüslerde insanlar birbirlerine hurma uzatıyorlar. Her ne kadar ön saflarda olan kişiler ulaşamasalar da halkın büyük bir kısmı yoksullarla kucaklaşma imkânı buluyor. Fitre, zekât, sadaka gibi değerler bu ayda öne çıkıyor. Elbette yapabilenler açısından zengin ile yoksul arasında bir sevgi kanalı oluşturuyor belli bir kesim arasında. Çünkü hiç kapıları çalınmayan insanların bu ay içinde kapıları çalınarak, ailelere destek verilmekte. Hatırlanmak çok güzel bir şey.

İFTAR SOFRALARI VESİLE KAYNAĞI

Farklı iftar sofralarına konuk oluyor musunuz?

Sadece yakın arkadaşlarımın iftarlarına katılmaktayım. Vaktim olmadığından dolayı birçok iftar davetine de katılamıyorum. İftar sofraları uzun süre görüşemediğimiz insanlarla bir araya gelmemize vesile olmakta.

BAMYA ÇORBASINI SEVERİM

İftar sofralarında neyi eksik etmezsiniz?

Gösterişli iftar sofrası kurmamaya gayret ederim. Bir Akdenizli olarak soframızda yöresel zeytinyağlı yemekler bulunur. Çok güzel bamya çorbası yaparım ve soframda bulundurmaya gayret ederim

EVSİZLERİ GEZERDİK

3-4 yaşındaki kızımızla hafta sonu pastaneden bir torba simit alarak evsizleri gezerdik. Anlatırdık kızımıza bu insanlar yardıma muhtaç ama insanların onlara yardımcı olamadıklarını. Allah diğer insanları onlara sahip çıkmaları konusunda görevlendirdiği şeklinde açıklayarak anlatmaya çalışırdık. Kendi çocuğumuzu bu şekilde büyütmeye gayret ettik. Bunun etkilerini daha sonra gördük, demek ki mümkünmüş.


Her yerde zenginler, orta kesim, yerel yönetimler, iş adamları iftar veriyor. Ama sanki şov tarafı daha ağır basıyor

Televizyonda çıkan hocalara sürekli basit sorular sorulması sanki Müslümanların diniyle alay eder gibi, çok rahatsız edici bir şey.



KİMSE CENNETE ÇOCUK YETİŞTİRMEK DERDİNDE DEĞİL

Annelerin birinci hedefi fakülte bitiren ve kariyer yapan bir çocuk yetiştirmek oldu. Çok başarılı olsun istiyorlar. Ama nedense çocuğum iyi bir Müslüman olsun derdinde değil. Dinin özeti iyi bir Müslüman ve iyi bir insan olmaktır. Peygamber Efendimiz (sav) “Dinin yüzde 50’si ahlaktır” buyurmakta. Bu noktada çocuk yetiştirmeyi hedeflemiyoruz da kariyer sahibi, hep ön saflarda olsun düşüncesinde oluyoruz. Biz kendi dinamiklerimize dönmediğimiz sürece bu sorunu çözemeyiz. Ailelerin ilk önce kendi kaynaklarımıza dönüp sonrasında aile içinde çocuklarını eğitmesi gerekir. Kimse cennete çocuk yetiştirmek istiyorum hedefinde değil. Bizim Müslüman olarak ilk hedefimiz bu olmalı. Kaynak: Gazete Vahdet

Anahtar Kelimeler:

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
İstanbul\'da terör saldırısı: 41 ölü, 239 yaralı Önceki Haber

İstanbul\'da terör saldırısı: 41 ölü, 23...

Diyanet 01.07.2016 Tarihli Cuma Hutbesi okunacak hutbe..Sonraki Haber

Diyanet 01.07.2016 Tarihli Cuma Hutbesi...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!