Türkiye’de Müslümanca yaşamak isteyen kadınların hikayesi

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Türkiye’de Müslümanca yaşamak isteyen kadınların hikayesi
Diyanet İşleri Başkanlığı Başkanlık Müşaviri Belgin Konarılı, Türkiye’de başörtülü kadınların yakın geçmişte eğitim ve çalışma hayatında karşılaştığı problemleri, kendi yaşadıklarından yola çıkarak ele aldığı “Kelebek Misali” kitabını anlattı.

Yazar Belgin Konarılı, Türkiye’deki başörtülü kadınların yakın geçmişte eğitim ve çalışma hayatında karşılaştığı problemleri, kendi yaşadıklarından yola çıkarak ele aldığı “Kelebek Misali” kitabını Diyanet Haber’e değerlendirdi.

“Kendi yaşadıklarımdan bahsederken aslında benim gibi yaşayan binlerce kadından bahsetmek istedim. Türkiye’de Müslümanca yaşamaya gayret eden kadınların hikâyesi, Yesrib’in Medineleşmesi gibiydi. Bahanelere sığınmadan, tembelliği tercih etmeden, mücadeleye sarılan kadınların hikâyesi...”

“Kelebek Misali” kitabını daha yakından tanımak, hangi duygu ve düşüncülerle kaleme alındığını anlamak için kitabın yazarı Belgin Konarılı ile bir röportaj gerçekleştirdik.

--

Kitap: Kelebek Misali

Yazar: Belgin KONARILI

“Kelebek Misali” kitabını yazmaya karar verme sürecinizi bizimle paylaşır mısınız?

“Anılarımı yazdığım yazılarım vardı aslında ama bu kitapta asıl anlatmak istediğim bunlar değildi. Birlikte çalıştığım bazı arkadaşlarımın kimi zaman iş hayatına dair sorunlarını dile getirdiklerine, bazen çok küçük sorunlar karşısında çok büyük tepkiler gösterdiklerine, bu sorunların aşılamaz sorunlar olduğunu sandıklarına şahit olurdum. Ben de o zaman onlara yaşadıklarının çok küçük sorunlar olduğunu, bizim geçmişte çok daha büyük problemlerle mücadele ettiğimizi kendi yaşadıklarımdan örneklerle anlatırdım. Bu gibi durumlar üzerine çok sayıda kişiden bu anlattıklarımı kitaplaştırmama dair telkinler aldım. Bu da aslında kitabın yazılma sürecini hızlandırdı diyebilirim. Ancak bu kitapta neyi ele almalıydım? Aile hayatını mı, çocuklarla birlikte devam ettirilmeye çalışılan iş hayatını mı, çevresinde okumuş ilk kadın olmanın zorluklarını mı ya da eğitim ve çalışma hayatını mı? Her birisinin kendine özgü yanları vardı ancak ben sadece eğitim ve çalışma hayatını ele almak istedim. Çünkü yaşadıklarımın çalışan kadınlara, özellikle Diyanet teşkilatındaki kadınlara bir örnek olmasını istedim.”

“Kelebek Misali” kitabı bize ne anlatıyor?

“Eğitim ve çalışma hayatını ele almak istedim dedim az önce. Burada eğitim hayatı dediğimizde lise hayatımız çok güzel, çok mutlu geçti bizim. O günlerde 80 ihtilali oldu. Türkiye’nin her yerinde camlar kırılıp, okullar basılıp, çocuklar ölürken biz bu durumda çok fazla olumsuzluk yaşamadık aslında. Yani biz 80 ihtilalini biraz dışardan seyrederek geçirdik.

O dönemde asıl meselemiz başörtüsüydü. Çünkü başörtüsünden dolayı okullardan atıldık, ötelendik, diğer çalışanların iki katı çalışarak kendimizi ispat etmek zorunda bırakıldık.

Örneğin belki ben iyi bir ressam olabilirdim ama başörtülü olduğum için olamadım. Biz çocuklarımıza o dönemde meslek seçerken diyorduk ki; ‘Kızım bak senin ilgi alanın belki bu ama okursun, dört yıl sonra işsiz kalırsın. İleride çalışmak mı istiyorsun yoksa sadece okumak mı istiyorsun?’ ‘Yok çalışmak da istiyorum tabi ki.’ ‘O zaman bunu okumayacaksın, sadece başörtülü çalışabileceğin alan burasıdır, bunu okuyacaksın.’

Okuma alanları bile sınırlıydı çocuklarımızın. Ancak bugün kamusal alanda başörtüsü diye bir sorun kalmadı. Başörtüsüyle gazeteci oluyor, sporcu oluyor, doktor oluyor, mühendis oluyor, öğretmen oluyor.

Benim kızım başörtülü bir mühendis. Hiç kimse bir sorun yaşamadan başörtüsüyle okuyup başörtüsüyle çalışabiliyor ve bu durumun ne kadar önemli olduğunu bilmiyorlar. Biz anlattığımızda da diyorlar ki siz artık bu durumu çok abartıyorsunuz, çok hayatın merkezine koyuyorsunuz ya da siyaseti çok önceliyorsunuz. Başörtüsü aslında siyasetten bağımsız bir durum. Herkesin, her partiden insanın ben Müslümanım diyorsa başını örtme hakkı vardır.

Bizim dönemimizde başörtülüysen belki sadece ilahiyat fakültesinde okuyabilirsin, çünkü Kur’an-ı Kerim dersi var. Ve imam hatip liselerinde meslek dersi öğretmeni olursun, orda da Kur’an-ı Kerim dersi var ve kimse de başını açarak Kur’an-ı Kerim dersi vermeni hoş karşılamaz. Bu yüzden seçebileceğimiz meslekler sınırlıydı.

Türkiye’de bu süreci yaşayan kızların, kadınların;  hem dindar, hem başörtülü, hem okumak hem çalışmak isteyen kişilerin hayatını kaleme almak istedim. Ve kendi yaşadıklarımı bu kitapta anlatmak istedim.”

Kitaba dair son değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

“Kendi yaşadıklarımdan bahsederken aslında benim gibi yaşayan binlerce kadından bahsetmek istedim. Türkiye’de Müslümanca yaşamaya gayret eden kadınların hikâyesi, Yesrib’in Medineleşmesi gibiydi. Bahanelere sığınmadan, tembelliği tercih etmeden, mücadeleye sarılan kadınların hikâyesi...

Bu kitap; çalışan, okuyan, düşünen, hayatı sorgulayan ve mücadele etmek isteyen başörtülü bir kadının, bir genç kızın varoluş çizgisi. Dönenin yasaklarına, dindarların çevresel baskılarına rağmen, bakın dinin demiyorum; Allah Resulü’nün sünneti ya da Kur’an-ı Kerim’deki bir farz değil, bizim din algımıza rağmen, geleneklere rağmen, tüm bu baskı ve olumsuzluklara rağmen varoluş mücadelesi gösteren bir kadının hikâyesi…”

Vakit ayırıp kitaba dair merek ettiklerimizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz.

Ben de teşekkür eder size çalışma hayatınızda, Diyanet Haber’e de yayın hayatında başarılar dilerim.

Kelebek Misali TDV e-Satışta TIKLAYINIZ>>>

 

Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ

 

Diyanetliler Platformu  Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

 

Kaynak:Diyanet Haber


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Yurtdışı Din Görevlisi Sınavı İstatistiki BilgileriÖnceki Haber

Yurtdışı Din Görevlisi Sınavı İstatistik...

Hiç kimse Diyanet'e bugüne kadar yanlış bir fetvayı verdirtememiştirSonraki Haber

Hiç kimse Diyanet'e bugüne kadar yanlış...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!